Eğitim Sistemi Toplumun Taleplerine Cevap Vermiyor

Eğitim Sistemi Toplumun Taleplerine Cevap Vermiyor

Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Van Meslek Yüksekokulu Elektrik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd

Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Van Meslek Yüksekokulu Elektrik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Ateş, mevcut eğitim sisteminin birey ve toplumun ihtiyaçlarına cevap veremez durumda olduğunu belirterek, "Eğitim sistemimiz toplumun taleplerine cevap verebilecek bir şekilde yeniden revize edilmelidir" dedi.
Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ateş, yüksek okul diplomasına sahip olmanın artık tek başına bir fayda getirmediğini ifade ederek, üniversitelerin bu konuda toplumun ihtiyaçlarını dikkate alan bir eğitim sistemini geliştirmelerinin zorunlu hale geldiğini söyledi. Ateş, bir yüksekokul diplomasına sahip olmanın o kişinin sosyal ve ekonomik standartlarını bir üst basamağa çıkartmaya yetmediği bir çağda yaşandığını, bireyin belirli nitelikleri elde ederek uluslararası şirketlerde çalışabilecek yeterlilikte olması gerektiğini ve bu yeterliliğe de ancak multidisipliner bir eğitim ve çok sıkı bir çalışma ile ulaşılabileceğini anlattı. Ateş, bireyin bu düzeyi yakalayabilmesi için, uluslararası şirketlerde çalışmasını sağlayabilecek yeterlilikleri üzerinde taşıması gerektiğini ifade ederek "Üniversitelerde yapılan geleneksel eğitim, bazı ülkelerde iflasla sonuçlanmıştır. Bu konuyla ilgili olarak, geçtiğimiz günlerde yapılan bir araştırmaya göre; yeni mezun olan mühendislerin yüzde 25'i, yeni mezun olan finans uzmanların yüzde 15'i ve mezun olan yüksekokul mezunlarının ise, ancak yüzde 10'unun uluslararası şirketlerde çalışabilecek yeterlilikte olduğu saptanmıştır. Ayrıca, ara elamanların iletişim yetersizliği, takım halinde çalışma yapmayı bilmemeleri, oldukça teorik ve itaatkar davrandıkları gözlemlenmiştir. Bu durum ise şirketler için düzeltilmesi gereken en önemli problemdir" şeklinde belirtti.
KÜRESEL ŞİRKETLER KENDİ ÜNİVERSİTELERİNİ KURUYORLAR
Eğitim ve iş dünyasına hitap eden müşterek yüksekokulların günümüzün yükselen sektörü haline geldiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Ateş, " Küresel şirketler, şaşırtıcı başarılarına ek olarak kendi üniversitelerini de kuruyorlar. Günümüzde hem eğitimin, hem de iş dünyasının beklentilerine cevap verebilecek müşterek yüksekokullar dünyada yükselen bir sektör haline gelmiştir. Yani, eğitim sektörü ile iş dünyası, birlikte öğretip ve yine birlikte üretimi gerçekleştirmiş oluyor. Yarının iş dünyası sadece ürünün ya da hizmetin değil, bilginin de ticaretini yapacak. Örneğin Google gibi. Çünkü, küresel iş dünyası bu yeni misyonu bir zorunluluk haline getirmiştir" ifadelerini kullandı.
EĞİTİMDE REKABET VE ESNEKLİK
Eğitimde rekabet ve esnekliğe dikkat çeken ve öğrencilerin bilimi ilginç ve yeni bir meslek seçimi olarak görmeleri gerektiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Ateş, açıklamasında şunları ifade etti:
"Halbuki öğrenciler bilimi zor teknik veya matematik problemlerinin çözümü olarak görüyorlar. Aslında bilim yeni bir meslek seçimi olmalıdır. Örneğin; Çin, zamanında çokça bilimsel buluşlar ve icatlar yapmış, fakat bunları ekonomik değere çeviremediğinden dolayı batının gerisinde kalmıştır. Toplumumuzda bir kişinin istemesi ve gayretli olması halinde, en üst seviyeye kadar çıkabilmesinin yolları açılmalı ve aranmalıdır. Ne yazık ki toplumun en alt katmanı ile en üst katmanı arasındaki ekonomik ve sosyal fark gün geçtikçe büyümektedir. Tırmanmayı sağlayacak merdivenin yetersiz olduğu da bir gerçek. Yeterli merdiveni sağlayacak en önemli öğe olan Politik sistemin kararlı ve istikrarlı olmasıdır. Aksi halde yukarıya doğru hareketlilik (upward mobility) gerçekleşmez. Mesela; Rus Bakan Igor Shuvalov, önce küçük iş kuluçkalarını kurmayı öğrenen bir delegasyona başkanlık yapmış ve daha sonra Rusya'nın modernizasyonundan sorumlu Putin kabinesinin bakanı olmuştur. Shuvalov, Rusya'da, üniversiteleri iş açmada ve iş imkânları sağlanması hususunda onları cesaretlendirmiştir. Çünkü çağımızda küresel ekonomi ancak bilgi ile yönetilebilir. Küresel dünyada şirketler ya yükseliyorlar ya da batıyorlar. Onun için bu tür şirketlerde yüksek eğitim ve beyin gücü önemini ve aciliyetini müthiş bir şekilde hissettiriyor. Büyük şirketler kendileri için çok ihtiyaç duyulan eğitimli işgücünü oluşturmak amacıyla kendi üniversitelerini kuruyorlar. Bunun dünyadan örnekleri var. Mesela; Moskova'da bulunan Hidroelektrik Üniversitesi, fabrika müdürlerine, enerjinin milyonlarca aboneye nasıl dağıtıldığını öğretiyor. Hindistan'da Infosys yazılım şirketi kısmen kendi üniversitesini kurmaya başladı. General Elektrik ve Siemens gibi büyük şirketler ise dünya çapında kendi okullarını kurmayı sürdürüyor."
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile