Eğitimcilerden Tepki

Eğitim-Bir-Sen Düzce Şube Başkanı Ömer Faruk Çelebi, toplumun en fedakar insanları olan öğretmenlerin, sınıfta fiili olarak bulunduğu saatlerin dışındaki mesleki çalışmalarının göz ardı edilmesinin öğretmenlere yapılabilecek en büyük haksızlık olduğunu söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Öğretmen maaşları memura haksızlık” şeklindeki açıklaması eğitim camiasından tepki gördü. Bir basın açıklaması yayınlayan Eğitim-Bir-Sen Düzce Şube Başkanı Ömer Faruk Çelebi, “Öğretmenler yok sayılarak gelecek inşa edilemez” dedi.

Açıklamasında Hz. Ali’nin‘Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum’, Socrates’in ‘Dünyada her şeye değer biçilebilir ama öğretmenin eserine değer biçilemez’ sözlerini hatırlatan Çelebi, “Önemli düşünürler, bu sözleri ile öğretmenlik mesleğinin önemine vurgu yapmışlardır. 1624 TL maaş alan öğretmenin isyanını anlamak yerine (Öğretmen maaşları memura haksızlık) diyen Sayın Başbakan’ın (Bu camia benim en çok saygı duyduğum kesimdir) sözünün devamını uygun bitirmesini arzu ederdik” diye konuştu.

Öğretmenlerin derse maddi ve manevi yönden kafası rahat girmediği sürece, fiziki ihtiyaçların sağlanmasının ve ders materyallerinin sunulmasının eğitimde kalitenin yakalanması hedefini boşa çıkaracağını ifade eden Çelebi, Fatih Projesi’ne 8 milyar TL kaynak aktaran hükümetin, öğretmen söz konusu olduğunda ise çeşitli bahanelere sığınmasının, eğitime yapılan diğer yatırımları sonuca ulaştırmayacağını kaydetti.

Öğretmenlerin mesleki çalışmalarının göz ardı edilmesinin haksızlık olduğunu vurgulayan Çelebi açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Eğitimciler ne yazık ki ders materyalleri kadar göz önünde bulundurulmamıştır. Mesleklerinin gereği olarak toplumun en fedakar insanları olan öğretmenlerin sınıfta fiili olarak bulunduğu saatlerin dışındaki mesleki çalışmalarını görmeyip, öğretmenleri branşına göre sadece mecburi girmek zorunda oldukları haftalık 15-18-20 ders saati ile ölçmek, öğretmenlere yapılabilecek en büyük haksızlıktır. Eğitime fiziki yatırım yapan bir iktidarın öğretmenleri karşısına almaya çalışmasını anlamakta güçlük çekiyoruz. Öğretmenler, karşıya alınmayı değil, anlaşılmayı beklemektedirler. Kanaatkâr insanlar olan öğretmenler, asla hakkı olmayana talip olmamış, 666 sayılı KHK sonrası kurum içi dengenin bozulması sonucu ek ödeme talepleri ile de adaletten başka bir şey istememişlerdir. Kanaatkar yaklaşımla genel bütçeye mali yükünü de göz önünde bulundurarak kurum içi dengeyi sağlayacak bir teklifi, yani 314 TL ek ödeme talebini toplu sözleşme masasına taşıdık. Öğrenci ile yüz yüze olmadığı zamanlarda yüzlerce öğrencinin binlerce sınav kağıdını okumak, nöbet tutmak, velilerle irtibat içinde olmak, sınav sonuçlarını e-okula girmek, performans ödevlerini değerlendirmek, toplantılara katılmak, törenleri omuzlamak gibi yüzlerce görevi göz ardı etmek öğretmenlik mesleğine haksızlık yapmaktır. Eğer bu açıklamalarda art niyet yoksa; 666 sayılı KHK ile öğretmeni ve öğretim elemanını unutanların, hatalarını düzeltmek yerine Başbakan’ı yanlış bilgilendirdiklerini düşünüyoruz. Zira öğretmenlik, ders süresi ile bitmeyen ve eve iş götüren tek meslektir. Sayın Başbakan’ın öncelikle kendisini yetiştiren öğretmenleri hatırlayarak empati kurmasını ve ek ödeme mağduriyetini bir an önce gidermesini bekliyoruz.”
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile