Yeni yılın ilk günleriyle beraber Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarının başkent dışında stadyumlarda değil, sadece okullarda öğrencilerle kutlanmasını öngören genelge yayımladı. Genelgenin ardından tartışmalar sürerken CHP, Danıştay'a düzenlemenin iptali için başvurdu.
Danıştay 10. Dairesi, 27 Nisan'da verdiği kararla genelgenin yürütmesini durdurdu. Kararın gerekçesinde, üst hukuk normlarında hangi bayramın ne şekilde kutlanacağının açık olduğu belirtilerek, genelgenin düzenleyici işlem niteliği taşımadığı kaydedildi.
Bakan Dinçer, kararı değerlendirirken, ''Doğrusunu söylemek gerekirse hukuki bir garabet. Biz 19 Mayıslarımızı, 23 Nisanlarımızı, 29 Ekimlerimizi bu halkın da benimsediği bir tarzda daha coşkulu bir şekilde kutlayacağız'' ifadelerini kullandı.
Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararının ardından, 5 Mayıs'ta ''Ulusal ve Resmi Bayramlar ile Mahalli Kurtuluş Günleri, Atatürk Günleri ve Tarihi Günlerde Yapılacak Tören ve Kutlamalar Yönetmeliği''nin yürürlüğe konulmasına dair Bakanlar Kurulu kararı Resmi Gazete'de yayımlandı. Yönetmelikle, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlama programlarında tören geçişi ve tebrikata yer verilmeyeceği, kutlamaların Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın sorumluluk ve koordinesinde yapılacağı karara bağlandı.
Kararın ardından 19 Mayıs'ta, Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kapsamında illerde yürüyüş ve gençlik şölenleri düzenlendi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nda artık tanklar, toplar ve belediye araçlarının yürümediğini belirterek, ''Artık bir şenlik, ortada gençlik var. Bayram böyle olur. Öbürü demir perde ülkelerine ait kutlamalardı'' dedi.
MEB tarafından 2010'da başlatılan ve eğitimde bilişim teknolojisinin önemini artırmayı, sınıfları daha ileri teknolojiyle donatmayı, öğrencilerin teknolojiyi daha etkin kullanmayı öğrenmesini amaçlayan FATİH Projesi kapsamında, Şubat ayından bu güne 17 ildeki 52 okulda, yaklaşık 13 bin 800 öğrenciye tablet verildi ve 85 bin akıllı tahta genel, Anadolu, sosyal bilimler, fen, Anadolu öğretmen ve imam hatip liseleriyle iş okulları olmak üzere toplam 3 bin 657 okula yerleştirildi.
Bakanlar Kurulu'nun 3 Ocak'ta aldığı karar doğrultusunda, MEB'in ortaöğretim haftalık ders çizelgelerinde ortak dersler arasında yer alan ''Milli Güvenlik Bilgisi'' dersi 2012-2013 öğretim yılından itibaren uygulamadan kaldırıldı.
MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, Nisan ayında ortaöğretim kurumları haftalık ders çizelgelerinde yaptığı değişiklikle Milli Güvenlik Bilgisi dersini lise 2. sınıf öğrencilerinin aldığı bir saatlik ortak dersler arasına aldı.
4 4 4 uygulanmaya başlandı
Milli Eğitim Şurası'nın Şubat ayında alınan kararıyla, eğitim sisteminin ''4 4 4'' şeklinde yeniden yapılandırılması ve zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran ''İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'' alt komisyona gönderildi.
Başbakan Erdoğan, teklifin 30 Mart'ta yasalaşmasının ardından, ''Bizler tarihimize kara bir leke olarak yazılmış, bin yıl süreceği iddia edilen 28 Şubat'ın son izini, 28 Şubat'tan 15 yıl sonra, geri dönmemek üzere tarihin tozlu raflarına Allah'ın izniyle gönderdik'' dedi.
Erdoğan, Kur'an-ı Kerim ve Hazreti Muhammed'in hayatının seçmeli ders olarak okutulmasıyla ilgili, ''Halkımız bize diyor ki 'Düz liselerde, ortaokulda Kur'an-ı Kerim ve peygamberimizin hayatı seçmeli ders olsun'. Kimse buna mecbur edilmiyor. Bu derse isteyen girecek, istemeyen girmeyecek '' diye konuştu.
Kanunun Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesinden bir hafta sonra 19 Nisan'da CHP, yasanın şekil bakımından iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Anayasa Mahkemesi, 24 Mayıs tarihli kararıyla yasanın, şekil bakımından iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemini reddetti. Mahkemenin Ekim ayında Resmi Gazete'de yayımlanan gerekçeli kararında, ''Anayasa'da öngörülen çoğunlukla son oylamasının yapıldığı açık olan ve şekil bakımından Anayasa'ya aykırılığı iddiasına gerekçe olarak dava dilekçesinde gösterilen hususlar yönünden incelenme olanağı bulunmayan 6287 sayılı Kanun, Anayasa'nın 148. maddesine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir'' ifadelerine yer verildi.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer imzasıyla 9 Mayıs'ta yayımlanan ''12 Yıllık Zorunlu Eğitime Yönelik Uygulamalar'' konulu genelgeyle kamuoyunda düzenlemeye ilişkin uygulamalar belirlendi. Genelgeye göre, 2012-2013 eğitim ve öğretim yılı için 30 Eylül 2012 tarihi itibarıyla 66 ayını tamamlayan tüm çocukların okul kayıt işlemleri e-okul sistemi üzerinden merkezi olarak yapılacak. 60-66 ay arasındaki çocukların, velisinin yazılı isteğiyle gelişim yönünden hazır olduğu anlaşılanların ilkokula devamları sağlanacak. Okul öncesi eğitim için 30 Eylül 2012 tarihi itibarıyla 37-66 ay arasındaki çocukların anaokulunda veya uygulama sınıflarında, 48-66 ay arasındaki çocukların ise ana sınıflarında eğitim almaları sağlanacak. Yeni eğitim-öğretim yılının Eylül ayının 3. haftasında başlamasıyla yeni sistem uygulamaya girdi.
Tek tip kıyafetten serbest kıyafete
Nisan ayına gelindiğinde Türkiye genelinde 7,2 milyon öğrenciye dağıtılacak ''Okul Sütü Programı'' için kollar sıvandı. Süt alımı için yapılan ihalenin ardından, Mayıs ayında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı'nın işbirliğinde ilk sütler dağıtıldı. Öğrencilere her gün 200 mililitrelik süt dağıtılması hedefiyle başlatılan programın ilk gününde çeşitli illerde bazı öğrenciler rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı. Bunun üzerine okul sütlerinden numune alınarak analize gönderildi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, sütlerden alınan örneklerin hiç birinde hastalık yapıcı mikroorganizma ya da bakteri toksinine rastlanmadığını bildirdi ve Sivas'taki süt örneklerinde hastalık yapıcı olmayan mikroorganizmaların bulunması nedeniyle sterilite şartlarını sağlayamayan firmayı dağıtım zincirinden çıkardı. Okul sütü dağıtımı okullarda devam etti ancak süt içmek istemeyen öğrencilere velilerinin onayı doğrultusunda dağıtım yapılmadı.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın Kasım ayında, okullarda belirli koşullarda öğrencilerin kılık kıyafetlerinin serbest olmasına ilişkin yönetmeliği Resmi Gazete'de yayımladı. Yönetmelikle, öğrencilerin okul, sınıf ve şubelerde tek tip kıyafet giymeye zorlanmamasının önü açılarak ''serbest kıyafete'' geçilmesi sağlandı. Buna göre, öğrenciler okullarda, boyalı saç, makyaj, bıyık, sakal ve siyasi sembol içeren simge, şekil ve yazıların yer aldığı fular, bere, şapka, çanta ile gidemeyecek. Kız öğrenciler, imam-hatip ortaokul ve liseleri ile çok programlı liselerin imam hatip programlarında tüm derslerde, ortaokul ve liselerde ise seçmeli Kur'an-ı Kerim derslerinde başlarını örtebilecek.
Değişiklik 2013-2014 eğitim öğretim yılından itibaren geçerli olacak.
Harçlar, kaldırıldı
Bakanlar Kurulu Ağustos ayında yükseköğretimde birinci öğretim ve açıköğretimde harçları kaldırdı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Sayın başbakanımızın, bakanlarımızın imzaladığı kararnameyle bundan böyle birinci öğretimden katkı payı alınması, yani harçlar tamamen kaldırılmıştır. 2011-2012 öğretim yılı sayısı itibarıyla 1 milyon 524 bin 380 öğrenci bu harçların kaldırılmasından doğrudan istifade edecektir. Aynı şekilde açık öğretimden katkı paylarının alınmasına da son verilmiştir. Yine 2011-2012 eğitim-öğretim yılında 1 milyon 951 bin 494 öğrenci de bundan istifade etmiş olacaktır'' dedi.
31 yıllık YÖK tasarısında değişiklik
1980 askeri darbesinden sonra 1981 yılında çıkarılan 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu, 31 yıllık bir sürenin ardından geçtiğimiz Kasım ayında hazırlanan taslak doğrultusunda tüm kamuoyunun görüş ve önerilerine açıldı.
YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya 5 Kasım'da yaptığı basın toplantısıyla yeni yasa taslağı çalışmasını kamuoyuyla paylaştı. Taslakta, kurulun adının Türkiye Yükseköğretim Kurulu olması, YÖK'ün, yükseköğretim stratejisini uluslararası standartlara ve ulusal eğitim politikalarına uygun biçimde belirlemesi, yükseköğretim kurumlarının kurulması, birleştirilmesi veya kapatılması konularında Bakanlar Kurulu'na teklifte bulunulması, Rektörler Kurulu'nun oluşturulması, en az 15 yıldır faaliyet gösteren devlet üniversitelerinde üniversite konseyinin kurulması ve konseyin rektör ve dekan atamalarını yapabilmesi gibi öneriler yer alıyor.
''Katsayı kararı'' ilk kez uygulamada
Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), bu yıl ilk kez 29 Nisan'da, lise, önlisans ve lisans mezunu engellilerin devlet memuru olabilmeleri için Özürlü Memur Seçme Sınavı (ÖMSS) yaptı.
Sınavda adaylara özür gruplarına ve öğrenim düzeylerine uygun olarak ''genel yetenek'' ve ''genel kültür'' alanında 60 soruluk testler uygulandı. Sınavda adayların daha rahat sınav geçirmelerini sağlamak amacıyla, baston, koltuk değneği, büyüteç, kulaklık, abaküs, insülin iğnesi gibi araç gereçlerin kullanımına izin verildi. Adaylara tuvalete gitmelerine de müsaade edildi.
YÖK Genel Kurulu, 1 Aralık 2011'de aldığı kararla, üniversiteye giriş sınavında yerleştirme puanlarının hesaplanmasında kullanılan farklı katsayı uygulamasını kaldırarak, her aday için katsayıyı 0,12 olarak belirlemişti.
YÖK, Prof. Dr. Kemal Gürüz'ün başkanlığı döneminde 30 Temmuz 1998'de çıkarılan ve uygulanmaya konulduğu 1999 yılından itibaren meslek lisesi öğrencilerinin şikayetçi olduğu uygulamanın kaldırılmasının ardından bu yıl gerçekleştirilen üniversiteye giriş sınavında, her aday için hesaplanmış olan ağırlıklı ortaöğretim başarı puanları 0,12 ile çarpılıp sınav puanlarına eklenerek, adayların yerleştirme puanları hesaplandı.
Bir mesleğe yönelik program uygulayan ortaöğretim kurumlarının mezunları, Yükseköğretim Kurulu'nca saptanacak alanlarda bir yükseköğretim programına yerleştirilirken Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanının 0.06 katsayısı ile çarpımından elde edilecek ek puanlar yerleştirme puanlarına eklendi.
Üniversite sınavında ''din'' sorusu
ÖSYM Başkanı Ali Demir, üniversite sınavına ortaöğretimde zorunlu ders olan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden YGS'de 5, LYS-4'te 8 soru sorulacağını açıkladı. Demir ayrıca, Ortaöğretim Başarı Puanı'nın(OBP) adayın mezuniyet diploma notunun 5 ile çarpımı sonucunda elde edileceğini ve OBP'nin 0,12 ile çarpımı sonunda elde edilen puan, yerleştirme puanına ilave edileceğini bildirdi.
Eğitimde reform yılı
2011-2012 eğitim öğretim yılı adeta reformların yılı oldu.