YUSUF HATİP/BAHATTİN GÖNÜLTAŞ - Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) Genel Sekreteri Halil İbrahim Akça, 13. EİT Zirvesi'nde kabul edilen '2025 Vizyonu'nun gelecek yıllarda uygulayacakları projelerin dayanağını oluşturacaklarını bildirdi.
Akça, 13. EİT Zirvesi'nin ardından AA muhabirlerine yaptığı açıklamada, 6 devlet başkanının katılımıyla Pakistan'ın başkenti İslamabad'da gerçekleştirilen zirvenin bölgesel iş birliğine son derece önemli katkı sağladığını ifade etti.
Çin Dışişleri Bakanlığı'ndan da zirveye üst düzey katılım olduğunu belirten Akça, 'Enerji ve ulaşım koridorlarının yeniden canlandırılmaya çalışıldığı İpek Yolu'nun bir ucunda Çin olması dolayısıyla onların da katılımı önemliydi.' dedi.
Akça, zirveye ilişkin beklentilerinin başında üye ülkelerin bir araya gelip tekrar bir vizyon tartışması yapması olduğunu, zirvede bu konudaki görüşlerin gündeme getirildiğini, zirvenin bir çıktısı olarak '2025 Vizyonu'nun onaylandığını, '2025 Vizyonu'nun gelecek yıllarda uygulayacakları projelerin dayanağını oluşturacağını ve genel sekreterlik olarak bu vizyonu takip edeceklerini söyledi.
- EİT'in karşılaştığı zorluklar
Halil İbrahim Akça, projelerin ve genel sekreterlik harcamalarının finansmanı olmak üzere iki kalem masrafları bulunduğunu ifade ederek, genel sekreterliğin harcamalarına dair maddi bir sorun olmadığını, projelerin finansmanı konusunda ise bazı sorunları bulunduğunu anlattı.
Akça, teşkilat bünyesinde 'ECO Bank' olduğunu hatırlatarak, 'Bankanın varlıkları düşük. Bankanın ödenmiş sermayesi 500 milyon dolar. Kullandırdığı krediler 1 milyar dolar civarında. Bu çok küçük kalıyor. Ancak bununla sınırla kalmıyoruz. Sekretaryanın hazırladığı projeleri İslam Kalkınma Bankası (İKB) takip ediyor. İKB, belki de bizim için en önemli projelerin finansmanında destek aldığımız kurum.' ifadelerini kullandı.
EİT'e ilişkin bazı eleştiriler bulunduğunu, 'kurulduğu 1985'ten bu yana henüz ciddi bir aşama katedilememiş olmasının' bu eleştirilerden biri olduğunu savunan Akça, EİT Ticaret Anlaşması'nın (ECOTA) bu sorunların giderilmesinde önemli bir yeri olduğunu vurguladı.
Akça, 'Bununla birlikte ECOTA, bir türlü yürürlüğe giremedi. En önemli konuyu EİT aşamadı. Özellikle bu zirvede, Pakistan Dışişleri Bakanı bu konuyu özel olarak gündeme getirdi. İki ülkenin daha ECOTA'yı imzalamasını bekliyoruz.' dedi.
- 'Türkiye, bölge ülkelerine EİT üzerinden teknik bilgi aktarımında oldukça cömert'
EİT Genel Sekreteri Akça, EİT'in başarılı olduğu alanların çok fazla olduğunu belirterek, 'Özellikle ulaştırma alanında başarılı adımlar söz konusu. Kuzey-güney ve doğu-batı koridorlarında ciddi başarılar söz konusu. Önümüzdeki günlerde de özellikle İpek Yolu kapsamında yeni projelerin gerçekleştirilmesini bekliyoruz.' diye konuştu.
EİT olarak Çin ile yakın irtibatları olduğunu ve bölgedeki fizibilitelerin tamamlanması anlamında çalışmaları bulunduğunu anlatan Akça, Çin ile bir EİT projesinin ilerletilmesi konusunda henüz iş birliğinin oluşmadığını söyledi.
Akça, Türkiye'nin çeşitli alanlarda bölgeyle etkileşim halinde olduğunu belirterek, 'Türkiye bazı sektörlerde mesafe almış bir ülke. Bölge ülkelerine, EİT üzerinden teknik bilgi aktarımı konusunda oldukça cömert.' ifadesini kullandı.
Türkiye'nin batı koridorunun batı ucunda olduğuna işaret eden Akça, 'Yabancı yatırımcılar için önemli bir pazar olan Türkiye, aynı zamanda diğer pazarlara da önemli bir koridor oluşturuyor. Bu anlamda bütün doğu-batı koridorlarının ucu Türkiye'ye geliyor. Ulaşım, ticaret, turizm gibi konularda ciddi iş birliği söz konusu.' şeklinde konuştu.
- EİT'in tarihçesi
Türkiye, İran ve Pakistan'ın devlet ya da hükümet başkanları, bölgesel ekonomik iş birliğini geliştirmek amacıyla 1964'te İstanbul'da bir araya gelerek bir bildiri yayınladı ve 'Kalkınma için Bölgesel İşbirliği'ni (RCD)' kurdu.
1977 tarihli İzmir Anlaşması ile yasal statüsü oluşturulan RCD, 1979'daki İran İslam Devrimi sonrasında faaliyetlerinin çoğunu askıya aldı ve örgüt, giderek işlevsizleşti.
1980'li yılların başında Türkiye, İran ve Pakistan arasındaki ekonomik ilişkilerin gelişme kaydetmesi üzerine 3 ülke arasındaki iş birliğinin, RCD'nin hukuki zemini üzerinde ancak bu kez değişik bir isim altında sürdürülmesi kararlaştırıldı ve 1985'de EİT kuruldu. RCD döneminde olduğu gibi, EİT'in merkezi de Tahran olarak belirlendi.
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra bağımsızlıklarını kazanan Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan ile Afganistan'ın da katılmasıyla EİT, 1992'de toplam 7 milyon kilometrekare alan üzerinde yaklaşık 400 milyon nüfusa hitap eden ekonomik ağırlıklı bir bölgesel örgüt halini aldı.
Örgüt, zirveler ve dışişleri bakanı düzeyindeki dönemsel toplantılarına ek olarak, ticaret, ulaştırma, tarım, enerji, çevre, sağlık, sanayi, maliye ve ekonomi gibi alanlarda bakan düzeyinde düzenli toplantı yöntemini benimsedi. Böylece sektörel bazda alınan kararlar ve kararlaştırılan iş birliği projelerinin belirli zaman dilimleri içinde izlenebilmesine imkan sağlandı.
'EİT 2025 Vizyonu, Uygulayacağımız Projelerin Dayanağını Oluşturacak'
Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Akça: '(13. EİT Zirvesi'nde kabul edilen) 2025 Vizyonu, önümüzdeki yıllarda uygulayacağımız projelerin dayanağını oluşturacak' 'Önümüzdeki günlerde özellikle İpek Yolu kapsamında yeni projelerin gerçekleştirilmesini bekliyoruz' 'Yabancı yatırımcılar için önemli bir pazar olan Türkiye, aynı zamanda diğer pazarlara da önemli bir koridor oluşturuyor' 'EİT projelerinin finansmanı konusunda bazı sorunlarımız var'