El, Ayak, Agiz Hastaligi Havuza Giren Çocuklarda Daha Sik Görülüyor

Yeditepe Üniversitesi Kozyatagi Hastanesi Çocuk Sagligi ve Hastaliklari Uzmani Prof. Dr. Filiz Bakar: 'Ebeveynlere çocukta enfeksiyon varsa, temastan kaçinilmasini, kreseokula gidiyorsa veya yaz döneminde havuza giriyorsa daha dikkatli olmalarini öneriyoruz. El hijyenine yeteri kadar dikkat edilmemesinden dolayi gelisen bir hastalik oldugundan ebeveynlerin çocuklarina el hijyenini çok iyi ögretmeleri gerekiyor'

Yeditepe Üniversitesi Kozyatagi Hastanesi Çocuk Sagligi ve Hastaliklari Uzmani Prof. Dr. Filiz Bakar, kres, okul gibi ortamlarda el hijyeninin yetersiz olmasiyla bulasan el, ayak ve agiz hastaliginin, tatil döneminde havuza giren çocuklarda daha sik görüldügünü bildirdi.

Üniversiteden yapilan açiklamaya göre, Prof. Dr. Bakar, bulasici enfeksiyon hastaliklarindan biri olan el, ayak, agiz hastaliginin özellikle 7 yas alti çocuklari daha fazla etkiledigini aktardi.

Kres, okul gibi ortamlarda el hijyeninin yetersiz olmasiyla bulasan el, ayak, agiz hastaliginin tatil döneminde özellikle havuza giren çocuklarda daha sik görüldügünü kaydeden Bakar, hastaligi önlemek için en önemli unsurlardan birinin, enfeksiyon tespit edilen çocuklarin diger çocuklarla temas ettirilmemesi oldugunu vurguladi.

Bakar, el, ayak ve agiz hastaliginin çocuklarin yani sira yetiskinlerde de görülebildigine dikkati çekerek, hastaligin belirtileriyle ilgili su bilgileri verdi:

"Özellikle el, ayak, agiz içinde ve dudak çevresinde döküntüler görülebilir. Döküntünün karakteristik özelligi ise ellerde ve ayaklarda olusmasi ve genellikle de kabarik ve içinin sivi dolu olmasidir. Bu nedenle kimi zaman suçiçegi ile de karistirilir. Özellikle yaz aylarinda ve sonbahar baslarinda sik görülen, çocuklarda salginlara yol açabilen bir hastaliktir. Genellikle avuç içi ve ayak tabaninda döküntü görülür ki bu da el, ayak, agiz hastaliginin tanisini kolaylastiriyor. Döküntüler kasintili olmadigi için alerji kaynakli döküntülerden ayirt edilebilir. Hastaligin iyilesmesi ortalama bir haftayi bulabiliyor. Bir hafta içinde döküntüler kendini sinirliyor. Her sey kendiliginden düzeliyor."

Enfeksiyon hastaligi oldugu için çocukta görülen belirtilerden birinin de ates oldugunu aktaran Bakar, "Ancak ates genellikle çok dirençli olmuyor, 1-2 gün sürebiliyor. Bu noktada asil sikintiya düsüren agiz içindeki afta benzer döküntüler oluyor. Çünkü bu süreç agrili oldugu için özelikle küçük çocuklarda beslenmeyi ve sivi alimini bozuyor. Bu durumda çocuklari hastaneye yatirmak zorunda kalabiliyoruz." ifadelerini kullandi.

- "Çocuk yeterli miktarda sivi aliyorsa tedirgin olmalarina gerek yok"

Prof. Dr. Filiz Bakar, vücuttaki virüsün haftalarca kalip saçilmaya devam ettigi bilgisini vererek, sunlari kaydetti:

"Virüs yaklasik 6 hafta bagirsaklardan, solunum yolu salgilarinda da 4 hafta boyunca saçilmaya devam ediyor. Dis ortama dayanikli ve bulasiciligi yüksek olan bir virüs oldugundan salgini önlemek için hijyen kurallarina çok dikkat edilmesi gerekir. Virüs kaynakli bir hastalik oldugundan destek tedavisi bizim için önemli. Tüm virüs enfeksiyonlarinda oldugu gibi antibiyotik kullanmak sart degil lakin ikincil enfeksiyonlar olursa antibiyotik kullanimi destek tedavisi olarak önceliklidir. Çocugun agizdan alimini bozmuyorsa, daha çok agiz içindeki yaralari için birtakim tedaviler uygulanarak ailelere çocugun bol sivi almasi önerilir.

Ebeveynlere çocukta enfeksiyon varsa, temastan kaçinilmasi, krese-okula gidiyorsa veya yaz döneminde havuza giriyorsa daha dikkatli olmalarini öneriyoruz. El hijyenine yeteri kadar dikkat edilmemesinden dolayi gelisen bir hastalik oldugundan ebeveynlerin çocuklarina el hijyenini çok iyi ögretmeleri gerekiyor. Hasta olan çocuklarda da ailelerin yapmasi gereken en önemli sey, çocugun yeterli miktarda sivi almasini saglamaktir. Çocuk yeterli miktarda sivi aliyorsa tedirgin olmalarina gerek yok. Ancak özellikle bebeklerde sivi alimlari bozuksa mutlaka uzman bir hekime basvurmalari gerekir."
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile