El Kaide Libya'da İslami emirlik kurdu

El Kaide Libya'da İslami emirlik kurdu

Libya Dışişleri Bakan Yardımcısı Halid Kaym, Avrupa Birliği ülkelerinin büyükelçileriyle yaptığı toplantıda açıklamada bulundu. Kaym, El Kaide'nin doğudaki Derna'da eski bir Guantanamo tutsağı tarafından yönetilen bir İslami emirlik kurduğunu belirtti.

İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini de bugün yaptığı açıklamada, "Sirenaik bölgesinde son günlerde Libya’nın doğusunda bir İslami emirlik kurulduğu ve Batılıları kaçırmak istediklerinin açıklandığını" söyledi.

Frattini, "Bu İslami radikalizm bizi endişelendiriyor, çünkü AB’den birkaç yüz kilometre ötede bulunuyor, ancak hiçbir şey yüzlerce masum sivilin ölümünü halkı çıkaramaz" diye konuştu.

LİBYA'YA SİLAH SATIŞI ASKIDA

Libya'ya yaptırımları tartışmaya başlayan AB, öncelikli olarak bu ülkeye her türlü silah satışını askıya aldı.

AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'ın sözcüsü Maja Kocijancic, "Bugün aldığım bilgiye göre tüm AB üyeleri, Libya'ya her türlü silah satışını ve satış iznini askıya almış durumda" dedi.

2009 yılı verilerine göre Libya'ya en fazla silah satan AB üyeleri arasında 112 milyon avroyla (askeri uçak) İtalya, 80 milyon avroyla (ateşli silahlar) Malta, 53 milyon avroyla (elektronik sinyal karıştırıcıları) Almanya, 30,5 milyon avroyla Fransa, 25,5 milyon avroyla İngiltere ve 22 milyon avroyla Belçika bulunuyor.

YASADIŞI GİREN GAZETECİLER KANUN KAÇAĞI SAYILACAK


Libya Dışişleri Bakan Yardımcısı Halid Kaym, ülkeye yasadışı yollardan giren gazetecilerin, "El Kaide işbirlikçisi ve kanun kaçağı sayılacağını" belirtti.

Kaym, gazetecilere açıklamasında, "Ülkeye yasadışı yollardan giren gazeteciler var. Artık onları El Kaide işbirlikçisi ve kanun kaçağı olarak sayacağız. Güvenliklerinden sorumlu değiliz. Teslim olmazlarsa tutuklanacaklar" dedi.

Dışişleri Bakan Yardımcısı Kaym, CNN, El Arabiya ve BBC'nin Arapça yayın yapan kanalından 3 ekibe izin verildiğini, ülkeye yasadışı yollardan giren bir CNN muhabirinin ekibe katılmasının gerektiğini, aksi halde tutuklanacağını söyledi.

Kaym, daha önce yaptığı açıklamada da El Kaide'nin ülkenin doğusundaki Derna'da İslami emirlik kurduğunu ifade etmişti.

YARALANAN ÇOK SAYIDA KİŞİ TOBRUK'TAN MISIR'A GETİRİLDİ

Mısırlı bir askeri yetkili, Libya'daki olaylarda yaralanan çok sayıda kişinin Tobruk kentinden bugün Mısır'a getirildiğini söyledi.

Yetkili, yaralıların bir kısmının çıkan olaylarda yaralanan, fakat ilk tedavileri yapılamayan Mısırlılar, bir kısmının da Libyalılar olduğunu belirtti.

Öte yandan, Mısır-Libya sınırında bulunan Sellum sınır kapısından yabancıların ve Libya'da işçi olarak çalışan Mısırlıların tahliyesine devam ediliyor.

Çin Halk Cumhuriyeti'nin İskenderiye Başkonsolosluğu yetkililerinden alınan bilgiye göre, bugün akşam saatlerinde Sellum sınır kapısından Libya'da bulunan 2 binin üzerindeki Çin vatandaşının tahliye edileceği öğrenildi.

PETROL ÜRETİMİ DÜŞTÜ

Libya'daki olaylar yüzünden petrol şirketlerinin üretimlerini kısması üzerine bu ülkenin petrol üretiminin dörtte bir oranında düştüğü tahmin ediliyor.

Reuters'in hesaplamalarına göre, petrol şirketleri ve petrol sanayi kaynaklarının verdiği bilgiler, günlük petrol üretimi 1,6 milyonu bulan ülkede bu üretimin günlük 300-400 bin varil düştüğünü gösteriyor. Bu rakamın, İtalyan petrol ve doğalgaz şirketi Eni'nin Libya'daki petrol üretimini durdurması nedeniyle daha da yüksek olabileceği belirtildi.

Son verilere göre, Eni'nin 2009 yılında Libya'da petrol üretimi günlük 108 bin varili buluyordu.

Bu arada Avusturya petrol ve doğalgaz şirketi OMV, Libya'daki üretimini tamamen durdurmaya doğru gittiğini açıkladı.

OMV Üst Yöneticisi (CEO) Wolfgang Ruttenstorfer düzenlediği basın toplantısında, ''Durumu değerlendiriyoruz. Şu anda üretimimizin tam olarak ne durumda olduğunu söyleyemeyiz. Üretim hızla düşüyor. Zamanla tamamen durma noktasına geleceğini göz ardı etmiyoruz. Üretimimizi durdurmaya başladık. Bunun üretimimiz üzerindeki etkisini tahmin etmek için çok erken'' dedi.

OMV, geçen yıl Libya'da günlük 33 bin varil petrol üretti.

Alman kimya şirketi BASF'ye bağlı petrol ve doğalgaz arama şirketi Wintershall, Libya'da günlük 100 bin varil petrol üretimini durdurduğunu açıklamıştı.

Bu şirketten başka İspanyol petrol şirketi Repsol, Eni ve Fransız Total üretimini durdurma ya da yavaşlatma kararı almıştı.

KATAR BÜYÜKELÇİSİ LİBYA'YI TERKETTİ

Katar büyükelçisi Libya'yı terketti.

Haberi veren Arap dünyasının önde gelen televizyon şirketi Katar'ın El Cezire televizyonuna göre, Katar Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, Katar Büyükelçisi Libya lideri Muammer Kaddafi'nin emriyle bombalandığı öne sürülen Bingazi gibi bazı bölgeleri görmek istedi.

El Cezire'ye göre, büyükelçi bu isteğinden sonra ülkeyi terketmek zorunda kaldı.

BAŞKENTTE ÇOK SIKI ÖNLEMLER ALINDI


Libya'da protestoculara kanlı müdahalelerin ardından lider Muammer Kaddafi'nin dün yaptığı konuşmayla da yandaşlarını göstericilerle mücadele için sokaklara çıkmaya çağırmasından sonra bugün başkent Trablus'un güvenlik güçlerinin hakimiyetinde olduğu haberleri geldi.

Ülkenin doğusunun büyük bölümünün kontrolünü ele geçiren protestocular da Kaddafi rejiminin kalbi Trablus yakınlarına kadar birçok kent ve kasabanın kontrolünü sağladıklarını ileri sürüyor.

Yabancı gazetecilerin ülkeye girmesine izin verilmediği ve sadece görgü tanıklarının telefonla açıklamaları ve sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla haber alınabilen ve bilgilerin bağımsız kaynaklarca doğrulanamadığı Libya'da ölü sayısının 1000'i bulabileceği yönünde de açıklamalar yapıldı.

Uluslararası ajansların duyurduğuna göre, protestocular, ülkenin batkısındaki en büyük kent Misrata'nın da kontrolünü ele geçirdiklerini açıkladı.

Hükümete yakın bir internet sitesi, güvenlik güçlerinin, başkentin batısındaki, göstericilerin hükümet binalarını ve güvenlik karargahını ele geçirdiği Sabratha kasabasına ağır silahlı güçler gönderdiğini bildirdi.

-"1000 KİŞİ ÖLDÜRÜLDÜ"-


Yönetim karşıtı gösterilerle sarsılan Arap ve Ortadoğu ülkelerinde, halkına karşı ağır silahlarla saldırı düzenleyerek en sert müdahalede bulunan Kaddafi'nin dünkü açıklamalarından sonra uluslararası tepkiler de arttı.

İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini, Libya'da öldürülenlerin sayısının, güvenilir verilere göre yaklaşık 1000'i bulduğunu açıkladı. Frattini, toplam can kaybı konusunda kesin bilgi alınamadığını da belirtti.

İtalyan haber ajansları da Libya'daki görgü tanıkları ve hastane kaynaklarının sadece Trablus'ta 1000 kişinin öldüğü tahmininde bulunduğunu duyurdu.

Merkezi New York'ta bulunan İnsan Hakları İzleme örgütü, Libya'da can kaybını en son 300 olarak açıklamıştı.

-TRABLUS'DA DÜNDEN BU YANA AĞIR ÖNLEMLER-

Başkent Trablus'da dünden bu yana gösterilere izin vermemek için güvenlik güçlerinin ve milislerin sıkı önlemler aldığı haber verilirken, şehir merkezi yakınında yaşayan bir kadın, gece boyunca silah sesleri duyduğunu anlattı.

"Her yerde silahlı paralı askerler, kapınızı ya da pencerenizi açamazsınız" diyen kadın, "Müslüman olmayan paralı askerlerin kuşatması altında olduklarını" söyledi.

Trablus'ta gün boyunca Kaddafi'nin ikametgahı yakınından da silah sesleri duyulduğu haber verilirken, kentin büyük bölümünde halkın dükkanlara akın ettiği de bildirildi.

Hükümetin hayatın normale döndüğü imajını yaratmak için halka, işlerine dönmeleri yönünde kısa mesajlar gönderdiği anlatılırken, kent halkı misilleme saldırıdan endişe ettiklerini belirtti.

-DOĞUNUN BÜYÜK BÖLÜMÜ GÖSTERİCİLERİN KONTROLÜNDE-

Protestocuların, ayaklanmanın başlamasından bu yana bir haftada, ülkenin Mısır sınırından itibaren doğu kesiminin tamamına yakınının kontrolünü ele geçirdikleri ileri sürüldü.

Bu bölgelerin bir bölümünde halkın kent idarelerini kurduğu, Mısır sınırındaki muhafızların kaçtığı ve yerel aşiret büyüklerinin muhafızlarının yerine yerel komiteler kurduğu belirtildi.

Protestocular, Trablus'un 800 kilometre doğusundaki Acdabiya kentinin bütün yollarını kontrol ettiklerini ve Sitre Körfezi çevresindeki ana petrol sahalarına ilerlediklerini öne sürdü.

Göstericilerin zafer ilan ettikleri Mistra kenti de Trablus'un yaklaşık 200 kilometre doğusunda bulunuyor.

Kent halkından bir doktor, kenti korumak, yaralıları tedavi etmek ve sokakları temizlemek için komiteler kurduklarını anlattı. Ayrıca internet sitelerinde, kentteki subayların da göstericilere tam destek verdiği yönünde bilgiler verildi.

Muhalefet tarafından Facebook'a gönderilen yeni video kayıtlarında da hükümet karşıtı çok sayıda göstericinin Trablus'un 50 kilometre batısındaki Zaviya'da bir binaya, Kaddafi öncesi monarşi dönemine ait bayrağı asmalarının görüntüleri yer aldı. Görüntülerin bağımsız kaynaklar tarafından doğrulanma olanağı bulunmuyor.

Kaddafi'nin bazı aşiretlerin desteğini kaybettiği haber verilirken, aralarında Washington ve BM'deki büyükelçileri olmak üzere kendi diplomatları da Kaddafi'den desteğini çekti.

Libya'nin Viyana Büyükelçiliği de bugün barışçı gösterilere aşırı güç kullanımını kınadığını açıklayan bir bildiri yayımladı.

Ülkedeki bölünme haberleri, bazı askeri birliklerin göstericilere katılması, muhalefetin başkente saldırı girişiminde bulunabileceği yorumlarını da getirirken, internette de protestocular tarafından bütün polis, silahlı kuvvetler birimlerine ve gençlere cuma günü Trablus'a yürüme çağrısı yapıldığı haber veriliyor.

-TEPKİLER-


Öte yandan Libya'ya yaptırımları tartışmaya başlayan AB, öncelikli olarak bu ülkeye her türlü silah satışını askıya alırken, AB üyesi ülkelerin, Libya'da göstericilerin öldürülmesi ve diğer insan hakları ihlalleriyle ilgili BM liderliğinde bağımsız bir soruşturma yürütülmesi için çalıştığı bildiriliyor.

AP haber ajansı, AB ülkelerinin, Cenevre'deki BM İnsan Hakları Konseyi'nin cuma günü yapacağı acil toplantı öncesi bir karar tasarısı hazırladığını duyurdu.

BM İnsan Hakları Yüksek Temsilcisi Navi Pillay da dün yaptığı açıklamada, Libya'da hükümet karşıtı gösteri düzenleyen halka yönelik saldırılarla ilgili uluslararası soruşturma açılması çağrısında bulunmuş, bu saldırıların, insanlığa karşı suç kapsamına girebileceğini belirtmişti.

Dünyadaki ilk daimi savaş suçları mahkemesi olan Uluslararası Ceza Mahkemesi ise bugün, Libya'da göstericilere yönelik kanlı müdahale üzerine ülkede insanlık suçu işlendiği suçlamalarıyla ilgili BM Güvenlik Konseyi'nin talimatı ya da Libya'dan bir talep gelmeden kovuşturma yürütemeyeceğini bildirdi.

UCM'nin savcıları, bu mahkemenin 1998 kuruluş anlaşmasını imzalamayan Libya'da yargılama yetkisi bulunmadığını belirterek, sadece Güvenlik Konseyi'nin Libya'nın iradesine rağmen müdahale edilmesi için mahkemeye talimat verebileceğini söyledi.

-"KADDAFİ MEŞRULUĞUNU KAYBETTİ"

İspanya Dışişleri Bakanı Trinidad Jimenez, kendi vatandaşlarını bombalayan Libya lideri Muammer Kaddafi'nin, tüm meşruluğunu kaybettiğini söyledi.

İspanyol basınına demeç veren Jimenez, Kaddafi'nin "artık görevini sürdürmesinin meşruluk arz etmediğini" savunarak, Kuzey Afrika ülkesindeki durumunun "çok endişe verici" olduğunu vurguladı. Jimenez, uluslararası komitelerin Kaddafi'ye karşı "kararlı ve etkili bir cevap vermesi için çalıştıklarını" ifade etti.

Libya'da halka uygulanan şiddeti en sert şekilde kınadıklarını belirten İspanya Dışişleri Bakanı, vatandaşlara karşı güç kullanımının "kesinlikle kabul edilemez" olduğunu söyledi.

Öte yandan Jimenez, Boeing 707 tipi 150 kişilik askeri bir uçağın dün gece Madrid'den Trablus'a gittiğini ve Libya'yı terk etmek isteyen İspanyolların 48 saat içinde bu ülkeden ayrılacaklarını belirtti.

-İNGİLTERE, LİBYA'YA CHARTER UÇAKLARI GÖNDERİYOR

İngiltere Dışişleri Bakanlığı, Libya'ya bu ülkedeki vatandaşlarının tahliyesi için charter uçakları gönderiyor.

Bakanlık, ilk uçağın bugün Trablus Havaalanına ineceğini ve akşam saatlerinde İngiltere'ye geri döneceğini bildirdi. İkinci uçağın bu akşamüstü, ihtiyaç duyulması halinde ise üçüncüsünün yarın sabah Libya'ya gönderileceğini kaydeden İngiltere Dışişleri Bakanlığı, Libya'daki İngiltere Büyükelçiliğinin Trablus ve etrafındaki 300 kadar vatandaşıyla irtibatta olduğunu belirtti.

Libya'ya bugün gönderilen charter uçağıyla gıda da taşındığını bildiren Bakanlık, bu uçuşlar için vatandaşlarından herhangi bir ücret almayacağını açıkladı.

İngiltere'nin, Mısır'daki olayların ardından bu ülkedeki vatandaşlarının tahliyesi için gönderdiği uçaklarla ülkeye dönmek isteyenlerden ücret istediği basına yansımıştı.

Bu arada İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague bugün yaptığı açıklamada, "Libya'daki İngiliz vatandaşlarının güvenliğinin öncelikleri olduğunu" söyleyerek, petrol şirketlerinin çöl kamplarında çalışan yaklaşık 170 İngiliz vatandaşının durumundan endişe duyduklarını kaydetti.

"Libya'da can kayıplarından ve hükümetin kendi halkını korumamasından endişe duyuyoruz" diyen Hague, BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) Libya'daki olaylara ilişkin açıklamasını anımsatarak, bu Cuma günü de BM İnsan Hakları Konseyi'nin toplanacağını söyledi.

İngiltere Başbakanı David Cameron da bugün Katar temasları sırasında yaptığı açıklamada, BMGK'nin, Libya'da yönetim karşıtı göstericilere karşı güç kullanımını kınamasını istemişti.

-UİHF: "GÖSTERİLERDE 640 KİŞİ ÖLDÜ"

Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (UİHF), Libya'daki gösterilerde 640 kişinin öldüğünü açıkladı.

Merkezi Paris'te bulunan federasyonun başkanı Süheyra Belhasan, Trablus'ta 275, Bingazi'de 230 kişinin öldüğünü belirtti.

Belhasan, Trablus'ta ölenlerle ilgili bilginin askeri kaynaklardan, Bingazi'de ve diğer bölgelerde ölenlere ilişkin bilgilerin ise Libya İnsan Hakları Birliği'nden alındığını söyledi.

Federasyon başkanı Bingazi'de ölenlerden 130'unun asker olduğunu ve göstericilerin üzerine ateş açmak istemedikleri için diğer askerler tarafından öldürüldüğünü ifade etti.

Libyalı yetkililer dün, ayaklanmanın başladığı 15 Şubattan bu yana 11'i asker 300 kişinin öldüğünü açıklamıştı.

Öte yandan, Bingazi'den ülkesine yeni dönen bir Fransız doktor, kentte 2000'den fazla kişinin öldüğünü ileri sürdü.

Bingazi Tıp Merkezi'nde bir buçuk yıl doktorluk yapan Gerard Buffet Fransız Le Point gazetesine yaptığı, gazetenin internet sitesinde yayımlanan açıklamasında, "Bingazi'ye perşembe günü saldırı düzenlendi. Ambulanslarımız ilk gün 75, ikinci gün 200, daha sonra 500'den fazla ceset taşıdı. Bingazi'de 2 binden fazla kişinin öldüğünü düşünüyorum" ifadesini kullandı.

-MALTA, LİBYA UÇAĞININ İNİŞİNE İZİN VERMEDİ

Libya Arap Havayollarına ait bir uçağın Malta'ya inişine izin verilmedi.

Malta Sivil Havacılık Dairesinden yapılan açıklamada, içinde 14 kişinin bulunduğu ATR 42 tipi uçağın, Malta hava sahasına beklenmedik girişi nedeniyle inişine izin verilmediği belirtildi.

Açıklamada pilotun, dün için iniş izni alındığını ve yakıtın az olduğunu söylediği, yaklaşık 20 dakika yetkililerin fikrini değiştirmeye çalıştığı bildirildi.

İnişe izin verilmemesinden sonra rotasını değiştiren uçağın Libya'ya doğru gittiği kaydedildi.

İki Libya savaş uçağı önceki gün Malta'ya inmiş, pilotlar kendilerinden protestocuları bombalamalarının istendiğini söylemişti.

Maltalı yetkililer, her ikisi de albay olan pilotların, Trablus yakınındaki üsten havalanarak Malta'ya kaçtığını ifade etmişti.

Pilotlardan birinin siyasi sığınma istediği belirtilmişti.

-HALKIN REFAHINI ARTIRMAK İÇİN MİLYARLARCA DOLAR HARCAYACAK

Suudi Arabistan Kralı Abdullah, halkın refahını artırmak için konut yapımını destekleme, evlenme ve yeni işe başlama gibi sosyal konularda milyarlarca dolar kaynak aktarılması talimatı verdi.

Uzmanlar, aktarılan kaynakla, özellikle düşük gelir grupları ile çoğunluğu kamu sektöründeki aktif işgücü üzerindeki hayat pahalılığının azaltılmasının hedeflendiğini belirtiyor.

Kral Abdullah'ın talimatını verdiği yeni önlemler listesinin başında, kalkınma fonuna aktarılan 40 milyar riyal (10,7 milyar dolar) yer alıyor. Fon, konut yapmak isteyenlere, evlenmek veya küçük işletme kurmak isteyenlere faizsiz kredi olanağı sağlıyor.

Alınan diğer önlemler arasında kamu çalışanları üzerindeki geçim sıkıntısının azaltılması, gençler için bir yıllık işsizlik yardımı ile kalkınma fonuna borçlanmış, ancak sonra hayatını kaybetmiş kişilerin borçlarının silinmesi de yer alıyor.

Kral Abdullah'ın kalkınma fonuna kaynak aktarmasında, yoksulluk ve daha fazla politik özgürlük talebiyle bölgedeki ülkelerde yaşanan kargaşa ve gösterilerin Suudi Arabistan'ın komşusu Bahreyn'e sıçramasının yarattığı endişenin etkili olduğu belirtiliyor.

Suudi Arabistan'da genç işsizliği en temel sorunlar arasında yer alıyor. Ülkede genel işsizlik oranı yüzde 10 iken 15 ile 24 yaş arası işsizlerin oranı ise yüzde 40 seviyesinde bulunuyor.

Suudi hükümeti, ağustos ayında açıkladığı 385 milyar dolarlık 5 yıllık harcama planıyla işsizliği azaltmayı hedefliyor.



Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile