Üç generalin görevden alınmasına ilişkin yazılı bir açıklama yapan Diker, CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol'un açıklamalarının, demokratik ve hukuk devleti ilkelerine ters düştüğünü ifade etti.
Bakanların, 926 sayılı TSK Personel Kanunu'nun 65. maddesine dayanarak bu işlemi yaptıklarını hatırlatan Diker, "Yapılan işlem hukukidir. Bir hukuk uygulamasına, seçilmiş bir milletvekili ve TBMM'de temsil edilen bir siyasi parti grup başkan vekili nasıl bu bir darbedir diyebilir. Anadol'un bu beyanıyla CHP bir kere daha demokrasi ve hukuk devleti açısından sınıfta kalmıştır. Bakanların aldıkları karar bence geç alınmış ama yerinde bir karardır. Milli Savunma Bakanı Gönül ve İçişleri Bakanı Atalay, 3 general ile ilgili açığa alma kararını Ağustos YAŞ toplantısı öncesi alsaydı, bugün bu sıkıntılar yaşanmayacaktı. Ne yazık ki iki ilgili bakan o günlerde bu yetkilerini kullanmadılar veya kullanamadılar." dedi.
Ağustos YAŞ toplantısında, Başbakan Erdoğan'a rağmen oy çokluğuyla bir üst rütbeye terfi ettirilen 3 general hakkında Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM) tarafından terfilerinin uygulamasının önünü açacak bir karar verildiğini hatırlatan Diker, başbakanlığın AYİM kararına yaptığı itirazın ise ret edildiğini söyledi. 12 Eylül'de yapılan referandumda yüzde 58 evet çıkmasının bu şekilde hareket etmeye adeta mahkum ettiğini savunan Diker, açığa alınmanın AYİM kararını durdurmayacağını, 3 generalin mahkeme kararıyla korgeneral rütbesine terfi edebileceğini ama açığa alındıkları için yeni rütbelerinin karşılığı görev ve makamda bulunamayacaklarını kaydetti. Ortaya çıkan durumun, yeni hukuki tartışmaları da beraberinde getireceğini anlatan Diker, şöyle devam etti:
"Bu tablonun baş sorumlusu Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'dür. Sebebi de çok açıktır; elindeki yasal yetkiyi kullanmakta geç kalmıştır. Bu olayla kazanan hukuk devleti ve demokrasi olmuştur. Hükümet, hukuktan ve demokrasiden yana adımlar atmaya hızla devam etmelidir."