Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Avrupa Parlamentosu'nda (AP) düzenlenen "AB Yolunda Türk Kadını" panelinde yaptığı konuşmada, kadın hakları konusunda hassas olan Batı'ya Afganistanlı, Iraklı ve Filistinli kadınların yaşadığı dramı da görmesi çağrısında bulundu. AP Türkiye'de Kadın Hakları Raportörü Emine Bozkurt'un Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu'yla (TUSKON) ortaklaşa düzenlediği panelde, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ve AB Komisyonu'nun genişleme ve komşuluk politikasından sorumlu üyesi Stefan Füle'yle birlikte açılış konuşması yapan Erdoğan, "doğunun en batısındaki ve batının en doğusundaki Türkiye'nin yönünün her zaman Avrupa olduğunu" vurguladı.
Emine Erdoğan, "Özellikle son dönemde memnuniyetle görüyoruz ki, Türkiye sadece gündeme uyum sağlayan değil, gündemi belirleyen bir ülke konumuna gelmektedir. Büyük bir tarihi derinliğe sahip olan kültür ve medeniyetimizde aile ve annelik kutsaldır. Ancak özellikle ifade etmeliyim ki, annelerimiz, kadınlarımız aile içinde sıkışıp kalmamış, tarihin her döneminde, ekonomik, sosyal ve siyasal yaşamın içinde olmuşlardır. Türkiye'nin tarihi yakından incelendiğinde kadınların, bir anne ve eş olmanın ötesinde, ekonomik aktivitelerin, devlet yönetiminin, sosyal faaliyetlerin ve hatta vatan savunmasının içinde kahramanca ve fedakarca yer aldığı görülür" şeklinde konuştu.
Kadınların bu rolüne tarihten örnekler veren Erdoğan şöyle konuştu: "Daha 11. yüzyılda Büyük Selçuklu Devleti, efsanevi lider Melikşah kadar onun eşi Terken Hatun'la da anılmaktadır. Osmanlı Devleti'nin kuruluşunda Ertuğrul, Osman ve Orhan Gazi kadar, onların eşleri ve anneleri, Hayme Hatun, Bala Hatun ve Nilüfer Hatun da isimlerini tarihe yazdırmışlardır. Dünyanın Muhteşem Süleyman olarak tanıdığı Kanuni Sultan Süleyman kadar, annesi Valide Hafsa Sultan da şöhret kazanmıştır.
Fatma Aliye Hanım, Halide Edip Adıvar gibi hanım yazarlarımız, topluma yön gösterdikleri kadar dünya çapında yazar olarak ün elde etmişlerdir. Türk Kurtuluş Savaşı, esasen fedakar ve cesur kadın kahramanların da destanıdır. Cumhuriyetin kuruluşunda ve Türkiye'nin modernleşmesinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk, kadınlara büyük bir önem vermiş, özel bir misyon yüklemiştir.
Türkiye'de Cumhuriyet dönemiyle birlikte 1934 yılında kadınların seçme ve seçilme hakkına kavuştuklarını burada vurgulamak isterim. Türkiye, bu tarihte kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan dünyadaki nadir ülkelerden biri olmuş, Avrupa ülkelerindeki hem cinslerinden çok çok önce bizim kadınlarımız seçme ve seçilme hakkına kavuşmuştur. Bugün sadece Türkiye içinde değil, dünya ölçeğinde başarılı bilim kadınlarımız, sanatçılarımız, işte Avrupa'da da şahit olduğumuz gibi kadın siyasetçilerimiz bulunuyor."
AB üyelik süreci
Erdoğan, AB üyelik sürecine bakışını şu ifadelerle anlattı: "Türk kadınının geleneksel rolü, Avrupa Birliği sürecinde hiç kuşkusuz Türkiye'ye çok büyük avantajlar sağlamaktadır. Ancak, Avrupa Birliği'nin,
özellikle Avrupa kadın hareketinin Türk kadınlarının değişimci ruhuyla daha da zenginleşeceğini, güç kazanacağını burada özellikle hatırlatmakta yarar görüyorum.
Açıkçası, bizler Avrupa Birliği'ni her zaman büyük bir aile olarak gördük. Farklı dillere, farklı renklere, farklı inançlara rağmen Avrupa, evrensel değerleri bir üst çatı olarak inşa etmek açısından önemli bir mesafe kat etti ve bu çatı altında paylaşmayı, dayanışmayı yücelten bir aile tesis etti.
Türkiye, büyük Avrupa ailesinin tabii bir üyesi olarak askeri, siyasi, kültürel ve sosyal açıdan onlarca yıldır önemli katkılar yaptığı gibi, katılım müzakerelerini yürüttüğü AB'ye tam üye olduğunda Birliğin paylaşma ve dayanışmasına eşsiz katkılar sağlayacaktır. Türkiye'siz bir Avrupa'nın eksik kalacağını hepimiz biliyoruz. Ama asıl önemlisi, Türkiye'nin kadınları olmadan Avrupa ailesinin, Avrupa kadın hareketinin eksik kalacağına inanıyorum."
"Kadınların acılarına tercüman oldu"
Emine Erdoğan, tarih boyunca her türlü olumsuzluk karşısında en ağır bedeli hep kadınların ödediğini belirterek, "Ekonomik sıkıntılarda önce kadınlar bedel ödedi. Sosyal sorunlar en çok kadınları etkiledi. Savaşlar, çatışmalar, terör en fazla ve doğrudan doğruya kadınları hedef aldı. Üzülerek ifade etmeliyim ki, bugün bile birçok ülkede, birçok bölgede kadınlar çok ağır şartlar altında yaşıyor, ağır bedeller ödemek zorunda kalıyorlar. Kurşunlar, bombalar, kitle imha silahları, yuvalarının ve çocuklarının üzerine adeta bir kartal gibi şefkatle kapanan kadınları buluyor. Eğer onları bulamazsa eşlerini buluyor, çocuklarını, babalarını buluyor. Kadınlar, belki de kendilerinden çok daha fazla sevdikleri yavrularını yitirmek suretiyle canlarından can kaybediyorlar" dedi.
AB'yi Orta Doğu'da kadınların acılarına daha fazla kulak vermeye davet eden Erdoğan, "Burada bir noktayı özellikle dikkatlerinize sunmak istiyorum: Türkiye'nin, yani Avrupa'nın hemen yanı başında, Orta Doğu'da kadınların birçok olumsuzluğun yanında çok ağır baskı ve şiddete maruz kaldığına da şahit oluyoruz. Orta Doğu'da töre, inanç ve gelenek adı altında yürütülen kadına yönelik baskı, şiddet ve ayrımcılık modern dünyanın dikkatini çekerken, savaş, çatışma ve terör yoluyla kadınları hedef alan şiddet ne yazık ki ilgi ve alaka görmüyor" şeklinde konuştu.
Emine Erdoğan, "Afganistan'da, Irak'ta, Filistin'de, Sudan'da tarihin en büyük acılarına maruz kalan kadınların çığlıkları, feryatları, ağıtları sağır duvarları aşıp modern dünyada yankı bulamıyor. Sadece Irak'ta son dönemde dul kalan kadınların sayısı milyonları aşmış durumda. Bu kadınlar, her alanda ayrımcılığın kurbanı oldukları kadar, her alanda seslerini duyuramadıkları kadar, modern dünyanın da ayrımcı ve ihmalkar tutumunun kurbanı oluyorlar" ifadelerini kullandı.
"Her türlü ayrımcılık karşısında dayanışma sergilemek zorundayız" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kadının ve kadın emeğinin istismarı karşısında ortak mücadele vermek zorundayız. Irkçılığa, cinsiyet ayrımcılığına, hoşgörüsüzlüğe, ön yargılara karşı hoşgörüyü, birbirine saygıyı ve bir arada yaşama kültürünü hep birlikte öne çıkarmak zorundayız. Bizler Avrupalı kadınlar olarak, küresel tehdit ve tehlikelere karşı daha yaşanabilir bir dünyayı inşa etme gücüne, potansiyeline ve birikimine ziyadesiyle sahibiz."
"Önemli kazanımlar oldu"
Emine Erdoğan, "Türk kadınları olarak bu mücadelede üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını" bildirerek, AB katılım sürecinin birçok alanda olduğu gibi Türkiye'de kadınların sosyal statülerinde önemli kazanımlara neden olduğunu vurguladı.
Erdoğan bu kapsamda şu bilgileri verdi: "Son dönemde ülkemizde kadın-erkek eşitliğine yönelik tarihi nitelikte düzenlemeler yapıldı. Kadınların ekonomik alanda daha fazla rol almaları için teşvikler uygulanıyor. Özellikle kadınların ve kız çocuklarının eğitimi konusunda önemli adımlar atıldı. Benim de bizzat destek verdiğim ve takip ettiğim kampanyalar sonucunda, 350 bin kız çocuğu eğitim imkanlarıyla buluşturuldu. Biz bu değişimi, dönüşümü, ilerlemeyi azimle ve kararlılıkla devam ettirecek, kadınların sorunlarının her alanda takipçisi olacağız."
Emine Erdoğan, sözlerini "Türkiye'de kadınlar, AB'ye katılım konusunda her zaman güçlü bir irade ortaya koymakta, yaşanan demokratik dönüşümün ana dinamiklerinden biri olmaktadır" şeklinde sürdürdü.
"Türk kadını her zaman modernleşmenin, ilerlemenin, kalkınmanın önemli bir aktörü olmuştur. Bundan sonra da Avrupa Birliği'ne katılım sürecine her türlü katkıyı yapmaya, uyum sürecinin toplumsal alanda sorunsuz bir şekilde gerçekleşmesi için destek vermeye devam edeceğiz" diyen Erdoğan, "kadınların dinamik ve değişimci yapısının Avrupa Birliği sürecini hızlandıracağına, bunun da ötesinde Avrupa'da ve dünyada kadın hareketine önemli katkılar sağlayacağına olan samimi inancını" dile getirdi.
CNN Türk
Emine Erdoğan AP'den seslendi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Avrupa Parlamentosu'nda (AP) düzenlenen 'AB Yolunda Türk Kadını' panelinde yaptığı konuşmada, kadın hakları konusunda hassas olan Batı'ya Afganistanlı, Iraklı ve Filistinli kadınların yaşadığı dramı da görmesi çağrısında bulundu.