Enderun usulü teravih ve teravih

Enderun usulü teravih ve teravih

Unutulan bir İstanbul geleneği olan Enderun usulü teravih, Ramazan ayı boyunca pazartesi ve perşembe akşamları Yenikapı Mevlevihanesi'nde kılınacak.

İlk ''Teravih-i Enderun ve Cumhur Müezzinliği'' programı öncesinde AA muhabirine bilgi veren Medeniyetler İttifakı Enstitüsü Sanat Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Yalçın Çetinkaya, enstitünün, Medeniyetler İttifakı Projesinin akademik altyapısını oluşturmak ve Türkiye'nin zengin birikimini gözler önüne sermek amacıyla Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesine bağlı olarak, Yenikapı Mevlevihanesi'nde kurulduğunu belirtti.
Çetinkaya, Yenikapı Mevlevihanesi'nin, Enderun teravihinde baş müezzinlik ve cumhur müezzinlik yapmış şahısları yetiştiren bir kurum olması bakımından büyük önem taşıdığını söyledi.
Enderun teravihine, bir anlamda saray teravihi ve ''devletlu teravih'' denildiğini anlatan Çetinkaya şöyle devam etti:
''Özellikle 2. Mahmut döneminde Sultan bizzat bu namazlara katılırdı. Enderun teravihi, bugün mahalle camilerinde kılınan teravihlerden kılınma bakımından çok büyük farklılıklar arz eder. Temcitten tesbihe kadar belli bir makam silsilesiyle bu ibadetler ifa olunur. Yatsı namazının farzı belli bir makamla kılınır. Teravih namazının her dört bölümü farklı makamlarda eda edilir. Makamla insan ruhu arasında çok sıkı bir ilişki vardır. Biz Enderun teravihinde namazın makamlarla kılınmasını insan ruhunu biraz da dinlendirmeye yönelik bir namaz kılma biçimi olarak kabul edebiliriz. Mesela teravih namazına mutlak surette İsfahan makamı ile başlanır, her dört rekat sonunda selam verildikten sonra müezzinler hangi makamla kılındıysa o makamla bir ilahi okurlar ve daha sonraki rekata kalkıldığında bir sonraki dört rekat hangi makamdan kılınacaksa o makamda söylerler. Bir anlamda imam efendiye kılınacak makamı da tanımlamış olurlar. Mutlak surette her teravih namazı Acem Aşiran makamında biter. Acem Aşiran makamı ruhları dinlendiren bir makamdır. Namaz boyunca Itri'den başlayarak Dede Efendi, İsfahan, Saba, Hüseyni, Eviç ve Acem Aşiran makamına yer verilir.''
Çetinkaya, Teravih-i Enderun ve Cumhur Müezzinliği programının geçen yıl, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı etkinlikleri kapsamanda İstanbul'un bazı camilerinde hayata geçirildiğini belirterek, ''Bu yıl Teravih-i Enderun ve Cumhur Müezzinliği geleneğini ciddi ve samimi bir şekilde ihya etmekten bahsediyoruz. Mevlevihaneler her zaman Osmanlı-Türk kültüründe toplumla iç içe olmuş mekanlardır. Halkımızın da Teravih-i Enderun ve Cumhur Müezzinliği geleneğini öğrenmesi, tanıması gerektiğine inanıyoruz ve bir enstitü olarak ciddi bir şekilde ele alıp gerçekleştiriyoruz'' diye konuştu.
Teravih-i Enderun ve Cumhur Müezzinliği programının pazartesi ve perşembe akşamları Ramazan ayı boyunca devam edeceğini belirten Çetinkaya, ''Bu namazlarda acele etme ya da hız diye bir şey söz konusu değil. Bir makamın, ilahinin, her şeyden önce namazın hakkını vermek önemlidir. Acele etmediğimiz, böyle ilahi ve makamlarla namazı kıldığımız için o namaz sıkıcı ve yorucu olmaz, 'bir an önce bitsin' denmez. Yani mahalle camilerinde kıldığımız teravih namazlarında bazen 'bir an önce bitsin kaçalım, eve gidelim' diyoruz ama bu namazlarda insan teravih bitsin istemiyor, o kadar tat veriyor. Günün yorgunluğunu atıyorsunuz namaz kılarken. Ama tabii ki namazı kıldıran imamın ve cumhur müezzinlerinin de kabiliyetli olması gerekir'' şeklinde konuştu.
Çetinkaya, teravih namazının her dört rekatının, Türk musikisinin beş ayrı makamında kılınması ve bu makamlarda bestelenmiş ilahilerle süslenmesini içeren Enderun usulü teravih namazı uygulamasının Osmanlı Sarayının Enderun Mektebine dayandığını anlatarak, günümüzde unutulmaya yüz tutmuş olmasının üzüntü verici olduğunu kaydetti.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile