MEHMET ÖZAY - Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo (Jokowi) geçen hafta boyunca Asya kıtasında farklı özellikleriyle öne çıkan ülkelerden Hindistan ve İran’a resmi ziyaretlerde bulundu. Bu ziyaretler, Jokowi yönetiminin bölge ülkeleriyle yakınlaşma politikasının bir örneği ve devamı olarak dikkat çekiyor.
Bu ziyaretlerin birincil hedefleri arasında Endonezya’nın sahip olduğu önemli hammadde kaynaklarının küresel dağılımı bulunsa da, ekonomik yatırımlar ve siyasi ilişkilerin geliştirilmesi de diplomatik temasların başlıca gündem maddelerini oluşturdu.
Endonezya, Hindistan ve İran’ın genel anlamda ortak özellikleri Hint Okyanusu’na komşu olmaları. Bununla birlikte, Hindistan ile İran, doğal kaynaklar, çeşitlilik, üretim süreçleri gibi bağlamlarda birbirlerinden ayrılmalarıyla dikkat çekiyor. Endonezya'nın tam da sözü edilen bu farklılıkları bütünleştirebilecek bir potansiyel taşıdığı ve mevcut durumunun da bir imkan oluşturduğu kabulü, Jokowi'nin bölgeye ilişkin son açılımlarının perspektifini oluşturuyor.
- Endonezya çoğul ilişkiler peşinde
Endonezya yönetimi, kendine mahsus niteliklere sahip Hindistan ve İran’la çeşitli alanlarda yatırıma dönük görüşmeler gerçekleştirdi. Bu bağlamda Başkan Jokowi’nin ziyaretlerinin, son iki yıllık süre zarfında Çin, Japonya, Güney Kore ve ASEAN ülkeleri yönetimleriyle yaptığı görüşmelere ilave olarak Cakarta'nın ticari, ekonomik ve siyasi ilişkilerinin çoğullaştırılmasına matuf bir yönü bulunuyor.
Endonezya’nın gelişmekte olan ülkeler arasında yer alması, doğal olarak hammadde kaynaklarını, yurt dışından gelecek yatırımlarla ülke içerisinde değerlendirme çabasını öne çıkarıyor. Nitekim bu husus, Hindistan ve İran’daki ziyaretleri sırasında hem Jokowi’nin ikili temasları hem de heyetler arası görüşmelerde kayda değer bir yer tuttu.
Hindistan, ülkenin doğu ve batıdan okyanusa açılan yapısıyla, takımadalar ülkesi Endonezya ile denizci ülke olma özelliğini paylaşıyor. Denizcilik alanının salt jeo-stratejik ve politik bağlamda bir güç temerküzü olarak ele alınmakla sınırlandırılamayacağı ortada. Bu anlamda ekonomik verimlilik, bilimsel araştırmalar, çevre koruma gibi alanlarda bu iki ülkenin işbirliği yapabilecekleri geniş bir çalışma sahası bulunuyor.
Hindistan genelde Güneydoğu Asya özelde Endonezya ile tarihi, kültürel ve ticari ilişkileri olan güçlü bir arka plana sahip. Bununla birlikte ortaya çıkan siyasi ve ekonomik yapılanmalar ve küresel rekabet ortamında Hindistan’la ilişkilerin geliştirilmesi Endonezya için stratejik bir önem taşıyor. Dev nüfus yapısı, kentleşme, eğitim, yoksulluk, gibi benzer sorunlarla boğuşan iki ülkenin ‘birlikte gelişme’ projelerini hayata geçirebileceği oldukça önemli potansiyel alanlar bulunuyor. Öte yandan, çok-dinli ve çok-etnikli olma gibi soruna dönüşebilecek bir toplumsal gerçekliği paylaşan iki ülkenin birbirlerinin tecrübelerinden istifadesinin ve bu anlamda ortaya koyabilecekleri modellerin küresel barış adına da katma değeri olacak.
- İran ile ilişkiler
Endonezya’nın İran’la ilişkileri bağlamında öncelikle ele alınacak hususların başında ise dini alan geliyor. Bu alanın varlığından beslenen ‘sempatiye’ karşılık, Endonezya yönetimi İran’ın dini ideolojisini ‘ithal’ çabalarına karşı daha 1980’li yılların başından itibaren bu ülkeyle arasına mesafe koymaya çalıştı. Bunda hem Endonezya modern tarihinde, bağımsızlık öncesi ve sonrasındaki ‘İslam devleti’ kurma çabalarının gündemde yer işgal etmemesi, hem de uluslararası toplum nezdinde dışlanmak istenmemesi gibi iki yön bulunuyor.
İçinde bulunduğumuz dönemde Endonezya’nın İran’la ilişkiler geliştirme yönündeki adımlarının çıkış noktasını ise hiç kuşku yok ki, bu ülkenin nükleer faaliyetleri çerçevesinde Batı ile yaptığı anlaşmanın ardından ‘uluslararası meşruiyet’ sınırlarını genişletmiş olması bulunuyor. Bu bağlamda, İran hem ticari ilişkilerin geliştirilmesi hem de özellikle petrol ve doğal gaz alanlarındaki görece yetkinliği ile Endonezya yönetimince cazibe merkezi olarak görülüyor. Jokowi ve Ruhani arasındaki görüşmelerde de bu konu gündeme getirilerek doğal gaz alımı ve rafineri vb. tesislerin kurulmasına yönelik yatırım konuları ele alındı.
- Güney Çin Denizi gerilimi
Jokowi’nin bu ziyaretlerinde ticaret ve yatırım alanlarının geliştirilmesi öne çıkmakla birlikte, bu ülkelerin sahip olduğu bazı hususiyetler ve bölgedeki gelişmelerin itici rolü bulunuyor. Bu noktada, Hindistan ile geçmişi bin yıllara dayanan kültürel bağın, İran’la ise dini alandaki benzerliklerin bir üst yapı olan siyasi ilişkileri şekillendirme gücünü hesaba katmak gerekiyor. Modernleşme sürecinin erken dönemlerinden itibaren Endonezya Takımadaları’nın ‘Doğu Hint Adaları’ adıyla anılması bile, bu ülkenin Hindistan’la bağını ortaya koyan göstergelerden biri.
Jokowi’nin Hindistan’la ilişkileri geliştirmek istemesinin, bölgedeki güç dengeleri bağlamında da rasyonel gerekçeleri var. Bu çerçevede öncelikle Güney Çin Denizi sorunu kayda değer bir yer taşıyor. Bölge ülkelerini ve küresel güçleri köşeye sıkıştırma politikasını ısrarla sürdüren Çin’e karşı, bu su yolunun doğal uzantısı olan Hint Okyanusu’nun genişçe bir bölümüne hakim Hindistan’la kurulacak ilişkiler Endonezya için oldukça önemli. Öyle ki, Hindistan’la bu alandaki işbirliğinin, Güney Çin Denizi’nin güneyi, Malaka Boğazı ve Doğu Hint Okyanusu’na deniz sınırları olan Endonezya’nın söz konusu anlaşmazlıkta konumunu güçlendirmeye matuf bir yönü bulunuyor.
Bu açıdan bakıldığında Endonezya yönetimi, Hindistan’ın Çin’le bölgesel rekabetinen mümkün olduğunca kazanım elde etme peşinde ve Hindistan’ın varlığını Çin’e karşı bir denge unsuru olarak ortaya çıkartabilir.
- TPPA'ya alternatif arayışları
İkinci olarak, ABD’deki başkanlık seçimi sonrasında ortaya çıkmakta olan dış politika eğilimleri dikkate alındığında bölge ülkeleri nezdinde Trans Pasifik İşbirliği Anlaşması’nın (TPPA) hayata geçirilemeyeceği ihtimalinin giderek güç kazandığı, bu durumun da yeni arayışları tetiklediği görülüyor. Her ne kadar Endonezya yönetimi, TPPA’ya taraf olan ülkeler arasında yer almasa da, her şeyin yolunda gitmesi halinde bu birliğe aday olacağını daha önce ifade etmişti. Bugünkü şartlarda TPPA’ya taraf olan ülkelerin bu yapının yerini alması düşünülen çeşitli ticari işbirlikleri üzerinde durmaları, Endonezya’nın bu süreçte pro-aktif bir politika izlemesini gerektiriyor.
Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin, Jokowi gibi iş dünyası içinden gelmesi ve ülkedeki sorunlar üzerine gitme konusundaki kararlılığı ve reformcu yanı, tarafları yakınlaştıran üçüncü bir husus olarak zikredilebilir. Bu özelliklerin, iki lideri birbirine yaklaştırma vesilesi olabileceği ve bu ziyaretin devamında önümüzdeki dönemde yapılacak görüşmelerde ortak paydalar bulmayı kolaylaştırabileceği düşünülebilir.
- Jokowi, ABD yerine doğuya yöneldi
Ülke ekonomisini düzlüğe çıkarma konusundaki çalışmalarıyla dikkat çeken Jokowi, devlet başkanlığı koltuğuna oturduğu 2014 yılından bu yana eko-politik ilişkilerde bugüne kadar Batı, özellikle de ABD ile yakınlaşma yerine gündemine doğuyu aldı. Bu noktada, küresel ekonomideki yeri kadar, bölge ülkesi olması ve ülke ekonomisinde son derece önemli rol oynayan Çin’li azınlık gibi faktörler, Başkan Jokowi’nin Çin’le yakınlaşma politikasının gerekçelerini oluşturuyor.
Çin’in son dönemde ekonomik üretim süreçlerinde yaşadığı durgunluğun bölge ülkelerine olumsuz yansıması olsa da Çin hâlâ bölge için yatırımlara verdiği destek ve ihtiyaç duyduğu hammadde bakımından ticaret için birincil hedef konumunda. Bununla birlikte, Başkan Jokowi, gerek yönetim stratejisi gerekse ülke içinden gelen bazı tepkileri göz önüne alarak Çin’e bağlımlılık yerine bölge ülkeleriyle ilişkileri çeşitlendirmeyi hedefliyor.
Devlet Başkanı Jokowi’nin bu ve benzeri ülkelerle ikili ve de bölgesel ilişkileri geliştirme konusunda attığı adımlar önemli. Ancak bunların orta ve uzun vadede değerlendirilerek sonuç alınabilmesi için ilgili alanlarda kamu ve özel sektörün yakın ve sürdürülebilir işbirliğine ihtiyaç var. Bu noktada, kamu ve özel sektör en az Başkan Jokowi kadar pro-aktif bir yönelim sergilemek zorunda. Bu noktada, Endonezya iç politikasında yaşanan sorunlar, bürokrasinin parçalı yapısı, kurumlar arası koordinasyon zaafiyeti, aşılması gereken sorunlar yumağı olarak dikkat çekiyor. Buna rağmen, Hindistan ve İran ziyaretleri Jokowi yönetiminin orta vadede geleceğe ümitle bakması anlamında önem taşıyor.
Endonezya Dış Politikasında Yeni Açılımlar
Endonezya Devlet Başkanı Widodo'unun geçen hafta yaptığı Hindistan ve İran ziyaretleri, ekonomik hedeflerin yanı sıra ülkenin dış politikadaki yeni arayışları açısından da önem taşıyor Endonezya yönetimi, Hindistan’ın Çin’le bölgesel rekabetinen mümkün olduğunca kazanım elde etme peşinde ve Hindistan’ın varlığını Çin’e karşı bir denge unsuru olarak ortaya çıkartabilir.