Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Balıkesir mitinginde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında bir belge açıkladı.
Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun SGK Genel Müdürü olduğu dönemde, imzasıyla sınavsız bir şekilde kuruma personel alındığını söyledi ve bir takım sorular yöneltti.
Başbakan Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun sınavsız olarak SGK'ya işe aldığı personelin soyadlarına dikkat çekdi. Başbakan, Kılıçdaroğlu'nun değiştirdiği soyadına dikkat çekerek, "Dürüstsen, Gandi'ysen cevap ver" dedi.
İşte Erdoğan'ın Balıkesir mitinginde yaptığı konuşmadan satırbaşları;
Balıkesir Seyit Onbaşı'nın şehri. Hepsinden Allah razı olsun, mekanları cennet olsun. Allah bizi onların mertebelerine layık kılsın. Ben bugün Balıkesir'de özellikle gençlerimizi ilgilendiren bazı önemli hususlara dikkat çekeceğim. Balıkesir'li gençlerin tüm Türkiye'nin dikattalerini buraya çekmek istiyorum.
Balıkesir Lisesi eski adıyla Balıkesir Sultanisi, 1916-1917 öğretim yılında hiç mezun vermedi. Nedenini biliyor musunuz çünkü lisenin tüm talebeleri Çanakkale cephesine vatanı savunmaya gittiler. Bu çok önemli. Hiçbiri geri dönmedi. Hepsi şehadet diploması aldı. İşte biz böyle bir neslin evlatlarıyız. Bizi kimse tutabilir mi tutamayacaklar. Biz bu gençlerle hep gurur duyduk ve gurur dguymaya da devam edeceğiz. Bu ülkenin gençleri herşeyi fazlasıyla hak ediyorlar. Biz AK Parti döneminde gençlerimizi düşünerek 163 bin yeni derslik inşa ettik. Ne varsa onlarda var. Onları iyi yetiştirmemiz lazım 89 yeni üniversite kurduk. Şuanda 165 üniversitemiz var. Üniversitesi olmayan ilimiz kalmadı. Neden bizim inandığımız dinin ilk emri 'OKU', seni yaradan rabbinin adıyla oku.
Dünya bilgisayar kullanıyor bizde yok. Ne yaptık süratle bilişim teknolojisi sınıflarını açtık. Her okula bilgisayar göndermeye başladık. Şimdi çıraklık ve kalfalık adımının ardından ustalık döneminin adımını atıyoruz. Şimdi attığımız adım kara tahtaları kaldırıyoruz. Artık akıllı tahtaya geçiyoruz. Bu akıllı tahtalar bilgisayar donanımlı olacak. İnternet ağı ile dünyaya bağlanacağız. Bu projenin adı FATİH projesi. Her öğrencimize elektronik kitap vereceğiz. Bu belki daha da küçülecek. Bunu ücretsiz vereceğiz. İstersen kitapsız git ama Başbakan Amca ben nostalji olsun diye defterimi de yanıma alabilir miyim diyenler olabilir onu da al götür ama herşey bu hazinede olacak. Bu adımı atıyoruz. Sevgili kardeşlerim yeni bir sıçramayı yeni bir çağı gençliğimiz için bunlarla atıyoruz. Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Onu söylüyorum.
Bakınız eğitimde engel yok, imkan yok değil mi diyorum ki kardeşim imkanın var hemen müracaatını yap kaymakamlığa ilçe milli eğitim müdürlüğüne sana okuyan erkek evladın için 30, kız öğrenci için 35 TL, ortaöğretimde erkek öğrenciye 35 TL, kız öğrenciye 45 TL veriyoruz. Kaç çocuk olursa olsun hepsine veriyoruz. Sevgili kardeşlerim çünkü biz sizin için varız. Onun için bu yola koyulduk. Yeter ki siz bize bir 'Allah razı olsun' deyin yeter.
SENİN DÖNEMİNDE VATANDAŞ İLAÇ BİLE ALAMIYORDU
Sağlıkta geldik, hal ortadaydı. Devletin hastanesi ayrı, işçinin ayrı, özel sektör ayrı, parası olan özele gider, işçi SSK'ya emekli devlet hastanesine gider böyle bir ayrımcılık vardı. Dedik ki biz bunu kaldıracağız. Devlet koordinatördür. Dedik ki hastaneleri birleştireceğiz. Dediler ki birleştiremezsiniz neden birleştirmeyelim. Parlamentoda savaştık resmen. Onlar olmaz dedi biz olur olur bal gibi olur dedik oldu mu? Şimdi vatandaş istediği hastaneye gidiyor mu ayrım var mı yok! Hastaneye gidiyorsun doktor efendi muayehaneye çağırıyor. Bedava mı hayır para! Bazıları rahatsız oldu bundan kim sosyal demokratım diyenler. Bunlar halkına hizmet için doktor olmadı mı? Tam gün çalışan da var bir miktar da CHP'nin tahrikiyle bakıyorsunuz part time çalışmak isteyenler de var dedik ki olmaz. Biz halkımın hizmetinde olanın yanındayız. Hastanede grev olur mu? Oraya tedaviye gelenler doktor bulamazsa ne olur? Biz 18 tane helikopter ambulans aldık. 16 Noktada bunlar bulunuyor. Nerede sıkıntı var oraya gidiyor. 2 Jet ambulansımız var 3 tane daha alıyoruz 5 olacak. Geçenlerde sayın Tatlıses'i bu uçakla Almanya'ya götürüyoruz. Böyle bir anda bunlar devreye girecek. Devlet insanın hizmetkarıdır bu anlayışla yola çıktık. Amma gel gör ki bizim bir de Bay Kemal vardı.
ŞİFRE ALTINDA ŞİFRE
Bir zamanlar SSK'nın Genel Müdürüydü. Bir varmış bir yokmuş. İlaçları alamadığmıız dönemleri hatırlıyorsunuz anlatmama gerek var mı? Sayın Kılıçdaroğlu Genel Müdür'dü sen benim vatandaşlarımın ilaçlarını veremedin şimdi hangi keseden konuşuyorsun. Sayın Kılıçdaroğlu o dönem içerisinde öyle suistimallere adını atmış ki. Ben şimdi bir belge açıklayacağım.
Diyor ya yolsuzlukların peşini bırakmam. Belge bu. Altında, kapı gibi Kılıçdaroğlu'nun oluru var. Şimdi bu belge ile birlikte. 1998 yılından sonra sınavların yapılması halinde atamaların gecikebileceği pozisyonlarda görev almak isteyenlerin talepleri doğrultusunda atamalarının gerçekleştirilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir. Belge bu. Şimdi tarih 14/07/1998. Olur imzası Kemal Kılıçdaroğlu'nun.
Şimdi soruyorum,
Nasıl oluyor da ÖSYM sınav yapamıyor. Hani son zamanlarda ÖSYM üzerinden geçiniyor ya. Şimdi bunun cevabını ver Bay Kemal. Nasıl oluyorda yeterli başvuru alınamıyor. Bu söz konusu pozisyonlar neler. O pozisyonlara başvuranlar kimler. Esas soru: SSK'ya bu şekilde kimleri atadınız? O atananlar kimler, sizinle bir akrabalıkları var mı, soyadları sizin eski soyadınızla eşinizin eski soyadıyla aynı olan kaç kişi bu şekilde işe alındı? Dürüstsünüz ya mertsiniz ya Gandisiniz ya bu sorulara cevap verin. Biz bu soruları parlamentoda da sorduk ama cevap alamadık.
Bir konuya daha gireceğim son zamanlarda YGS sınavları üzerinden Türkiye'de bir kampanya yürütülüyor. Bu kampanyayı kim yürütüyor. CHP başı çekiyor. Her zamanki gibi ardından MHP geliyor, onun ardında diğer bazı muhalefet partileri var. Bitmedi. Bu sistemli kampanyanın içinde bir de bunların yandaş ve candaş medyası var. Onlar da her gün manşetleri ile programları ile köşe yazıları ile bu değirmene su taşıyor. Bu kampanyaya katkı sağlıyorlar. Amaç YGS'ye giren 1 milyon 700 bin kardeşimizin zihnini bulandırmak. Bu gençler bir yıl iki yıl sabah akşam ders çalıştılar, soluk dahi almadan bu sınavlara çalıştılar. Üniversitede bir bölüm kazanmak, kendilerine bir gelecek kurmak için gayret sarfettiler. YGS sınavı yapıldı ardından birileri çıktı şifre yoluyla kopya çekildiğini ortaya attı.
FACEBOOK ÇİRKİN BİR TEKNOLOJİ
Şimdi bakın, burası çok önemli. Şifre iddiasının altında aslında başka bir şifre var. Nedir bu şifre. Şimdi onu açıklıyorum. AK Parti'ye karşı bir karalama kampanyası. Şifre bu. O kadar gözlerini bürümüşler ki 1 milyon 700 bin gencin hayalini umutlarını sömürmekten çekinmediler. AK Parti ile bir hesabınız varsa gelin görüşelim ama gençleri buna alet etmeyin, gençlerin emeği, umudu hayalleri üzerinden istismar yapmayın. Konu yargıya intikal etti dedim, bu işin takipçisiyim dedim, bir öğrencinin burada mağdur olmasına göz yumamayız dedim. Dün Savcılık YGS'deki iddialara ilişkin soruşturmada takipsizlik kararı verdi. Yani iddiaları sonuçlandırdı ve kopya hadisesinin olmadığını ortaya koydu. Şimdi ben Sayın Kılıçdaroğlu'na Sayın Bahçeli'ye soruyorum. 'Yüzünüz kızardı mı?', 'Utandınız mı?' kardeşlerim beklemeyin bunların yüzü kızarmaz. Bunların tek amacı var. Çamur at izi kalsın. Bitmedi, Sayın Kılıçdaroğlu bir kaç gündür elektronik bir postadan bahsediyor. Candaş medyası da bunu çarşaf çarşaf yayınlıyor. Bazı köşe yazarları da bunu bir gerçekmiş gibi onlar da ÖSYM'nin tarihinde böyle bir olay yok. Bir bakan böyle bir mail gönderemez diyor. Mail göndermek dediğin nedir. Senin adına bir çete mensubu çıkar mail gönderir. Kılıçdaroğlu'nun adına da gönderirler. Facebook'lar falan bu tür sayfalar çirkin berbat. Herkes adına buralarda her türlü ahlaksızlık yapılabilir. Neymiş ÖSYM'ye elektronik bir posta gelmiş.
Bir bakan yeğeninin bir yere yerleştirilmesini istemiş. Bir muhalefet partisi başkanı bunu nasıl söyler. Bu nasıl bir yalan söyleme yeteneğidir. Eğer yürüyen yalan görmek istiyorsanız Kılıçdaroğlu'na bakın. Ya insan araştırmaz mı? Birisi çıkıyor eline bir kağıt tutuşturuyor hemen o da bunu konuşuyor.
Dün Lüleburgaz'da söyledim. Onurun varsa dedim. Çık benim bu bakanımı açıkla. Bir saniye tutmam dedim. Çünkü benim bakanlarımın içinde böyle alçakça bir yola tevessül edecek evelallah inanıyorum ben bir bakan düşünemedim. Çıktığı anda orada onu tutmam. Çünkü benim partimin adı AK Parti. Tutmam! Ne olursa olsun. Ama bakın sahiplenemiyor. Çünkü dürüstlük diye birşey yok. Doğrusunu öğrenmeye tenezzül etmiyor. Bakan arkadaşımın adı çıktı Rize'den cevap verdi. Böyle bir kirli siyaset olmaz. Ya senin gelişin belli. Sen bir mağdur kasetle geldin, bir mamül kaset genel başkanı oldun. Olay budur!
Biz tabi yolumuza aynı kararlılıkla devam ediyoruz, devam edeceğiz. Ancak benim buradan özellikle üzerinde durduğum konu şu. Artık biz bu ülkede inşallah temiz siyasetin adımını attık, yola böyle devam ediyoruz. Bizim siyaset tarihimiz hiçbir dönemde bu kadar yalancı, bu kadar rahat yalan söyleyen, bu kadar yalanı art arda dizen siyasetçi profili görmedi. Önüne gelene dil uzatan, annelere dil uzatan, haddini bilmez, kutsal değerlere dil uzatan bu siyaset tarzını bu ülke ilk kez görüyor. Bir kez daha attığı çamur eline yüzüne bulaştı. Şuanda çok farklı bir yolculuğa giriyoruz.
Bu beyefendi sadece temiz insanlara çamur atıyor. Defalarca yalanlarını ortaya çıkardık. Defalarca çark etti, iddiasının üzerinden yarım saat geçmeden kendi söylediğini inkar etti. Ben bir başka yalanını daha söylüyorum. Bıktım bunun yalanlarını söylemekten. Sevgili Balıkesirliler, geçenlerde bir TV programında Show Tv'de siyaset Meydanı'nda ne dedi YÖK'ü kaldıracağız dedi. Biz ne diyoruz biz reforme edeceğiz diyoruz. O kaldıracağız diyor. O AK Parti ne veriyorsa 5 katını vereceğim diyor. Aynı programda 35 dakika sonra aynı Kılıçdaroğlu, bedelliden gelen parayı YÖK'e aktaracağını söylüyor. Ya hani YÖK'ü kaldıracaktın ne oldu? Demekki YÖK'ü kaldırmıyorsun. Yalancının mumu yatsıya kadar yanarken bununki 35 dakika yanıyor. Açın Twitter'lara bakın onun bu yalanına. Ya yatsıya kadar bile yanmıyor. Daha 1 yıl olmadı Genel Başkan olalı. Defalarca çark etti, u dönüşü yaptı iftira attı. Ne yazık ki bir kuyruk acısıdır var gidiyor. Bu beyefendi, bu adımlarla bir yere varması mümkün değil. İstanbul'da belediye başkan adayı oldu. Benim belediye başkanımla ilgili dedi ki dosyalar çıkartacağım hala dosya çıkartacak. ondan sonra bu sefer MHP ile elele verdi Sayın Bahçeli ile birlikte bu kez biz diyor dosyalar çıkartacağız. Ya 8,5 yıldır neredesiniz çıkarsanıza. Dosyanız yoksa biz kırtasiyeden gönderelim size. Hadi hemen doldurun gönderin nerede? Abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz.
Hayvancılığa verdiğimiz destek 371 trilyon. Süt desteği olarak ayırdığımız kaynak 183 trilyon. Bunu medya yazıyor mu bunu konuşuyorlar mı? 2002 Yılında Türkiye'nin tamamında bizden önceki iktidar 82 trilyon vermişti. El insaf ya. Dürüst olsunlar olmuyorlar. Biz bu kadar hayvancılık desteği verdik. Biz geldik gerçeğe dönüştürdük. Balıkesir Üniversitemize tıp fakültesini biz kazandırdık.
İnşallah 12 Haziran akşamı sandıklardan AK Parti'yi gümbür gümbür çıkarmaya hazır mıyız? Kaç günümüz kaldı 31 gün kaldı. Kapı kapı dolaşmaya hazır mıyız? Herkese doğruları anlatacağız. Ben il ilçe arkadaşlarımla beraber 81 vilayeti dolaşıyoruz siz de tüm Balıkesir'i dolaşacaksınız. Şu CHP ve MHP'ye sandıkta gereken dersi verelim. Her gün beni arıyorlardı Bandırma'dan dediler ki biz 55 gündür susuzluk çekiyoruz. CHP zihniyeti susuzluk demektir, çöp demektir, kirlilik demektir. Ya Başbakan olur mu? Nasıl olmaz İstanbul'u CHP'den aldım, Ankara'yı Melih Bey de CHP'den aldı. İstanbul'un su sorununu 180 km'den dağları delerek getirdik. Çöp dağları vardı kaldırdık tertemiz şuanda. Doğalgazı yaygınlaştırdık onu da çözdük artık hava kirliliği de yok. Eskiden gazeteler maske dağıtıyordu. Bu kadro herşeyi halletti temizledi. Ben de bayağı terlemişim. Yalova buradan sesimizi duysun. Bayrakları görelim güzel. Her taraf, bayrağımız ve AK Parti!
Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu imzalı belge
Partisinin Balıkesir mitinginde vatandaşlara seslenen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na sert sözlerle yüklendi.