Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü’nde gerçekleştirilen Türkiye Gençlik Zirvesi ve Sosyal Girişimcilik Ödülleri törenine katıldı.
Törende konuşan Erdoğan, Danıştay’ın Andımız kararını değerlendirerek, "Danıştay’ın Andımız kararı sonrasına gerek sosyal medyada, gerek kimi yayın organlarında şahit olduğumuz manzaralar, bu konudaki kararlılığımızı daha da arttırmıştır. Çünkü bu metin bu ülkede ezanı Türkçe okutmak isteyenlerin eseridir. Metne baktığın zaman bu metin içerik itibari ile bu milletin kendisini, kültür medeniyet anlayışını ortaya koyan bir metin değil. Bizim andımız İstiklal Marşımızdır. İstiklal Marşımızla yolumuza devam ediyoruz. İstiklal Marşımızdan daha güzel bir and olabilir mi? Bunlar çıkarmışlar saçma sapan bir şeyle gençliği yönlendirme gayreti içindeler. Kimse Türklüğünü inkar etmiyor ki ama Türkçülük yapmıyor. Ben Türküm ama Türkçü değilim. Böyle yaparsak biz kendi değerlerimizle çatışırız, dinimiz İslam ile çatışırız. İslam ırkçılığı reddediyor, ırkı reddetmiyor. ’Biz sizi kabileler halinde yarattık, birbiriniz ile iyi tanışasınız’ diyor Rabbimiz. Bu gerçeği görmemiz lazım. O zaman zaten mesele halloluyor. İyi niyet eseri olmadığına inandığım bu kararı, kimi çevreler baskıcı, antidemokratik ideolojilerine yakılmış bir yeşil ışık gibi algıladılar. İnsana tepeden bakan, insanımızı ’takunyalı’, "makarnacı’, ’kömürcü’, ’göbeğini kaşıyan adam’ diye aşağılayanlar uzun zaman sonra yeniden piyasaya çıktılar. Kararın hemen akabinde gazeteci kılıklı provokatörler yıllardır içlerinde biriktirdikleri kin ve nefreti ekranlarda kusmaya başladı.
Cübbelerini darbeci zihniyete kiraya veren kimi sözde hukukçuların andımız kararını bahane ederek merhum Menderes’in 68 sene önce son verdiği Türkçe ezan zulmünü tekrar dillendirdiklerine bile şahit oldum" ifadelerini kullandı.
"NE AKİF’İ BUNLARLA PAYLAŞIRIZ, NE İSTİKLAL MARŞIMIZI"
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun da Andımız konusundaki açıklamalarına yanıt veren Erdoğan, "Çıkmış televizyon kanallarından bir tanesinde benim için diyor ki. ’O İstiklal Marşını bile bilmez’ diyor. Bunu meydanlarda sürekli okudum. Şu anda tekrar okumaya gidersem derki ’bak gördün mü okuttum.’ Çok zavallı bunlar. Kendisi bir keresinde öyle bir yanlışa düştü ki rezil etti. Biz değerlerimiz noktasında ne Akif’i bunlarla paylaşırız, ne İstiklal Marşımızı. Benim konuşmam yoktur ki merhum Akif’ten bazı kıtaları almayayım. Çünkü benim yastık altı kitabım olmuştur Akif. Hatta imam hatip yıllarımda liseler arası bir şiir okuma yarışması oldu. O zaman rahmetli edebiyat hocam ’oğlum sen Asım’ın nesli bölümünde bir bölümü oku’ dedi.
Ben de o zaman Asım’ın neslini adeta tanımlayan o bölümle katıldım. Birinci oldum o yarışmada. İlginçtir o zamanlar kaynana zırıltısı diye bir şey vardı. Çevirirlerdi. Orada bana şiir okutmamak için başladılar onları çevirip sabote etmeye. Jüri de güçlü isimlerdi. Girdik ve yarışmada bütün bunlara rağmen baktım ki bunlar durmuyor, mikrofonu yere bıraktım ve mikrofonsuz olarak okumaya başladım. O kaynana zırıltıları sustu ve bir anda salon değişti. Şiir bitti salon durmuyor. Alkışlar devam ediyor. Hamd olsun biz buralardan geldik bay Kemal. Onun için buralarda kalkıp bizi kendinle mukayese etmeye yönelme" şeklinde konuştu.
"BUNLAR SİYASETİN DEĞİL, PSİKİYATRİNİN KONUSU"
"Koca koca adamlar siyah önlükler giyip, koca koca kadınlar yarım yamalak ezberleri ile and okumaya yeltenip, milletin karşısında kendilerini rezil ettiler" diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hepsinin birbirinden utanç verici bu hadiselerin çoğunun siyasetin değil psikiyatrinin konusu olduğunu düşünüyorum. Yaşananlar tam anlamıyla bir histeri nöbetidir. Maalesef ülkemizde zamana, değişime karşı direnmeyi çağdaşlık zanneden fosilleşmiş gerici bir zihniyet vardır. Bunların hayattaki varlık sebebi ise milletin değerleri ile kavga etmek, ne pahasına olursa olsun kendi çıkarları korumaktır. Bu uğurda yeri geldiğinde terör örgütleri ile yeri geldiğinde emperyalistlerle, yeri geldiğinde Türkiye düşmanı yapılarla iş tutmaktan asla çekinmiyorlar. Sandıktan çıkamayacaklarını bildikleri için 15 Temmuz gecesinde olduğu gibi milletin iradesine silah çeken FETÖ’cü hainleri alkışlayacak kadar saldırmış durumdalar. Aynı çevreler en küçük bir ekonomik çalkantıda tüm enerjilerini 81 milyonluk Türkiye gemisini batırmak için sarf edecek kadar şuurlarını kaybedebiliyorlar. Kendini vatandaşından üstün gören, devletin yegane sahibi zanneden, ezandan, camiden, başörtüsünden rahatsızlık duyan bu azgın azınlığın maalesef normalleşme ihtimali de yoktur. Üstat Necip Fazıl bunları ’bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür’ diye tanımlıyor. Bunların bir başka tanımı da salon cumhuriyetçisi, gardrob Atatürkçüsüdür. Bunlar ülkemizin ortak değerleri arkasına sığınıp millete ’aptal’ diyerek, milletin tercihini aşağılayarak en başta cumhuriyetimize zarar vermektedir"
"POSTA PULLARININ ÜZERİNDEN ATATÜRK’ÜN RESMİNİ KALDIRAN İNÖNÜ’DÜR"
CHP’ye yönelik eleştirilerini sürdüren Erdoğan, "95 yıllık tarihimiz boyunca cumhur ile cumhuriyetin arasını bunlar açmıştır. 1938 yılından beri Gazi Mustafa Kemal’i kendi ideolojik saplantılarına kalkan yaparak Atatürk’ün mirasını yağmalayanlar bu çevrelerdir. Gazinin resmini vefatının hemen ardından paramızdan kaldıran Atatürk’ün millete armağanı olan İş Bankası hisselerini gasp edenler de bunlardır. Resmi kaldıran kim? İnönü. İnönü bu CHP’nin en önemli genel başkanlarından biri değil mi? Posta pullarının üzerinden Atatürk’ün resmini kaldıran, okullardan Atatürk’ün posterini kaldıran yine bunlar. Bay Kemal sen bunları bilmiyor musun, öğren bunları. Bize kalkıp da unutmak istediklerimizi yeniden hatırlatmaya çalışma. Hatırlatmaya çalıştığın için ben size yeniden hatırlatıyorum. Kemalistim diye geçinen gençlerin bunu bilmesi lazım. Madem Kemalistsiniz gelin o zaman bu işe sahip çıkın. Bunların Türkiye’de zulümden, baskıdan, gençliğin zihinlerini iğdiş etmekten başka mirası yoktur" diye konuştu.
Erdoğan, "Geçenlerde köşe başı kalemşörlerinden bir bayan çıkmış bir şeyler anlatıyor. ’Biz diyor camileri ahır yapmışız’ Yapmadınız mı? Sadece şu Fatih suriçinde yüzlerce mescidi bunlar kapatarak ahır haline getirmişlerdir. Ben İstanbul’da belediye başkanlığı yaptım. Nerede hangi mescit ne yapıldı iyi bilirim. Bunları yapan sizsiniz. Malatya’da, Antep’te, Konya’da bunu yaptılar. Her şeyi istismar ederler ama tarihlerinde İstanbul havalimanı, Marmaray gibi, Avrasya Tüneli gibi gurur abidesi olacak tek bir eserleri yoktur. Hani muasır medeniyetler seviyesinin üstüne Türkiye’ye çıkaracaktık. Siz mi çıkaracaksınız? Bu işi biz yaparız. Doğru dürüst bir dikili ağacınız yok. Şu İstanbul’a sadece başkanlığım döneminde yetişmiş olarak 1 milyon 200 bin civarında ağaç diktim. Öyle orta koridorlarda alan mevcut çınarlar hepsi fakirin başkanlığı dönemindeki eserler. Biz ülkesinde ağaç kesenlerden olmadık, dikenlerden olduk" dedi.
(Caner Sönmez/İHA)
Erdoğan'dan Danıştay'ın 'Andımız' Zararına Tepki
Cumhurbaşkanı Erdoğan Danıştay’ın Andımız kararını eleştirerek, "İyi niyet eseri olmadığına inandığım bu kararı, kimi çevreler baskıcı, antidemokratik ideolojilerine yakılmış bir yeşil ışık gibi algıladılar" dedi.