Mehmet Acet, Fehmi Koru, Erhan Çelik ve Hülya Seloni’nin sunduğu Başkent Kulisi Özel yayınında gazeteciler soruyor, Başbakan Erdoğan canlı yayında yanıtladı
Programda Fehmi Koru En Az Gelişmiş ülkeler konferansı ile birlikte uluslararası toplantıların Türkiyede düzenleniyor olmasını ve Türkiyenin bu toplantılardaki hedefini sordu.
GÜNDEMİ BELİRLENEN DEĞİL GÜNDEM BELİRLEYEN ÜLKE ADIMI
Başbakan Erdoğan Türkiyenin böyle bir toplantılar düzenlemesinin önemine dikkat çekerken, Türkiyenin bu tür organizasyonlarla ağırlığını hissettirdiğini, bu toplantının Türkiyenin uluslararası diplomaside ağırlığını ortaya koyması açısından önemli olduğunu uluslararası oylamalarda her ülkenin bir oyu olduğunu ve Türkiyenin bu güce ihtiyacı olduğunu söyledi.
Uluslararası birçok kurum ve kuruluşun Türkiyede bir yer aradığını Türkiyenin bu toplantılarla gündemi belirlenen değil gündem belirleyen ülke konumuna doğru gitmesine yol açtığını söyledi. Türkiye 8.5 yıldır bunun alt yapısını hazırladıkların bugün de sonuca gittiklerini söyledi.
Bakanlıklar olarak yeni bir yapılanmaya gittiklerini seçim öncesi yasalarını çıkardıklarını seçim sonrasında uygulamaya geçeceklerini söyleyen Erdoğan, yeni bakanlık yerine farklı görevleri üstlenecek bakanlıklara gideceklerini söyledi. Erdoğan Bayındırlık Bakanlığını kaldırıp yerine şehircilik bakanlığı getireceklerini Türkiyeyi alt yapısından üst yapısına kadar her alanını kontrol edecek yerel yönetimlerle birlikte sürdürecek bir yapıya gideceklerini söyledi.
ŞEHİRLERDEN SORUMLU ÖZEL BAKANLIK
Erdoğan, Turizmi kültürden ayıracaklarını Turizmi tanıtma ile birlikte yeni düzenlemeye gideceklerini söyledi. Terörün faturasını müslümanlara kesmenin kabul edilebilir tarafı yoktur. İslam kelime olarak barış demektir. Bunu terörle bir araya getirmenin anlamı yoktur. Ladin öldü, terör bitti demeyi de doğru bilmiyorum. Ladin bir tane değil ki. Ayrıca Ladin ile ilgili açıklamalar da çelişkili. Pakistan yöneticileri ile görüştük. böyle birşeyden bahsedilmedi. Şehrin merkezinde böylesine çevrilmiş bir yerden Pakistan yönetiminin haberi olmaması da düşündürücüdür.” dedi.
SINIR AŞAN SULAR KONUSU ÖNÜMÜZDE CİDDİ SORUN
Mehmet Acet, geçtiğimiz günlerde yaşanan bir olay ile sıkıntılı bir dönem yaşandı. Bundan sonra seçime kadar böyle bir endişe yaşanabilir mi sorusuna Başbakan Erdoğan, Ben bir endişe duymam doğru olmaz. Bir kardeşimizi kaybettik. Benim merakım neden şimdi. Bu işten siyasi rant elde eden siyasi partiler var. Bu sorunlar devam ederse rant elde edebiliyorlar. Şehirleri yaktılar yıktılar. buna rağmen sosyo ekonomik olarak şehirlerin gelişmesi açısından önemli gelişmeler var. Seçim sonrasında bölge çok daha hızlı gelişme sürecine girecek. bölgede sadece bir baraj yatırımı 340 trilyonluk yatırım. Tunceli içinde barajlar var. Şimdi tutturmuşlar Gözeler var, gözeleri bozuyorlar diye tepki gösteriyorlar. oysa gözelere hiç dokunulduğu yok.” dedi. 2014 yılı itibarı ile sınır aşan sular konusu dünya gündemine gelecek ve bu suların ortak kullanımı zorunlu hale gelecek. Bugün Türkiye biran önce adım atarak kendi sularına sahip çıkmaya çalışıyor. Yarın böyle bir hakkımız olmayacak.” dedi. Bu kişiler kalkıp Cuma namazı kılmaya kalktılar. camiye gidenleri tehdit edip dışarda namaz kılmaya kalkıyorlar.” dedi.
DİNLE İLGİSİ OLMAYANLAR AYRI NAMAZ KILDIRIYOR
“Şimdiye kadar dinle ilgisi olmayanlar, imamı dahi öldürenler bugün dini istismara kalktılar” diyen Başbakan Erdoğan, AK Parti teşkilat binalarına zarar vermeye başladıklarını, siyasi hareketlerini farklı yola çekmek istediklerini anlattı.
Erhan Çelikin Başbakan Erdoğana Kürt sorunu yoktur sözü ile ne demek istediğini sorması üzerine, Erdoğan, “Biz bu konuda çok adım attık. Bizi kimse inkarcılıkla değerlendiremez. Ben bu olayı Kürt vatandaşlarımızın sorunları olarak görüyoruz. Olağanüstü hali kaldırdık, Çekiç Güç gitti, ana dil dediler anadilde kursları açtık. Önce yüklendiler sonra kursa gidecek adam bulamadılar ya da öğretmen bulamadılar. Bilboardların önünü açtık. TVlerde yarım saat kürtçe yayın vardı şimdi 24 saat yayın yapmaya başladı. Bütün bunların yanında cezaevlerinde kürtçe konuşma yasağını kaldırdık. Fakat resmi dil kalkıp Kürtçe ikinci bir resmi dil dendiğinde biz buna karşıyız. Biz köye dönüşlere büyük gayret sarfettik büyük ödemeler yaptık. Bazı şeylerde büyük takıntılar var. Bunun üzerinde duruyorlar. Biz üniversitelerde bile bölümler açtık. Artık Kürtçe öğrenmek mümkün. Arz talep dengesi olarak devam edecek. Bu durum onları rahatsız ediyor.
ANNELERE ÇOCUKLARINA SAHİP ÇIKSIN ÇAĞRISI
Hülya Seloni, Türkiyede anneler ne zaman ağlamayacak sorusuna ise Başbakan Erdoğan, annelerin ağlamaması için evlatlarını dağa göndermemesi gerektiğini belirterek Ben burda annelere seslenerek “Evlatlarınıza sahip çıkın. Evlatlarınız dağa gidiyor. Üzülüyorsunuz. Bize yardımcı olun. onu da olmuyorlar. Diğer tarafta bu işlerle hiç ilgisi olmayan anneler çocuklarını askere gönderiyor onların kara haberini şahadet haberini alıyor bunları hükümetin tek başına çözeceği bir konu değil. bunun için projenin adını milli birlik ve kardeşlik projesidir. Biz bu yüzden tek millet dedik. Bir ülkede ne kadar etnik köken varsa hepsi bunun içinde yer alır. Atatürk Mecliste Anasırı insaniye tabiri ile ana unsurlar demiştir. Bizim özellikle terörist yapıyla ilgisi olan, onlarla el ele dolaşan, 3 tane yüzü maskeli yanında da BDPli milletvekili bu nasıl demokrasi mücadelesi. BDPnin penceresinden molotof atılıyor. Burda yerel yönetimde demokrasi başlamıyor yerel yönetimde dinamitleniyor. Anneliğin siyaseti olmayacağı için anneleri teşvik edip milli birlik projesi içinde değerlendirilmesi lazımdır.
Fehmi Koru, Aysel Tuğlukun daha kötü şeyler olabilir sözü ile ne anlatmak istiyor ifadesine karşılık “Tuğluk, çok farklı bir beklenti içinde olabilir sanırım yargı da bu ifadeden başka şeyler anlamış olacak ki hakkında soruşturma açıldığını duydum” dedi. Koru, CHP ile MHPnin yürüttüğü kampanyayı nasıl değerlendirdiğini uslup sorunu eleştirilerine nasıl baktığını sordu.
SİYASET ÖRNEK OLACAKSA BUNLAR OLMAMASI LAZIM
Erdoğan, Kampanyanın yürütülüş tarzını edebe mugayir bulduğunu, hakaretler olduğunu söyledi. Erdoğan, “Statükonun Allahı Ankaradadır sözüne Ben ” Bu alçaklıktır” dedim. Benim bunun dışında ne Bahçeliye ne Kılıçdaroğluna hakarette bulundum. Ancak Kılıçdaroğlunun görev yaptığı süre içinde kurumu zarara uğrattığını anlatmayacakmıyım” dedi. Erdoğan, o dönemde vatandaşların çektiği sıkıntıların yok sayılamayacağını bunu da söylemek durumunda olduğunu söyledi. Erdoğan, Bahçeliye yönelik hakaret içeren hiçbir ifadesi olmadığını buna karşın hükümeti devraldıklarında devletin borcu IMF ile yapılan pazarlıkları vatandaşlara anlatmamazlık edemeyeceğini söyledi. Erdoğan, MHP döneminin kara dönemini bugünkü rakamlara getirdiklerini bunu da halka anlatmak durumunda olduklarını söyledi. Erdoğan, buraya yolsuzlukla, yasaklarla mücadele ederek bu noktaya geldiklerini söyledi. Erdoğan benim terbiyem onlara hakaret etmeme müsade etmez” dedi.
Kılıçdaroğlunun kasetle geldiği ifadelerinden rahatsız olduğu hatırlatılması üzerine Başbakan Erdoğan, “unun neresi yalan, Kurultay öncesi aday olmayacağını söyleyen kişi bir gün sonra kalkıp aday oluyor. Bunu hatırlatınca da hakkımızda dava açılıyor. Benim avukatlarım da gereğini yapıyor. Ben inanıyorum ki MHP ve CHPye gönül vermiş kardeşlerimiz 12 Haziranda gerekli cevabı verecektir” dedi.
Erhan Çelikin CHPnin yanı sıra MHPdeki kaset olaylarını hatırlatması ve bunun toplum nazarındaki algılanışına dikkat çekmesi Bahçelinin hükümeti gerekli araştırma yapmamakla suçlamasını hatırlatması üzerine, Başbakan Erdoğan, kaset olayının bireysel bir olay olduğunu belirterek “Bahçeli adres olarak okyanus ötesini adres göstermesi çok yanlıştır. Yapması gereken ihraçtır bunu yapmak yerine kendi parti içi hesaplaşmasını başka şekilde gündeme getirmesi çok yanlıştır. Bu olayı özel hayata müdahaledir demek ben bunu yüzde 99u Müslüman olan bir ülkede doğru bulmuyorum. Bunlarla da mücadele etme gerektiğine inanıyorum. Bunların siyasetin içinde bulunması siyasetin geleceği açısından endişe duyarım. Siyasetin içindeki kişilerin örnek kişiler olması gerekir. Böyle bir örneklik toplum nazarında doğru değildir.” dedi.
RAKAMLARI KIYASLAYANLAR GEÇMİŞİ DE UNUTMASIN
Mehmet Acet, kampanyalarda CHP ve MHPnin fakirlik yoksulluk üzerine söylemlerini hatırlatarak zenginlerin daha zengin fakirlerin daha fakir olduğu AK Partinin CHPnin söylemlerinin gerisinde mi kaldı soruna ise “CHP AK Parti ne verdi ise ben daha fazlasını vereceği iddiası ile meydanlarda. biz ise yaptıklarımızla meydanlardayız.” Türkiyenin yoksul nüfusu yüzde 27den yüzde 17ye geriledi. Günlük harcaması 1 doların altında olan aile sayısı 2006 dan bu yana kalmadı. Harcaması yüzde 4 olan yüzde 30luk kesimi yüzde 4e çektik. Bunun yanında Cumhuriyet tarihinde yapılandan fazla bölünmüş yol yaptık. Hastanelerin yapılmadığı okulların yapılmadığı il kalmadığı gibi bunların sayısını çoğaltıyoruz. İstediğin hastanede tedavi istediğin eczanede ilaç alınır hale geldi. Ailelere çocuk yardımı burs ve krediye müracaat eden öğrenciye tüm mürcaatlarına cevap verdik. ” dedi.
Ambulans helikopterler uçaklar vatandaşların hizmetine girdi. THY hangi noktaya geldiği ortada. Türkiyede helikopter olmayan il yok, karadeniz çevre yolu, boğaz tüp geçit, raylı sistem projeleri hızla devam ediyor.” dedi.
Başbakan Erdoğan, enflasyondan şikayet eden vatandaşlarla ilgili ise insanların her zaman daha iyisini istediğini belirtirken eskiden asgari ücretle alınan şeker, yağ çay gibi ürünleri kıyasladı ve bugün verilen asgari ücretle çok daha fazla alınabildiğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, hükümet olarak çıraklık ve kalfalık dönemlerini geride bıraktıklarını daha çıraklık dahi yapmamış olan birisi ile tartışmaya girme gereği duymadığını belirtirken Mecliste SSK dönemi ile ilgili iddiaları gündeme getirdiklerini ancak kendilerinden hiç cevap alamadıklarını söyledi.
Mehmet Acetin siyasi partilerin tv reklamları ile vatandaşalara ulaşmaya çalıştığını buna karşın partilerin reklama reklamla cevap verme durumuna geldiğini hatırlatması üzerine Başbakan Erdoğan, hükümet olarak yaptıklarını reklamla vatandaşa duyurmak istediklerini başka partiye cevap verme gibi bir düşüncelerinin olmadığını dile getirdi. Erdoğan, Kahramanmaraşta açılışını yaptıkları eserleri bir iki kanal dışında hiçbir kanalın yayınlamadığını, bunu yayınlayan televizyonlara da hemen yandaş medya ile yaftalandığını oysa bu eserlerin hükümetin değil vatandaşın eseri olduğunu insanlara moral ve cesaret vermesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, çok sayıda baraj ile birlikte Karadeniz sahil yolunda kamyonların yol geçemediğini, nice karadenizlililerin bu yollarda canından olduğunu bugün ise insanların mutluluk içinde gittiklerini söyledi. Erdoğan, Biz kimsenin reklamına cevap vermiyoruz. Onların yaptığı bir bir şey yok olmayacak da
Kılıçdaroğlunun yalanı çok rahat söylediğini söyleyen Erdoğan, Kılıçdaroğlu ile Baykal arasındaki kıyaslamaya ise çok iyi bir muhalefetimiz var Allaha hamd olsun dedi.
Erdoğan anketler çok iyi konumda. Ancak en iyi anket 12 Haziranda çıkacak. Ancak şu anda 45-50 aralığında bir yerdeyiz. CHP 25 dolayında MHP ise baraj sınırında” dedi.
Yabancı ülkelerde Türkiyede basın özgürlüğü ve eksen kayması noktasında Türkiyeye eleştiriler geldiğini hatırlatan Fehmi Koruya Başbakan Erdoğan, Türkiyenin eksen kaymasının söz konusu olmadığını nehrin yatağını bulmaya başladığını dile getirdi. Erdoğan, “Mısır, Yemen, Bahreyn, Cezayir Fas, gibi ülkelerde bunun yaşanması. Daha sonra Libyaya gelmesi manidardır. Ancak bunun hepsi bir dış politikadır. Suriye ise bir dış politadan ziyade iç politikadır. Orası ile akrabalık ilişkilerimiz var. Sayın Esat ile ilişkilerimiz çok farklı noktada. Göreve geldiğimizden itibaren demokratikleşme olağanüstü halin kaldırılması konusunda önerilerde bulunduk. Kendisi de kaldıracağını söyledi. Bizim partimizin çalışmalarını izlemek üzere ekip gönderdi. Son dönemlerde kendisine özel düşüncelerimi naklettim. Özel temsilcimi gönderdim. Düşüncelerimiz kendilerine anlatsın diye bir ekip gönderdik. Halkına kurşun sıkmaması için çağrıda bulunduk. Karşısında silahlı grup yok. karşısında halk var. Geçmişte yaşananları tekrar yaşamak istemiyoruz. Malesef Suriyede böyle bir süreç başladı.
ERDOĞANI SEVİNDİREN ORTADOĞUDAKİ TEK GELİŞME
Libya ile çok görüşmelerimiz oldu. Kaddafi hiçbir zaman bize hayır demedi. Ama dediğimiz yönde hiçbir adım atılmadı. Sonra oğlu ile görüştük. Oğlunun o müessif açıklaması geldi. Kaddafinin dost saydığı kesimlerden de uzaklaşamya başladı. Bugün Kaddafinin oğlu aramış. O anda Ahmedinejat ile görüşüyorduk. Biz irtibatımızı sürdürmeseydik ordaki 20 bin insanımızı tahliye edemezdik. Orda çok ağır yaralı insanlar vardı. 11 uçağımızı kaldırdık. Orda yaralıları alıp getip burda tedavilerine başladık. Bahreyne yönelik , Yemen,Mısırla ilgili çalışmalarımız oldu. Tunusa Dışişleri Bakanımızı gönderdik. Beni bu arada üzücü kaygı vereci olaylar olurken beni sevindiren olay da El Fetih ile Hamas arasındaki birleşme adımı olmuştur. Türkiyenin bu birleşmede önemli rolü olmuştur. Ancak Mısırın onlar açısından önemi çok farklı olduğu için Mısır ön plana çıkarılmıştır. Ancak bundan sonra yeni bir seçim dönemine girecekler. İnşallah süreç başarı ile devam eder.
Gazetecilerin tutuklanması konusuna değinen Başbakan Erdoğan, Avrupada hükümet yıkmak parti devirmek için hareket eden gazeteci olmadığını ancak Türkiyede tek amaçlarının var olan hükümeti devirmek olan gazeteciler bulunduğunu belirterek ” Bugüne kadar bu hükümetin tek bir icraatını dahi olumlu gösteren gezeteciler var. Hiç mi olumlu birşey yapmadık. Sabahtan kalkıp ilk iş olarak bu hükümete yönelik yıkma hedefi güden gazeteciler olmuştur. Türkiyede tutuklanan gazetecilerin çoğu yazdıkları yazılardan ziyade başka tavırlarından dolayı tutuklanmışlardır” dedi.
Cumhurbaşkanılğı görev süresiyle ilgili konuyu tartışmanın yersiz olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, “Daha önce kararı YSK verir şekilde bir yanlışa düşmüştüm. Ancak daha sonra Sayın Özbudun ile görüştüğümde ve diğer hukuk hocaları kararın Meclise ait olduğunu belirttiler. Başbakan Erdoğan, seçim sonuçlarına göre Anayasa hazırlanırken bu konu da düzenlenecek.
Erdoğan, hükümet olarak anayasa konusunda birşey söylemelerinin yanlış olduğunu, halkın istek ve beklentileri doğrultusunda değişik katılım grupları ve STKların TESEV ve TÜSİAD ın yaptığı anayasa tasarıları ve bizim nerede ise noktalamak noktasına geldiğimiz bir çalışma var. En sonunda tüm bu hazırlananlar bir çerçeveye oturtulacak. TBMM bünyesinde oluşacak bir uzlaşma komisyonda herkesin katılımı ile uzlaşma noktası belirlenecek ve mevcut anayasadan daha sade ve halkın benim anayasam dediği bir anayasa doğar umuyorum.
Sözleşmeli personel ile ilgili 1 aydır çalışmamız oldu. Bu konuda öncelikle Milli Eğitimde idi daha sonra Sağlık Bakanlığında da durum aynı. Ancak seçim öncesinde gerekli çalışma yetişmeme durumu olsa bile seçim sonrası en kısa sürede bu konu halledilecek.
Süper Ligin çok çekişmeli geçtiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, ligin son haftasına kadar bu mücadelenin süreceğini söyledi. ikisi de iddialı ikisi de sevdiğim kulüp, Fenerbahçeyi de Trabzonsporu da sevmek zorundayım. Hangisi kazanırsa da üzülmeyeceğiz. Trabzonspor başarılı bir performas ortaya koydu. Fenerbahçe de ikinci yarıda büyük başarı gösterdi. En azından ikisi de Şampiyonlar kulüplerde temsil edilecektir. Burda bir Avni Akeri 6-6.5 trilyonluk bir harcama ile şampoyanlar ligine yetiştireceğiz. Şu anki hali ile oraya uluslararası maç vermiyorlar. Bunun yanında Akyazıya yönelik de çalışmalarımız var. Bundan sonraki dönem de Trabzonspor Stadı da uluslara arsı arenada adı duyulur bir hale gelecek.
Başbakan Erdoğan özel kürü ile ilgili sorulara da değinerek “Kestane balı her sabah ılık suya bir kaşık gerekli, hem sesler için iyi geliyor. Aç karna alınması gerekiyor. Ancak fazlası zarardır.” dedi. Başbakan Erdoğan, kızı Sümeyyenin her zaman kendi yanında olduğunu ancak kendisi görev sürdürdüğü sürece hiçbirinin görev almasına sıcak bakmayacağını, oğlunun siyasete ve ticarete sıcak baktığını bununla birlikte ille siyasete girmek gibi bir durum olmadığını sivil toplum kuruluşlarında da çalışabileceklerini söyledi.
Başbakan Erdoğan seçim sürecini değerlendirdi
Güncel tartışmaların yapıldığı programın özel yayınında Başbakan Erdoğan; Ak Parti'nin seçim hedeflerini, seçim güvenliği konusunu, Kürt sorununu, muhalefetin vaatlerini ve Ak Parti'nin yeni politikalarını değerlendiriyor.