Başbakan Erdoğan'ın Atina ziyaretiyle birlikte Türk-Yunan ilişkilerinde ortak çıkarlara dayalı samimi bir süreç başlarken, zengin dini, tarihi ve kültürel eserlere sahip iki ülke, bu mirası koruma ve işbirliğini geliştirme konusunda mutabakata vardı.
İKİ ÜLKE TARİHİ MİRASA SAHİP ÇIKACAK
Başbakan Yorgo Papandreu ile birlikte gerçekleştirilen ortak basın toplantısında Erdoğan, "Atina'daki Fethiye Camii'nin restore edilmesi için izin istiyorum. Fethiye Camii'ne restore izni verilirse çok mutlu olacağım" sözleriyle yıllardır kaderine terk edilmiş ecdad yadigârı bu nadide eseri tekrar gündeme getirdi. Erdoğan, ilk defa 2006 yılında Fethiye Camii'nin restore edilmesini Yeni Demokrasi hükümetinden talep etmişti.
Bu çıkışa bigane kalmayan Papandreu, "Biz, zaten Fethiye'nin yenilenmesi ve restore edilmesi kararını verdik" diyerek bu önemli eserin yaşatılmasına yeşil ışık yaktı. Son yıllarda Osmanlı eserlerinden restore edilenleri de bir hediye şeklinde takdim eden Papandreu, Erdoğan'ın Atina ziyaretinde iki ülke Kültür ve Turizm Bakanlıkları arasında önemli dini ve tarihi eserlerin restorasyonunu içeren anlaşmaya imza koyulduğunu hatırlattı. Bu bağlamda iki ülke, tarihi eserlerin restorasyonu konusunda kısa sürede etkili adımlar atmaya hazırlanıyor.
OSMANLI ESERLERİ, BU MİMARİYİ BİLENLER GÖZETİMİNDE YAPILMALI
Osmanlı İmparatorluğu, genelde Balkanlar, özelde ise Yunanistan'da çok sayıda tarihi eser inşa etmiş. Bunlardan bazıları zamanın çarkları arasında yok olup giderken, bir kısmı ise hem Türkiye'nin hem de Yunanistan'ın ihmali sonucu ayakta kalmayı başaramamış. Bu eserlerden bir bölümü de aşırı uçların öfkesine kurban gitmiş. Son dönemde Yunanistan'da özellikle turizm bölgelerindeki Osmanlı eserlerinin restorasyonu, AB fonlarının da katkısıyla yeniden elden geçiriliyor. Ancak bu restore seferberliğinin ülke çapında ve nispeten ziyaretçisi az bölgelerde de yaygınlaşması gerekiyor. Restore eserlerden bazıları, Osmanlı mimarisine yabancı ellerin müdahalesi sonucu farklı bir hüviyete bürünmüş. Eskiden iki ülke arasında var olan limoni ilişkiler, Osmanlı eserlerinin restore işinin Avrupalı mimarların eline bırakılmasına neden olmuş. Bu nedenle, Fethiye Camii dahil bundan sonra Yunanistan'da restore edilecek Osmanlı eserlerinin, Türkiye'den uzmanların gözetiminde gerçekleşmesi için gerekli girişimlerin yapılması gerekiyor. Ayrıca Yunanistan'ın Osmanlı eserlerinin envanterini çıkarmak isteyen Türk yetkililere, gerekli izni vermesi de gerekiyor.
FATİH'TEN MİRAS ATİNA FETHİYE CAMİİ
Kaynaklarda yer alan bilgilere göre Atina Fethiye Camii, 1458 yılında Fatih Sultan Mehmet'in şehri fethetmesinin anısına inşa edilmiş. Fethiye, Akropolis eteklerindeki eski şehir diye anılan Plaka mahallesinde bulunuyor. Fethiye Camii'ne yaklaşık 300 metre uzaklıkta bulunan bir diğer Osmanlı camii Mustafa Ağa (Voyvoda) bulunuyor. Türk televizyonlarının Erdoğan'ın Atina ziyaretinde gündeme getirdiği Fethiye Camii yerine yanlışlıkla görüntülerini yayınladıkları Voyvoda Camii, bugün Yunanistan El Sanatları Müzesi olarak hizmet veriyor. Fethiye ve Voyvoda Camii'lerinin bulunduğu bu bölgede, Osmanlılardan günümüze kalan daha başka tarihi eserler de yer alıyor. Dikdörtgen plâna göre inşa edilen Fethiye Camii, ana kubbe, ana kubbeyi destekleyen dört yarım kubbe ve ana kubbeyi taşıyan 4 sütundan oluşuyor. 4 daha küçük kubbe ise caminin dört bir köşesine yerleştirilmiş. Son cemaat yeri, dört mermer sütun üzerine oturan 5 kubbeden oluşuyor. Sade mermer kapı, Osmanlı motifleriyle süslenmiş. Cami girişinin sağına ve son cemaat yerine bitişik yerleştirilen çeşmedeki süslemeler de dikkat çekiyor.
Roma Agorası içerisinde ve dikkat çeken şirin yapısıyla bir köşede yer alan Fethiye Camii'nin minaresi yıkılmış. Ancak minarenin sadece yerden yaklaşık bir metre yükseklikteki temel duvarları 5 basamağıyla açıkça belli oluyor. Minare, camiden yaklaşık 2 metre uzaklıkta ve caminin sağ köşesinde yer alıyor.
Yunanistan'ın bağımsızlığı sonrası Fethiye Camii, önce okul daha sonra farklı amaçlar için kullanılmış. Bir dönem şehrin hapishanesi olarak hizmet veren cami, kışla mekânı da olmuş. 1890 yılından önce un ambarı, 1935 yılına kadar ise uzun yıllar ordunun ekmek fırını olarak hizmet vermiş. Şu anda kilitli olan cami içerisinde eski eserlerin bulunduğu belirtiliyor.
FETHİYE GECİKMEDEN RESTORE EDİLMELİ
Dış duvarları sağlam görünen Fethiye Camii'nin 5 kubbeden oluşan son cemaat yeri için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Depremler ve bakımsızlık nedeniyle son cemaat yerindeki kubbe ve duvarlarda büyük çatlaklar oluşmuş. Son cemaat yeri, yıkılmaması için çelik konstrüksiyonlarla ayakta tutulmaya çalışıyor. Kubbelerinin çökmemesi için de ahşap dayanaklar koyulduğu dikkat çekiyor. Son cemaat yerinin sağ ve solunda bulunan mihraplar da çatlaklardan nasibini almış. Kilitli olduğu için tespit edilemese bile, benzer çatlakların ana kubbe ve onu destekleyen 4 yarım kubbede de bulunduğu tahmin ediliyor. Nitekim çatısından yağmur sularının sızması nedeniyle yer yer yosunlar ve izler oluşmuş. Kiremitle örtülü çatısı ve kubbelerinde ağaçlar çıkmış. Fethiye Camii'nin 1935 yılında yıktırılmak istendiği ancak Türk hükümetinin yaptığı girişimler nedeniyle bundan vazgeçildiği iddia ediliyor.
Son olarak Fethiye Camii'nin dış duvarlarına dayalı çok sayıda Osmanlı mezar taşı bulunuyor.