Erdoğan'ın Tim Heyetini Kabulü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'de gerek ihracat noktasında gerek ekonomiyle ilgili konularda en hassas olması gereken kurumların içinde TÜSİAD geliyor. Ancak TÜSİAD Başkanı, yaptığı açıklamalarla adeta istikrar ve güveni baltalamaya çalışan, temsil ettiğini iddia ettiği iş dünyasını tedirgin eden bir tavır içinde bulunuyor" dedi.

Erdoğan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi ve beraberindeki heyeti kabulünde yaptığı konuşmaya, "Cumhurbaşkanlığı Külliyesine, milletin evine hoş geldiniz" diyerek başladı.

Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin tüm üyelerine bugüne kadar gösterdikleri başarı ve Türkiye'nin gelişmesine yaptığı katkı için teşekkür eden Erdoğan, Türkiye'nin ihracat performansının her türlü övgüyü, takdiri hak eden bir fotoğraf ortaya koyduğunu söyledi
Türkiye'nin, 1923 sonunda, Cumhuriyet ilan edildikten birkaç ay sonraki ihracat rakamının 50 milyon dolar civarında olduğunu hatırlatan Erdoğan, bu rakamın 1 milyar doların üzerine ancak 1973'te, 10 milyar doların üzerine 1987'de, 20 milyar doların üzerine ise 1995'te çıkabildiğini kaydetti.

İktidara geldikleri 2002'de ihracatın 36 milyar doları ancak bulabildiğini, 79 yılda bu rakama ulaşıldığını hatırlatan Erdoğan, 2014'te bu rakamın istatistiklere giren ihracat itibarıyla 158 milyar dolara ulaştığını dile getirdi.
Bavul ticareti başta olmak üzere, aslında ihracat olan ama yöntemi itibarıyla istatistiklerde gözükmeyen faaliyetlerle bu rakamın 171 milyar dolara kadar ulaştığının ifade edildiğini aktaran Erdoğan, "Bu başarıyı ısrarla görmezden gelmeye çalışanlara, ülkemizin ihracatta dünyadaki durumunu bir başka rakamla ifade etmek istiyorum; 2002'de ülkemizin dünya mal ihracatındaki payı yüzde 0,56 düzeyindeydi. Bugün bu rakam yüzde 0,8'i geçerek, yüzde 1'e doğru ilerliyor" diye konuştu.

Türkiye ihracatçılarının dünyada girmediği ülkenin kalmadığını belirten Erdoğan, bunun için iş adamlarını kutladı.
Türkiye'nin, dünya genelinde 239 ülke veya bölgeye ihracat yaptığını, 81 ilin de ihracatçı unvanına sahip olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Dün elinde çantasıyla 'bismillah' diyip yola çıkan ihracatçılarımız bugün dev tır filolarıyla, gemilerle, uçaklarda dünyayı hakikaten küresel bir köy haline getirmiş durumda. Gittiğim her ülkede arkadaşlarımızı gördüğümde iftihar ediyorum" ifadesini kullandı.
Kurlarda son dönemde yaşanan değişimi, ihracatçıların en kısa zamanda fırsata dönüştüreceğine inandığını ve korkmadığını dile getiren Erdoğan, 12 yıllık başbakanlık döneminde hep ihracatçıların yanında yer aldığını, her gittiği ülkede onların meselelerinin, sıkıntılarının, taleplerinin takipçisi olduğunu hatırlattı.
Gerek ziyaret ettiği ülkelerdeki temaslarında gerekse küresel sermayenin temsilcileriyle yaptıkları görüşmelerde iş adamlarının meselelerinin en önemli gündem konularından olduğunu belirten Erdoğan, bugün de Cumhurbaşkanı olarak, aynı anlayışla hareket ettiğini, tüm temaslarında ihracatçıların ve iş adamlarının haklarını, hukuklarını, kazanımlarını korumanın çabası içinde olduğunu söyledi.

-"İhracata dayalı ekonomik anlayış belirledik"
Ziyaret ettiği ülkelerde programı el verdiği ölçüde mutlaka ortak iş forumlarına katıldığını, iş adamlarının yanında olduğunu gösterdiğini belirten Erdoğan, yarın Kazakistan'a gideceğini, orada, devlet başkanıyla iş forumunda iş adamlarına hitap edeceklerini kaydetti.

Bundan sonra da iş adamlarıyla olan yakın işbirliğini aynı şekilde sürdüreceklerini ifade eden Erdoğan, İstanbul Dolmabahçe'de TİM yönetimiyle atılan imzaları hatırlatarak, 2023'te 500 milyar dolar ihracat hedefi sözünü tutma kararlılığını gördüğünü söyledi.

"Eskiden dünyada işler yolunda giderken biz sık sık krize maruz kalırdık" diyen Erdoğan, son olarak yaşanan 1994 ve 2001 krizlerinin, büyük ölçüde Türkiye'nin kendi iç dinamikleriyle çıkarıldığını ve ağır bedellerin ödendiğini anımsattı.
Türkiye'de 2002 sonundan itibaren tesis ettikleri güven ve istikrar ortamı sayesinde, iç kaynaklı ekonomik krizlerin yaşanmasının önüne geçtiklerini dile getiren Erdoğan, "Geçtiğimiz 12 yılda pek çok siyasi ve sosyal sorun yaşadığımız halde bunların hiçbiri ekonomik bir krizin tetikleyicisi olmadı. Biz ihracata dayalı bir ekonomik anlayışı benimsemiştik ve bununla bu yolculukta devam ediyorduk" diye konuştu.

- "Teğet geçecek demiştim"
Dünyada 2008'den itibaren çok ciddi bir finans krizinin ortaya çıktığını, gelişmiş ülkeleri de derinden sarsan bu krizin etkilerinin hala devam ettiği hatırlatan Erdoğan, "Ben o zaman 'Bu kriz Türkiye'yi teğet geçecek' demiştim. Geçmişte kendi kendisine krize giren bir Türkiye'nin küresel düzeydeki bir krizden en az hasarla çıkabileceğine pek çokları inanmadı. Benim bu sözüme karşı çıkanlar, hatta kendilerince bu ifadeyi alaya alanlar, istihza edenler oldu" dedi.

Türkiye bu krizi 2009 yılındaki sınırlı bir gerileme ile atlattığını ve sonra da hemen toparlanarak yeniden büyüme sürecini devam ettirdiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bilhassa 2010 ve 2011 yılında yüzde 9 seviyesinde bir büyüme oranı elde ettik. Son olarak 2014 yılı büyüme oranı da yüzde 2,9 olarak gerçekleşti. Geçtiğimiz yıl gerçekleşen rakam elbette bizim arzu ettiğimiz bir büyüme oranı değildir ama Avrupa ülkeleri başta olmak üzere gelişmiş ekonomilerin dahi hala ciddi sıkıntılar yaşadığı bir dönemde, Türkiye'nin büyüme eğilimini sürdürüyor olması çok önemlidir. 2015 yılından başlayarak büyüme eğiliminin yeniden yükselişe geçeceğine ben inanıyorum ama buna sizin de inanmanız lazım, çünkü bunu sizinle gerçekleştireceğiz. Ve en büyük görev burada ihracatçılarımıza düşüyor."
Türkiye'nin büyümede bugüne kadar sağladığı başarının lokomotifinin ihracatçılar olduğunu belirten Erdoğan, iş adamlarına, "Sizler yeni pazarlar buldukça, yeni siparişler aldıkça üretim artacak, istihdam artacak, ekonomi daha da canlanacaktır. Bu bakımdan hep birlikte milletimize karşı büyük sorumluluğumuz var. Daha çok çalışacağız, daha çok gayret edeceğiz, daha çok terleyerek Türkiye'nin büyüme trendini yukarılara doğru yükseltmek mecburiyetinde olduğumuzu da dünyaya ilan edeceğiz" diye seslendi.
-"Kenara, köşeye çekilmiş makamda değilim"
İhracatçılara güvendiğini ifade eden Erdoğan, "Bu millet her zaman olmaz denilen şeyleri oldurmuş, yapılamaz denilen şeyleri yapmış, başarılamaz denilen şeyleri başarmış bir millettir. Çanakkale'den Cumhuriyetin kuruluşuna, rahmetli Menderes ve Özal dönemlerinden son 12 yıla kadar bunun pek çok örneği vardır. İnşallah önümüzdeki dönemde bu bakımdan yeni bir başarı hikayesini hep birlikte yazacağımız bir dönem olacaktır. Ben buna yürekten inanıyorum" diye konuştu.

Erdoğan, ekonominin en çok istikrar ve güvene ihtiyacı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Bu konuda sizlerle burada bir derdimi paylaşmak zorundayım; hep söylüyorum, Cumhurbaşkanlığı makamındayım ama kenara, köşeye çekilmiş bir makamda değilim. Türkiye'de gerek ihracat noktasında gerek ekonomiyle ilgili konularda en hassas olması gereken kurumların içinde TÜSİAD geliyor ancak TÜSİAD Başkanı yaptığı açıklamalarla adeta istikrar ve güveni baltalamaya çalışan, temsil ettiğini iddia ettiği iş dünyasını tedirgin eden bir tavır içinde bulunuyor. Hadi Türkiye'nin tüm gerçekleri gibi ekonomiyi de okumaktan aciz birtakım siyasetçileri anladık, onlar sorumsuzluk yapıyorlar. Onların menfaat dengeleri, ölçüleri farklı, peki en azından iş dünyasının hassasiyetlerine vakıf olması gereken TÜSİAD'ın başkanına ne oluyor? Bu üslup yanlış. Enflasyonun düştüğünden bahsedecek kadar maalesef enflasyon ölçülerini göremiyor, bu yanlış. Cari açıktaki olumlu gelişmeleri göremeyecek kadar maalesef gözler adeta bu işlerde ama. Böyle şey olabilir mi? Türkiye bir büyüme trendini nerelerden alıp nerelere getirdi, bunlar ortadayken, Türkiye'de bir istikrarsızlıktan bahsetmek kadar, istikrarsız bir zihniyet olabilir mi? Şu anda TÜSİAD'ın mensuplarını yatırın masaya, hepsi güçlerini bire beş katladılar bunu kendileri bize özel görüşmelerde söylüyorlar. Bire beş katlıyorsun ve ondan sonra hala istikrarsızlıktan bahsediyorsun, böyle bir şey olabilir mi? Yalnız bu ülkede bir istikrarsızlık olursa, bu yanlışın bedelini ödeyecek olan şahsen TÜSİAD'ın başkanı değil, tüm iş dünyası, tüm Türkiye'dir. Onun için TÜSİAD gibi kurumun başında olan insanların, ağızlarından çıkanı kulaklarının duyması gerekir."
(Sürecek)
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile