Erdoğan-Pahor Ortak Basın Açıklaması

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (3) '13 Aralık'ta Avrupa Birliği Genel İşler Konseyi'nde bir üye ülkenin vizyonsuz tutumuna rağmen diğer ülkeler sağduyulu davrandı. Avrupa Birliği sürecimize destek veren Slovenya'ya bu çabalarından dolayı bir kez daha teşekkür ederim. Ancak metindeki, 'İçinde bulunduğumuz koşullar altında yeni fasılların açılmasının öngörülmediği' ifadesini Türkiye olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Bahsedilen koşullar Avrupa Birliğinin neden olduğu suni ve siyasi engellerdir' 'Yaşadığımız krizler ortak sorunlar ve bunlar ancak tam bir işbirliği ile çözülebilir. Bu nedenle Türkiye'yi dışlamaya çalışmak bölgenin istikrar ve güvenini de tehlikeye atmak demektir. Türkiye'nin kapıda beklediği değil, Türkiye'nin yer almadığı bir Avrupa'nın güven ve huzur içinde olması da mümkün değildir. Türkiye artık kısır siyasi çekişmelerin, popülizmin ve siyasi rant arayışlarının odağına yerleştirilmemelidir. Biz, AB sürecimizde samimi olduk, verdiğimiz sözlerin daima arkasında durduk'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, '13 Aralık'ta Avrupa Birliği Genel İşler Konseyi'nde bir üye ülkenin vizyonsuz tutumuna rağmen diğer ülkeler sağduyulu davrandı. Avrupa Birliği sürecimize destek veren Slovenya'ya bu çabalarından dolayı bir kez daha teşekkür ederim. Ancak metindeki, 'İçinde bulunduğumuz koşullar altında yeni fasılların açılmasının öngörülmediği' ifadesini Türkiye olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Bahsedilen koşullar Avrupa Birliğinin neden olduğu suni ve siyasi engellerdir.' dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Türkiye'ye resmi ziyarette bulunan Slovenya Cumhurbaşkanı Borut Pahor ile ortak basın açıklaması yaptı.

Pahor'dan, dost, müttefik ve stratejik ortak Slovenya'nın Cumhurbaşkanı olarak bahseden Erdoğan, '15 Temmuz darbe girişimi sonrası destek ve dayanışma mahiyetinde de olan bu ziyaret için gerek şahsım, gerekse de milletim adına kendilerine teşekkür ediyorum' diye konuştu.

Pahor ile baş başa ve heyetlerarası yaptıkları görüşmelerde verimli istişarelerde bulunduklarını söyleyen Erdoğan, hem ikili münasebetleri hem de Türkiye'nin bölgesinde cereyan eden olayları değerlendirme fırsatı bulduklarını kaydetti.

Görüşmede, önümüzdeki dönemde iki ülke ilişkilerinin ekonomik ve siyasi boyutunun daha da güçlendirilmesi konusunda mutabık kaldıklarını belirten Erdoğan, 'Benim ve Sayın Pahor'un başbakanlık döneminde, 2011 yılında imzalanan stratejik ortaklık belgesi ikili ilişkilerimizin bir dönüm noktası olmuştur. Karşılıklı üst düzey ziyaretlerin, stratejik ortaklığımızın kuvveden fiile geçirilmesinde önemli katkıları olduğuna da inanıyorum.' değerlendirmesinde bulundu.

- 'Avrupa Birliği'nin neden olduğu suni ve siyasi engellerdir'

AB ile ilgili gelişmeleri ve Türkiye-AB ilişkilerinin bundan sonraki süreçte nasıl olumlu bir seviyeye çıkarabileceklerini Pahor ile konuştuklarını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

'13 Aralık'ta Avrupa Birliği Genel İşler Konseyi'nde bir üye ülkenin vizyonsuz tutumuna rağmen diğer ülkeler sağduyulu davrandı. Avrupa Birliği sürecimize destek veren Slovenya'ya bu çabalarından dolayı bir kez daha teşekkür ederim. Ancak metindeki, 'İçinde bulunduğumuz koşullar altında yeni fasılların açılmasının öngörülmediği' ifadesini Türkiye olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Bahsedilen koşullar Avrupa Birliği'nin neden olduğu suni ve siyasi engellerdir. Bu arada 15 Temmuz'da darbe girişiminde bulunan kesimlere karşı yasal çerçevelerde attığımız adımları halen şüpheyle karşılayan yorumları da elbette tasvip etmiyoruz. Zira bu tür yorumlar objektif olmadığı gibi adil de değildir.'

Erdoğan, şunları kaydetti:

'Köklü Türkiye-AB ilişkilerinin bazı AB ülkelerindeki dar bakışlı ve popülist siyasi yönelimlerden etkilenmemesini ümit ediyoruz. Türkiye'ye tamamen taraflı bir şekilde durmadan eleştiri yönelten bazı Avrupalı siyasilere öncelikle kendilerine, kendi ülkelerine bakmalarını tavsiye ediyorum. Avrupa Birliği müktesebatı çerçevesi içerisinde eğer bu değerlendirilirse ne kadar yanlış bir noktada olduğunu açık, net göreceklerdir. Maç yapıyoruz, maçın esnasında bakıyorsunuz penaltının kuralları değişiyor. Niye? Çünkü rakip Türkiye. Bunu biz 53 yıldır yaşadık ve bugün hala ne yazık ki bunu yaşıyoruz. Artık buna tahammül etmek mümkün değil. Avrupa'da özellikle bazı kesimlerde insanların dış görünüşleri, dinleri, etnik ve kimlikleri dolayısıyla ötekileştirilmeleri ırkçılığın, yabancı düşmanlığının artışı bizler için de ciddi bir endişe kaynağıdır.'

Burada şu tarihi gerçeği bir kez daha ifade etmem gerekir' diyen Erdoğan, 'Türkiye, henüz Avrupa Birliği üyesi olmasa da Avrupa'nın ayrılmaz bir parçasıdır. Avrupa Birliği üyeliği bizim için stratejik bir tercihtir. Bugün Türkiye, üye ülkelerin pek çoğuna kıyasla Avrupa Birliğinin temel kurucu değerlerini çok daha fazla gözeten bir ülkedir. Göç, mülteci meselesi tüm bunlar başta olmak üzere yaşadığımız krizler ortak sorunlar ve bunlar ancak tam bir işbirliği ile çözülebilir. Bu nedenle Türkiye'yi dışlamaya çalışmak bölgenin istikrar ve güvenini de tehlikeye atmak demektir. Türkiye'nin kapıda beklediği değil, Türkiye'nin yer almadığı bir Avrupa'nın güven ve huzur içinde olması da mümkün değildir. Türkiye artık kısır siyasi çekişmelerin, popülizmin ve siyasi rant arayışlarının odağına yerleştirilmemelidir. Biz, AB sürecimizde samimi olduk, verdiğimiz sözlerin daima arkasında durduk.' şeklinde konuştu.

- 'Avrupa Birliği bize verdiği sözleri yerine getirmedi'

Terörle mücadelede AB ülkelerine gereken desteği vermekten çekinmediklerine dikkati çeken Erdoğan, 'Şu anda mülteci sorunu var. Buna göğsünü geren Türkiye var ve yaptığımız harcamalar belli. Fakat Avrupa Birliğinin bize verdiği sözler oldu. Ne yazık ki Avrupa Birliği bize verdiği sözleri yerine getirmedi. 1 Temmuz itibarıyla 3 milyar Avro Türkiye'ye verecekti, şu ana kadar gelen para 667 milyon dolar veya avro. Aynı şekilde ikinci bir taksit yine 3 milyar avro olacaktı, ondan zaten hiçbir ses yok. Vize konusu vardı. Vize konusunda da en sonunda bu yıl sonuna kadar dediler. Şu anki gelişmelere baktığımız zaman vize sorununun çözülmesi mümkün değil.' ifadelerini kullandı.

Dünya medyasına seslenen Erdoğan, 'Latin Amerika ülkelerinin Avrupa Birliği ile ne alakası var? Ama Latin Amerika ülkeleri bu avantajı kendileri için kullanıyorlar. Tüm bunlarla beraber biz Türkiye olarak diyoruz ki 'Onlara da verecekseniz verin ama 53 yıl bu kapıda bekletilen Türkiye'yi niçin oyalamaya devam ediyorsunuz?' dedi.

Avrupalı dostlarından ilkeli ve kararlı bir tavır sergilemelerini beklediklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

'Bazı Avrupa ülkelerinde terör örgütü elebaşlarının rahatça dolaşabilmelerinin Avrupa Birliği müktesebatının hangi maddesine acaba yerleştiriyorsunuz? Türkiye'den kaçıp giden teröristler Avrupa Birliği üyesi ülkelerinde dolaşıyor, rahat rahat dolaşıyor. Hatta tüm Avrupa Birliği üyesi ülkelerden bunların topladığı haraç 26 milyon avrodur. Sadece 13 milyon avro Almanya'dan toplamışlardır. Bunları söylediğimiz zaman rahatsız oluyorlar, rahatsız olmayacaksınız. Bu yanlışları düzelteceksiniz. Hem bir taraftan Türkiye'yi kapıda beklet, bir taraftan Türkiye'de bu teröristlerle bir mücadele verilsin ve bu mücadelede NATO ile beraber olduğumuz ülkeler, Avrupa Birliği ile müzakere masasında olan Türkiye yalnız bırakılsın.'

AB konusunda gösterdikleri samimiyeti AB'den de beklediklerini söyleyen Erdoğan, 'Bugün gerçekleştirilecek Avrupa Birliği Konseyi'nde, devlet ve hükümet başkanlarının müzakere sürecine ilişkin aklıselimle hareket edeceklerine inanmak istiyorum.' ifadelerini kullandı.

(Bitti)
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile