Zirve Yayınevi davasının 28. duruşması Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki görüldü. Duruşma nedeniyle sabah saatlerinden itibaren adliye çevresinde yoğun güvenlik önlemi alındı. Tutuklu sanıklar Emre Günaydın, Cuma Özdemir, Abuzer Yıldırım, Hamit Çeker ve Salih Yıldırım jandarma ve polis ekiplerinin güvenlik önlemleri altında adliyeye getirildi. Tutuksuz yargılanan Bülent Varol Aral da duruşmaya katıldı. Duruşma öncesi salonda azmettirici olarak yargılanan Varol Bülent Aral, kendi avukatı Hasan Duran ile tartıştı. Avukatının kendisi aleyhinde çalıştığını önü süren Aral, mahkemeye sunulan iddianameleri talep etmesine rağmen vermediğini söyledi. Başka bir davadan Adıyaman Cezaevi'nde tutuklu bulunan Aral, "11 ay sonra dışarıdayım. Çıkınca görüşeceğiz." dedi
Avukat Hasan Duran, bu tartışmanın üzerine davadan çekilmek istediğini bildirdi. Mahkeme heyeti avukatın talebini kabul ederek sanık Aral'a yeni bir avukat atanmasını istedi. Ardından terör örgütü kurarak yönetmek suçuyla yargılanan Engin Günaydın söz alarak mahkeme heyetinden Varol Bülent Aral'ın dikkate alınmamasını istedi. Günaydın konuşurken Varol Bülent Aral, yüksek sesle karşılık vermeye başladı. Mahkeme heyeti Aral'a akıl sağlığıyla ilgili raporu olup olmadığını sordu. Aral, Adana'dan bu yönde bir rapor aldığını, şizofren teşhisi konduğunu ifade etti. Aral, yüksek sesle itirazlarını sürdürünce mahkeme başkanı tarafından dışarı attırıldı.
Duruşmaya, sanık yakınları, öldürülen Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske'nin eşi Susanne Geske, diğer maktul yakınları da katıldı.
Duruşmada, Mahkeme Başkanı Eray Gürtekin, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nin gönderdiği Kafes Eylem Planı davası iddianamesinin mahkemeye geldiğini belirtti. Ayrıca Sivas E Tipi Cezaevi'nde bulunan Orhan Kartal isimli hükümlünün tanık sıfatıyla ifade mektubu gönderdiğini belirtti. Kartal'ın ifade mektubunda, Varol Bülent Aral ile 2008 yılının Kasım ve Aralık aylarında Adıyaman E Tipi Cezaevi'nde aynı koğuşta kaldıklarını anlattı. Aral'ın koğuşta bulunanlara Zirve Yayınevi cinayetini kendisinin yönlendirdiği yönünde ifadeler kullandığını bildirdi. Aral ise bu kişinin JİTEM tarafından kullanılan bir PKK itirafçısı olduğunu iddia etti. Mahkeme Başkanı Gürtekin, sanık ve müdahil avukatlarına herhangi bir talepleri olup olmadığını sordu. Sanık avukatları, birleştirme taleplerinin reddedilmesini istedi.
7 YILLIK DÖNEMDE CİNAYETLER PLANLANMIŞ
Müdahil avukatları da Kafes Eylem Planı davasının ek klasörlerindeki delillerin bu davaya önemli katkılar sağlayacağını, söylenmek istenenleri açıkça gösterdiğini belirtti. Müdahil avukatlarından Erdal Doğan, duruşmada, özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz ile 18 Ocak 2010 tarihinde yaptığı bir konuşmadan bahsetti. Doğan, yaptığı konuşmada, Zirve Yayınevi'nde işlenen cinayetlerin İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan Kafes Eylem Planı davasıyla doğrudan hukuki ve fiili bağlantısı olduğu konusunda kuşkuları olmadığını söyledi. Kafes Eylem Planı iddianamesi kabul edilmeden önce Ergenekon davasını yürüten Savcı Zekeriya Öz ile iki davayı birleştirme konusunu görüştüklerini anlatan Doğan, Öz'ün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından birleştirme girişimlerinin engellendiğini ifade ettiğini aktardı. Öz'ün Ergenekon davasıyla birleştirme girişimlerinin İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz'e takıldığını, Cengiz hakkında Adalet Bakanlığı'nın acilen soruşturma başlatması gerektiğini iddia etti. Ergenekon ve Kafes Eylem Planı delil klasörlerinde yayınevi cinayetleriyle ilgili doğrudan bağın bulunduğunun gözlemlendiğini dile getiren Doğan, AK Parti hükümetinin dış baskılarla zayıflatılması için gayrimüslimlere yönelik öldürme planları yapıldığını söyledi.
Yayınevi ve Kafes Eylem Planı davalarının birleştirilmesi gerektiğini kaydeden Doğan, hem Kafes Eylem Planı eklerinde hem de İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün bu cinayetlerle ilgili hazırladığı raporda hukuki ve fiili bağlantıların açık olarak belirtildiğini iddia eden Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz bu olayı incelerken adım adım ilerleyerek tümevarıma ulaştık. 2002 ve 2003'te yapılan planlarda ilk olarak Doğu Anadolu, Karadeniz ve Akdeniz'de yaşayan Hristiyanların hedef alındığını, gerekli eylemlerin yapılması gerektiğinin anlatıldığı bölümler iddianamede mevcut. Sonrasında da isimler, kiliseler ve belirli adresler çıkarılmış. Kafes Eylem Planı'nda da C zaman dilimi diye bir bölüm var. 2002'den 2009'a kadar geçen bu zaman diliminde Hrant Dink cinayeti, Zirve Yayınevi cinayetleri anılıyor. Daha sonra yeni bir vazife ve icra başlığında neler yapılması konusunda yön çizilmiş. Ayrıca hücre tim elemanları belirlenmiş. Burada maktuller ve yakınlarının yaşadıkları yerler, ibadethaneleri, klasörün eklerinde ayrı ayrı isim ve adreslerine kadar deşifre edilmiş ve adres gösterilmiş. Ayrıca Ergenekon sanıkları Hurşit Tolon, Sevgi Erenerol, İbrahim Şahin'de bulunan belgelerde hep misyonerlik faaliyetleri anlatılmış, düşman olarak gösterilmiş ve eylem yapılması planlanmış. Hurşit Tolon'un defalarca buraya gelip Hasan Iğsız'ın emekli olmasına rağmen resmi görevli olarak karşıladığını biliyoruz. Ayrıca Şener Eruygur'un da resmi törenle karşılandığını biliyoruz. Aynı şekilde bu olayın şüphelisi olarak bilinen Mehmet Ülger'in benzer çalışmalar içinde olduğu, aynı zamanda Malatya Jandarma Komutanlığı, öldürülen müvekkillerimizin hem kendilerini hem de eşlerini cinayetler öncesi ve sonrasında da bizzat takip ettiği delillendirilmiştir. Bununla ilgili bağlı komutanlık soruşturma açması gerekirken bu fiziki takip belgesini çıkaranlar hakkında soruşturma açılmıştır. O da ayrı trajikomik bir olaydır. Bu deliller somut olarak dosyamızda bulunuyor. Umarım davalar birleştirilir."
MAHKEME KARARINI 15 EKİM'DE VERECEK
Sanık ve müdahil avukatların taleplerini dinleyen mahkeme heyeti Sivas Cezaevi'nde tutuklu bulunan Orhan Kartal ile Amasya Cezaevi'nde bulunan Erhan Özen'in cumhuriyet savcılarına ifade verdiklerini belirterek iki sanığın bir sonraki celse Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tanık olarak dinlenmesine karar verdi. Duruşmada, dava dosyası ve ek delil klasörleri Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ne ulaşan Kafes Eylem Planı ile Zirve Yayınevi cinayetleri arasında bir bağ olup olmadığı konusundaki görüşünü önümüzdeki celse açıklayacağını belirten mahkeme heyeti, duruşmayı 15 Ekim tarihine erteledi.
18 Nisan 2007'de Malatya Zirve Yayınevi'nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel bıçaklanarak öldürülmüş, zanlılardan Salih Gürler (20), Cuma Özdemir (20), Hamit Çeker (19) ve Abuzer Yıldırım (19) olay yerinde yakalanmıştı. Üçüncü katın penceresinden kaçmaya çalışırken yere düşüp yaralanan Emre Günaydın, İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi'ndeki tedavinin ardından tutuklanmıştı. Tutuklu sanık Emre Günaydın'ın cezaevinde cumhuriyet savcısına verdiği ifadenin ardından olayı azmettirdikleri gerekçesiyle Varol Bülent Aral ve Zirve Yayınevi çalışanı olduğu belirtilen Hüseyin Yelki tutuklanmıştı. Yelki, 22 Mayıs 2009, Aral 20 Ağustos 2009'daki duruşmalarda tahliye edilmişti.