Ergenekon Kumpası Davasında 'Kırmızı Bülten' Kararı

'Ergenekon' davasına bakan 8 eski hakim ve savcının, 'suç uydurmak ve görevi kötüye kullanmak' suçlarından Yargıtay 8'inci Ceza Dairesinde yargılandığı davaya devam edildi Mahkeme heyeti, firari sanıklar eski hakim Sedat Sami Haşıloğlu ile eski savcı Mehmet Murat Dalkuş hakkında kırmızı bülten çıkarılmasına hükmetti.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) kumpas davalarından "Ergenekon" davasına bakan 8 eski hakim ve savcının, "suç uydurmak ve görevi kötüye kullanmak" suçlarından yargılandığı davada firari sanıklar eski hakim Sedat Sami Haşıloğlu ile eski savcı Mehmet Murat Dalkuş hakkında kırmızı bülten çıkarılması kararlaştırıldı.

İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 8'inci Ceza Dairesince Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya, FETÖ üyeliğinden tutuklu eski hakim Hüsnü Çalmuk katılırken, eski hakimler Fatih Mehmet Uslu ile Hasan Hüseyin Özese, tutuklu bulundukları cezaevlerinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı.

Duruşmada, katılan sıfatıyla Dursun Çiçek, Sinan Aygün, Sedat Peker ile taraf avukatları da hazır bulundu.

Dosyaya gelen bilgi ve belgelerin Daire Başkanı Haydar Metiner tarafından okunmasının ardından, katılan sıfatıyla beyanının alınması için Sedat Peker'e söz verildi.

Ergenekon davası sürecinde yaşadıklarını anlatan Peker, mağdur edildiğini, usulüne uygun yargılama yapılmadığını belirterek, sanıklardan şikayetçi oldu.

Cezaevinde, Ergenekon davası sanıklarından olan ve kanser nedeniyle hayatını kaybeden yüzbaşı Muzaffer Tekin'in zaman zaman bağırmalarını duyduğunu aktaran Peker, Tekin'e gerekli tedavinin yapılmadığını, psikiyatriyle ilgili ilaçlar verildiğini ileri sürdü.

Tüm taleplere rağmen Tekin'in tahliye edilmediğini anlatan Peker, tahliye olduktan sonra hastanede ziyaret ettiği Tekin'in daha sonra hayatını kaybettiğini söyledi.

Peker, "Annem vefat etti, bana izin vermediler, cenazesine gidemedim. Kendim için üzülmüyorum ama Muzaffer Ağabey'in yaşadıklarını anlatmak istedim. Bu benim için bir yüktü." dedi.

- "Gizli tanıklık teklif etti"

Ergenekon davası öncesinde başka suçtan tutuklu bulunduğu sırada, firari eski savcı Zekeriya Öz'ün kendisini çağırdığını, savcı odasında lokum ve lokma ikram ederek, "Tatlı yiyelim, tatlı konuşalım" dediğini ifade eden Peker, Veli Küçük'le görüşmelerini soran Zekeriya Öz'ün kendisine gizli tanıklık teklif ettiğini söyledi.

Peker, "Zekeriya Öz'ün odasında sanıklardan savcı Mehmet Ali Pekgüzel de vardı. Öz, gizli tanıklığı kabul etmeyince 'seni tutuklatırım' dedi. Beni dosyaya tanık olarak dahil edemeyince sanık olarak dahil etti. 'Konuştuklarını duydum gibi şeyler söylesen de yeter' şeklinde ifadeler kullandı." diye konuştu.

Yargılama sırasında savunma için kendilerine yeterli süre verilmediğine değinen Peker, uzun yıllar kaldığı cezaevinde taleplerinin yerine getirilmediğini öne sürdü.

Sanıklardan Ergenekon davasına bakan heyetin başkanı Hasan Hüseyin Özese'nin değil, sanık Hüsnü Çalmuk'un duruşmaları yönettiğine işaret eden Peker, sanık Çalmuk'un her şeyi idare ettiğini kaydetti. Sanıklar da Peker'e çeşitli sorular yöneltti.

- Kırmızı bülten kararı

Peker'in beyanının alınmasının ardından Daire Başkanı Metiner, mahkeme heyetinin ara kararlarını açıkladı.

Ergenekon davasına bakan heyette üye hakim olarak yer alan firari sanık Sedat Sami Haşıloğlu ile eski savcı Mehmet Murat Dalkuş'un, haklarındaki yakalama emirlerinin uzun süredir infaz edilmemesi nedeniyle kaçak sayılmalarına hükmeden mahkeme heyeti, her iki sanığın yokluklarında tutuklanmalarına da karar verdi.

Mahkeme heyeti, firari sanıklar Haşıloğlu ile Dalkuş'un uluslararası alanda da aranmaları için kırmızı bülten çıkarılmasını kararlaştırdı.

Duruşma, 3 Şubat 2020'ye bırakıldı.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile