'İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın hayata geçirilmesiyle ilgili 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk'in bir numaralı, Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner'in de iki numaralı sanık olduğu 14 sanıklı davanın ilk duruşması görülüyor. Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya tutuklu sanıklar Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner, Eskişehir İl Jandarma Alay Komutanı Albay Recep Gençoğlu, Binbaşı Nedim Ersan, üsteğmen Ersin Ergut, Astsubay Orhan Esirger, Astsubaylar Şenol Bozkurt, MİT Erzincan Şube Müdürü Şinasi Demir, MİT görevlileri Kıvılcım Üstel ve Sadri Barkın İnce ile tutuksuz sanıklar Albay Ali Tapan, Astsubay Ahmet Saraçlar, Erzincan Avcılar ve Atıcılar Kulübü Başkanı Yaşar Baş ile 6'sı ulusal biri yerel 7 ajans muhabiri ve izleyiciler katıldı.
Kimlik tespiti sırasında davanın bir numaralı sanığı Orgeneral Saldıray Berk'in duruşmaya katılmama konusunda herhangi bir mazeret yazısı okunmadı. Berk'in avukatı Zeynel Yüksel de duruşmada bu konuda herhangi bir açıklamada bulunmadı.
Duruşmaya CHP Genel Başkan Yardımcısı Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş, Erzincan Milletvekili Erol Tınastepe, Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir, eski YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz da izleyici olarak katıldı. Sanık yakınlarının da geldiği duruşmanın öğleden önceki bölümünde usule ilişkin itirazlar dile getirildi. Berk, Cihaner ve Gençoğlu'nun avukatları, davanın Yargıtay'da veya Askeri Mahkeme'de görülmesi gerektiğini bildirdi. Savcı Taner Aksakal, bu taleplerin reddi yönünde görüş bildirirken, mahkeme karar için iki saat ara verdi.
Mustafa Karatay başkanlığındaki mahkeme heyeti ve savcı Taner Aksakal'ın hazır bulunduğu duruşmaya 09.45'te sanıklar alındı. İlk olarak Başsavcı İlhan Cihaner, ardından Albay Recep Gençoğlu sanık sandalyesinde yerini aldı. Sanıklar iddianamedeki sıraya göre oturdu. Tutuksuz sanıklar Ali Tapan, Ahmet Saraçlar ve Yaşar Baş da, tutuklu sanıkların yanında ayrı bir bölmede durdu. Yaklaşık 25 sanık avukatı ve 3 müşteki avukatı duruşmada hazır bulundu.
Avukatların isimlerini bildirmesinden sonra sanıkların kimlik tespitine geçildi. İlk olarak 'Cumhuriyet savcısı' olduğunu söyleyen İlhan Cihaner, ikametinin Erzincan Adliye lojmanları, maaşının ise 5 bin lira civarında olduğunu bildirdi. Eskişehir İl Jandarma Komutanı Albay Recep Gençoğlu ise subay olduğunu, ikametinin Eskişehir İl Jandarma Komutanlığı lojmanları ve maaşının da 3 bin 500 lira olduğunu açıkladı. Erzincan İl Jandarma Komutanlığı'nda görevli istihbarat Binbaşı Nedim Ersan da, subay olduğunu ve aylık gelirinin 3 bin lira olduğunu söyledi. Tutuksuz sanık Erzurum Jandarma Bölge Komutanlığı'nda görevli Albay Ali Tapan da aylık gelirini 4 bin 500 lira olarak bildirirken, esnaf olduğunu belirten Yaşar Baş ise aylık 5 bin lira kazanç bildirdi.
Diğer sanıklar da adres ve maaş bildiriminde bulunduktan sonra sanık avukatlarının usule ilişkin itirazlarına geçildi. İlk olarak tutuklu sanık İlhan Cihaner'in avukatı Turgut Kazan söz aldı. Bu sırada mahkeme başkanı Kazan'a eline mikrofon alıp oturarak konuşabileceğini söyledi. Ancak Kazan, 57 yıllık avukat olduğunu, tüm darbe zamanlarında hep ayakta savunma yaptığını, mahkemede şarkı söylemeyeceğini, savunma yaparken iki elini de kullandığı için mikrofon tutmayacağını kaydetti. Bunun üzerine bir mübaşir ayakta Kazan'a mikrofon tuttu.
Kazan, iddianamenin 15'inci sayfasında müvekkili İlhan Cihaner'in üzerine atılı suçun 'kişisel suç' olduğu ve yargılanmasında görevli mahkemenin de Erzurum Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri olduğu yönünde tespitler bulunduğunu hatırlattı. Müvekkilinin Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 250. maddesinin üçüncü fıkrasına göre Yargıtay'ın ilgili ceza dairesinde yargılanması gerektiğini belirten Kazan, iddianamedeki bu tespitlerin yanlış olduğunu savundu. Bu konuda Prof. Dr. Köksal Bayraktar ile Ankara'dan iki ceza hukukçusundan görüş aldıklarını ifade eden Kazan, "Prof. Dr. Köksal Bayraktar ve Ankara'daki iki uzman bu konuda bana görüş bildirdi. Bunlardan Bayraktar'ın görüşüne göre iddianamede müvekkilimle ilgili suçlamalar göreviyle ilgilidir. İl cumhuriyet başsavcıları her zaman görevlerinin başındadır." dedi.
Kazan daha sonra Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun Osman Şanal'la birlikte 4 savıcının özel yetkisinin kaldırılmasına ilişkin kararının gerekçesinin örneğini mahkemeye sundu. Hakimler ve Savcılar Kanunu'na göre bir hakim ve savcının üzerinin ve evinin aranmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu savunan Kazan, hayatında ifade aldığı ve sorgu yaptığı için tutuklanan hiçbir hakim ve savcı görmediğini belirtti. Kazan, HSYK'nın yeni çıkan gerekçesinde, "CMK 250'inci maddesinin 3. fıkrasına göre, başsavcılıklar görev yaptıkları adliyede açamayacakları bir dava için soruşturma yapamayacakları açıktır. Yasaya göre Yargıtay'ın yargılayacağı kişiler için soruşturma yapamayacağından adı anılan kişilerin özel yetkisi kaldırılmıştır." denildiğini aktardı.
Kazan, iddianamede Yargıtay 5. Dairesi'nin birinci sınıf hakim ve savcıların kişisel suçlarından dolayı yerel savcılıklarda soruşturulabileceği şeklindeki kararının da itiraz üzerine Yargıtay Genel Kurulu'na gittiğini ve hala bu konunun çözülmediğini söyledi. Müvekkili Cihaner'in fiili bir halde tutuklu bulunduğunu iddia eden Kazan, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin iki üyesinin müvekkili hakkında görevsizlik kararı verilmesi görüşü bildirdiğini, ancak duruşmaya katılan iki hakimin ise bunun tam tersi görüş bildirdiğini kaydetti. Kazan, "Bu mahkemede dört hakim var. İki hakimi 'görevsiziz' diyor. Bu durumda adalet kamuyu tatmin etmek için ne yapar? 4 yargıçtan ikisi görevsiziz diyor. Görevsizlik kararı verin. Biz yanlışsak Yargıtay'dan dönsün. Yargılama öyle yapılsın. Aksi takdirde bizim mağduriyetimiz giderilemez." diye konuştu. Eğer mahkeme
'görevliyiz' diye ısrar ederse kendilerinin yapacakları bir şey olmadığını ifade eden Kazan sözlerini şöyle sürdürdü: "İddianame, benim müvekkilim savcı diye Hakimler Savcılar Kanunu dikkate alınarak kısa sürede hazırlanmış. O zaman yine bu kanun dikkate alınarak 3 ay içinde yargılama bitirilsin. Hiç olmazsa inceleme için Yargıtay'a gidilsin. Bugün itibarıyla 26 gün içinde karar vermeniz gerekiyor. Müvekkilim kimlik tespiti dışında savunma vermeyecek. 26 gün içinde karar verin."
SALDIRAY BERK DURUŞMAYA KATILMADI
Davanın bir numaralı sanığı 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk'in avukatı Zeynel Yüksel ise daha önce görevsizlik talebinde bulunduğunu, bu duruşmada da bunun gerekçelerini açıklayacağını söyledi. Tebligat gönderilen müvekkilinin duruşmaya katılmaması konusunda herhangi bir açıklama ya da bildirimde bulunmayan Yüksel, "İddianamede müvekkilim için 29 Mart yerel seçiminden önce darbe toplantısı yaptığı, eğer seçimi AKP kazanırsa darbe yapmak için 3. Ordu Komutanlığı'nda seminer yaptığı iddia ediliyor. Ayrıca Albay Recep Gençoğlu'nun gözaltına alındığı sırada Üzümlü köyünde tank yürüttüğü ve bu şekilde savcılara gözdağı verdiği belirtiliyor. Bu tank yürütmeyi gözdağı olarak algılayacak kişi bir cumhuriyet savcısı olmamalı. Bölücü terör örgütü olabilir ama bir savcı olamaz." dedi.
Alevi köyüne yardım konusunun da müvekkilinin göreviyle ilgili olduğunu söyleyen Yüksel, "İddianamede müvekkilim lehine delil toplanmamıştır. Sadece ifadesinin alınması için çağrılmıştır. Darbe iddialarıyla gündeme gelen seminer 20.10.2008 tarihli Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın emriyle yapılmıştır. Seminerin konusu bölücü örgütün yeni taktikleri ve buna göre alınacak önlemlerdir. Tankların yürütülme gerekçesi de Kış 2010 Tatbikatı hazırlıkları kapsamındadır. Tanklar, şoförler ve askeri malzemeler test edilmiştir. Bu tatbikat kararı Gençoğlu'nun adliyeye gelmesinden 13 gün önce planlanmıştır. Gençoğlu'nun tutuklanacağını 13 gün önce mi biliyordu?" diye konuştu.
Erzincan'da Alevi köylerine yardım yapıldığı konusuna ilişkin de, "Bu değerlendirme iddianamenin aksine mesleki olarak ayrımcılığı değil, ayrım yapılmadığını gösteriyor. Müvekkil her türlü ayrımcılığa karşıdır. TSK'nın toplumsal gelişim çalışmalarına destek kapsamındadır. Bunun iddianameye alınması birlik ve bölünmezliğe aykırıdır." ifadelerini kullandı.
Saldıray Berk'in bütün faaliyetlerinin göreviyle ilgili olduğunu ifade eden Yüksel, bu nedenle hakkındaki davanın Askeri Mahkeme'de görülmesi gerektiğini vurguladı. İddianamede atılı suçun sona erdiği gün müvekkilinin Karargah'ta olduğunu ifade eden Yüksel, suç varsa bunun yargılama yerinin de Askeri Mahkeme olduğunu savundu. Yüksel, "3'üncü Ordu Komutanı müvekkilim Karargah'ta görevlidir. İddia edilen suçlamalar kasıtlı, hayal gücünün çok ötesinde, hukuksal değerlendirmeden uzaktır. Sanık lehine hiç delil toplanmamış, şüpheli hakları gözetilmemiştir. Maddi olaylara ilişkin kasıtlı yorumlar yapılarak müvekkilime görevli olmayan bir mahkemede yargılama yolu açılmıştır." şeklinde konuştu. Müvekkilinin bir gizli tanığın dolaylı ifadesiyle sanık olduğunu ileri süren avukat, "Görevli mahkeme Genelkurmay Askeri Mahkemesi'dir." dedi.
Sanık MİT görevlilerinin avukatı Sadullah Kara, MİT Kanunu'na göre müvekkillerinin yargılanması için Başbakan'dan izin alınması gerektiğini, bu yapılmadığı takdirde bütün işlemlerin yok sayılacağını kaydetti. Kara, "Müvekkillerim gizli görev yapmaktadır. Bugün adliye içinde MİT mensubu görev yapıyor. Hakim ve savcılar içinde de var. PKK içinde de var. Bunlar gizli görev yapıyor." diye konuştu.
Albay Recep Gençoğlu'nun avukatları da davanın Yargıtay ya da Askeri Mahkeme'de görülmesini talep etti. Sanık avukatları davaya müdahil olarak katılan olmaması mahkemenin bu yöndeki talepleri reddetmesini istedi.
Öte yandan davaya sürpriz katılma talebi çıktı. Düzce'den Mahmut Kemal Hatipoğlu isimli avukat müvekkili İlyas Kılıç'ın 2007 yılında Düzce'de Albay Gençoğlu tarafından 3.7 milyon lira zarara uğratıldığını, bu nedenle davaya müdahil olmak istediklerini belirtti. Avukat Hatipoğlu bu konuda 24 klasörü mahkemeye sunduklarını anlattı.
Görevsizlik taleplerine ilişkin söz verilen savcı Taner Aksakal, sanıklar İlhan Cihaner, Saldıray Berk, Albay Recep Gençoğlu ve bazı sanık avukatlarının görevsizlik taleplerinin reddine karar verilmesi görüşünü bildirdi. Mahkeme heyeti karar vermek için 12.00'de duruşmaya iki saat ara verdi. İki mübaşir duruşmada sırayla mikrofon tuttu. Davaya saat 14.00'te yeniden başlandı.