Ergin Saygun, Ergenekon Davasında Tanıklık Yapıyor

Balyoz davasında 18 yıl hapis cezasına mahkum edilen eski 1. Ordu Komutanı Ergin Saygun, Ergenekon davasında 'İrticayla mücadele eylem planı' belgesini hazırladığı iddia edilen sanık Dursun Çiçek'in savunma tanığı olarak ifade veriyor.

Çiçek'e ait olduğu ileri sürülen eylem planının basında yayınlanmasından sonra dava konusu bilgisayarlarda silme işlemi yapılmasına ilişkin sorumluluğu bulunmadığını belirten Saygun, Genelkurmay 2. Başkanlığı görevinden 1. Ordu Komutanlığı'na tayin edildiği 2008 tarihinde karargahta kendilerine ait bilgisayarlarda silme işlemi yapıldığını söyledi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının 259. duruşmasında Mustafa Balbay, Hasan Iğsız, Dursun Çiçek ve Tuncay Özkan'ın da aralarında bulunduğu 37 tutuklu sanık hazır bulundu. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Mehmet Haberal, Hurşit Tolon ve Doğu Perinçek'in de aralarında bulunduğu 28 tutuklu sanık ise duruşmaya katılmadı.Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, Balyoz davasından 18 yıl hapis cezasına çarptırılan eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Ergin Saygun'un, Ergenekon davasının tutuklu sanığı Kurmay Albay Dursun Çiçek'in savunma tanığı olarak dinleneceğini açıkladı.

Özese'nin talimatı ile Saygun duruşma salonuna alındı. Saygun'un 3 ayaklı baston ile duruşma salonuna girmesi dikkat çekti.Başkan Özese, "Dava dosyasında bulunan bir ihbar mektubunda, '2007 yılı Eylül ayında Genelkurmay 2. Başkanı Ergin Saygun'un emri ile üniversitelerden bir kısım akademisyen ve CHP yönetiminden bazı politikacıların desteği ile dönemin Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral Nusret Taşdeler himayesinde Genelkurmay Bilgi Destek Daire Başkanlığı'nda şube müdürü olarak görevli kurmay albayların kamuoyunu yönlendirmek maksatlı faaliyetlerine tanık oldum.' diyor. Mektupta, 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' belgesinin basında yayınlanmasının ardından da Bilgi Destek Dairesi'nde bu belgenin hazırlanmasında kullanılan tüm bilgisayarların silindiği, ilgili evrakların da imha edildiği iddia ediliyor. Silme ve imha işleminin de sizin sekreteriniz olan Uğur Berksun'un kontrolünde gerçekleştiği iddia ediliyor. Bu konuya ilişkin bildiklerinizi anlatır mısınız?" diye sordu.Tanık Ergin Saygun sözlerine, "Öncelikle Genelkurmay 2. Başkanlığı yaptığım dönemde emir ve komutam altında çalışan karargah personelimin bir kısmı da bu davada sanık olarak yargılanıyor. Arkadaşlarım, vatanına, bayrağıma, milletine ve ettikleri yemine sadık kalan mümtaz silah arkadaşlarımdır. Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ ve Genelkurmay İkinci Başkanı Hasan Iğsız'ın silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan yargılanmasından büyük bir üzüntü duyduğumu öncelikle belirtmek istiyorum." diyerek sözlerine başladı.

Tanık Ergin Saygun, bu kırpma ve silme işleminin 2009 yılında yapıldığını belirterek, 2008 yılında Genelkurmay 2. Başkanlığı'ndan 1. Ordu Komutanlığı'na atandığını, dolayısıyla da bu silme ve kırpma işlemi sırasında 1. Ordu Komutanlığı'nda görevli olduğunu söyledi.

Albay Berksun'un da başka bir göreve atandığını belirten Saygun, o tarihte karargahta bulunmadığını, ve bir sorumluluğunun olmadığını söyledi.

Saygun, "Benim emir verdiğim ve Berksun'un da bu emrin kontrolünü sağladığı iddia iddiaları asılsızdır. Bu işlem öncesinde görev yerimin değiştirilmesi nedeniyle böyle bir emir vermem mümkün değil." dedi.

2008 yılında 1. Ordu Komutanlığı'na tayin edilmesi ile Eylül ayında eski görevinden ayrılırken kullandıkları bilgisayarlarda doğal olarak bir silme işlemi yapıldığını belirten Saygun, "Dolaplardaki evrakların tamamı da ilgili yerlere gönderildi. Bunun da kaydı vardır. Hukuksuz bir işlem yapılmamıştır. Gizli bir işlem değildir." ifadesini kullandı. Saygun, kendisinin tayin olduğu dönemde sekreterliğini yapan Albay Uğur Berksun'un da başka bir göreve tayin edildiğini söyledi.

İhbar mektubunda geçen iddiaların doğru olmadığını söyleyen Saygun, "Ben kimseye böyle bir emir vermedim. Zaten bu konuda bir soruşturma açıldı ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Belgede kaos ve kargaşa oluşturma amacıyla bazı faaliyetlerden bahsediliyor. Ancak bu belge sorulmuş ve Genelkurmay Başkanlığı bu belgenin sahte olduğunu belirtmiştir. Bu konuda bir soruşturma başlatılmış ve kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verilmiştir. Bu belgeye ilişkin haberi yapan basın kuruluşu hakkında da bir soruşturma başlatılmıştır ancak sonucunun ne olduğu konusunda bilgim yok." ifadelerini kullandı.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile