O sorunlardan birincisini genç erkeklerde görülen sperm düşüklüğü olarak açıklayan Müftüoğlu ikincisini ise Orta yaşlı erkeklerde ciddi manada testosteron azlığı olarak ifade etti.
Genç erkeklerde görülen sperm düşüklüğünün kısırlık problemine yol açtığını ifade eden Müftüoğlu, testosteron azalmasıyla stres/kaygı bozukluğu arasında tavuk-yumurta ilişkisine benzer bir bağlantı var. Biri diğerini, diğeri öbürünü davet ediyor ifadelerini kullandı.
İşte Müftüoğlu'nun yazısındaki o bölüm;
Erkeklerin işi zorlaşıyor
Genci yaşlısı fark etmiyor, şaka filan da değil, erkeklerin başı belada! Bugün size iki ciddi sorundan bahsedeceğim.
O sorunlardan birincisi, genç erkeklerde görülen sperm düşüklüğü problemi.
Şu veya bu nedenle ama muhtemelen en çok da toksik kimyasallar sebebiyle erkeklerin ortalama sperm sayılarında ciddi bir azalma var.
Sorun sadece sayısal azalmayla kalsa neyse. Spermlerin kalitesi de hızla bozuluyor. Hareket kabiliyetleri azalıyor, yapıları deforme oluyor.
Kısacası genç erkeklerin sperm azlığı problemi hızla büyüyor.
Bunun en net göstergesi ise kısırlık probleminin erkeklerde de hızla yaygınlaşması oluyor.
Orta ve ileri yaş erkeklerine yani ikinci soruna gelince; onu da aşağıdaki kutuda özetlemeye çalıştım.
Ne oldu bu testosterona?
Orta yaşlı erkeklere gelince... Onlarda da ciddi bir testosteron azlığı sorunu var. Tamam her erkeğin yaşlandıkça testosteronu yavaş yavaş azalır. Ama 50 yaşındaki bir erkeğin testosteronunun dibe vurması pek de normal değil.
Kısacası; testosteron azlığı problemi, yetişkin erkekler arasında en yaygın sağlık sorunlarından biri olma yolunda.
Burada sanırım stres ve kaygı bozukluğu en önemli faktör. Ama testosteron azalmasıyla stres/kaygı bozukluğu arasında tavuk-yumurta ilişkisine benzer bir bağlantı var. Biri diğerini, diğeri öbürünü davet ediyor.
Testosteron düşüklüğü, hayat kalitesini ciddi ölçüde etkileyen bir sorun. Sadece cinsel isteksizlik değil, yorgunluk, uyku sorunları, terleme, kilo alma, el ve ayak uyuşmaları, sinirlilik, yeme bozuklukları ve ruhsal çökkünlük gibi pek çok soruna zemin hazırlıyor.
Özeti şudur: Genç erkeklerin spermlerine, yetişkinlerinse testosteronlarına sahip olmaları şart. Benden söylemesi.
Testosteron takviyesi yapılmalı mı?
Bazı uzmanlar testosteron takviyesinin faydalı ve gerekli olduğu düşüncesinde ama tam tersine bu takviyelerin riskli olduğunu düşünenler de var. Haksızlar mı? Hayır!
Yüksek dozda testosteron takviyesi ile prostat kanserinin tetiklenebileceğini, kalp sorunlarının ortaya çıkabileceğini gösteren bazı şüpheler söz konusu. Dahası yoğun testosteron yüklemelerinin kalp krizi ve inmeleri davet edebileceğini ileri sürenler bile var.
“Eğer testosteron seviyeleri çok düşük ve o kişi herhangi bir sağlık riski taşımıyorsa testosteron seviyelerini kişinin bulunduğu yaş grubu için uygun olabilecek değerlere yükseltmek amacıyla testosteron takviyesi yapılabilir” düşüncesinde olanlar ise hastalarına testosteron jel ve iğnelerini önermeye devam ediyor. Onlara ben de katılıyorum.
Ama kesin olan ve dikkat edilmesi gereken nokta şu: Genç erkekler için geçerli kabul edilen testosteron seviyeleri orta ve ileri yaşlar için geçerli olmaz, testosteronun takviye dozu planlanırken bu prensibi göz önünde tutmak gerekiyor.
Testosteron düşüklüğü ürolojinin, özellikle de androlojinin ilgilendiği bir alan. Özetle konunun biraz daha araştırılmaya ihtiyacı var ama yanıtlanması gereken soru hâlâ ortada duruyor.
Testosteronu düşük ve bu nedenle cinsel isteği azalmış, yorgun ve uykusuz kalmış mutsuz erkekler ne yapacaklar?
Erkekleri bekleyen büyük tehlike
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu erkekleri ilgilendiren iki büyük sorundan bahsetti.