Erol Bilecik'ten 'Finansal İstikrar' Vurgusu

Erol Bilecik'ten 'Finansal İstikrar' Vurgusu

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, “Kısa vadede büyüme için finansal istikrardan vazgeçmenin bedeli yüksek enflasyondur” dedi.

Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD), her yıl gerçekleştirdiği Kurumsal Yönetim Zirvesi’nin 11’incisini İstanbul Beyoğlu’nda düzenledi.

Zirveye, TKYD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Pandır başta olmak üzere, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, Sermaye Piyasası Kurulu Başkan Yardımcısı Bora Oruç ve Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Himmet Karadağ katıldı.

Zirvenin açılış konuşmasını gerçekleştiren TKYD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Pandır, günümüzde şirketlerin ve hatta ülkelerin, teknolojik, ekonomik ve toplumsal pek çok riski bir arada ve eşzamanlı yönetmek zorunda olduğunun altını çizerek, “Artık öngörülebilir bir gelecekten söz etmek kolay değil. Keza teknolojide yaşanan baş döndürücü hızdaki gelişim; ekonomi yapılarında, stratejilerde ve yönetimlerde de ‘sürekli değişim’i zorunlu kılıyor. Artık durağanlığı ya da ‘gözden kaçırmış’lığı affetmeyecek bir dünyada yaşıyoruz. Şirketlerin artık fazladan gözlere, fazladan akla, hareket kabiliyetimizi hızlandıracak araçlara ihtiyacı var. Bu fazladan aklın ve hızlı hareket kabiliyetinin nasıl elde edilebileceği sorusunun yanıtı olarak ise karşımıza ‘sağlam bir kurumsal yönetim yapısı’ çıkıyor” dedi.



“FİNANSAL İSTİKRARDAN VAZGEÇMENİN BEDELİ YÜKSEK ENFLASYONDUR”

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik yaptığı konuşmada, büyümenin verimliliği ve üretkenliği artırarak sağlanması gerektiğini söyledi.

Başkan Bilecik, şöyle konuştu:

“İç talebe yönelik uygulamalar da bize yine bildiğimiz bir gerçeği hatırlattı: Kısa vadede büyüme için finansal istikrardan vazgeçmenin bedeli yüksek enflasyondur. İç talebi canlandırmak için attığımız adımlar, şüphesiz, büyümeye önemli destek verdi. Ama aynı zamanda bu, enflasyon oranımızın da yüzde 12 olmasına neden oldu. Bu oran maalesef 2003’ten bu yana görülen en yüksek enflasyon oranıdır. Bu noktada şunu da zaman zaman hatırlatıyorum;

Ekonomi literatüründe iki şey bir arada gitmez. Bunlardan bir tanesi ‘yüksek büyüme’ diğeriyse ‘yüksek enflasyon’ bu ikili birlikte anılan ikililer değildir. Dolayısıyla bizim varımızı, yoğumuzu ortaya koyup Merkez Bankası’nın yaptığının da bu olduğuna inanıyorum. Enflasyonu düşürmemiz gerekir. Dış borcumuz ise 2011’den bu yana yüzde 35’den yüzde 52’ye çıkmış durumda. Artık, iç talebi körükleyen politikalardan bir an önce uzaklaşmak ve fiyat istikrarını yakalamak zorunda olduğumuz kesin. Büyümeyi ise verimliliğimizi ve üretkenliğimizi arttırarak sağlamalıyız. Bunun da yolu şüphesiz reformlardan geçiyor.”

“TÜRKİYE’NİN İLK 500-1000 ŞİRKETİNİN EN AZ YÜZDE 70-80’İ HALKA AÇIK OLSUN”

Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Himmet Karadağ ise, 2017 yılını Borsa’da görmek istedikleri şirketlerin ihtiyaçlarına yönelik düzenlemelere ayırdıklarına vurgu yaparak, “İhtiyacı karşılayabilen ürün, borsa, halka arz ve diğer ürünlerimizi geliştirelim istedik. 2017 yılını bu yönde çalışmalara ayırdık. Tüm halka arzda doğru hedef kitledeki şirketlerimizi dolaştık. Onların ihtiyaçlarını tespit ettik ve şunu gördük; neyi istiyoruz biz; Türkiye’nin ilk 500-1000 şirketinin en az yüzde 70-80’ini halka açık olsun. Borsa’da listeleyelim istedik. Sonra bunlarla konuştuğumuzda şunu gördük; Bunların ihtiyaçlarına yönelik kurallarımızın, kotasyon şartlarımızın olmadığını tespit ettik. Onları değiştirdik. Halka arzın diğer detaylarıyla ilgili küçük talepleri vardı. Onları hızlı bir şekilde Sermaye Piyasası Kurulu’na ilettik. Çok pozitif dönüşler aldık. Regülasyonu yeniledik ve 2018 ile beraber istediğimiz ölçekte, doğru bizim halka arz ürünümüze ve diğer sermaye piyasası araçlarımıza ihtiyacı olan şirketleri de doğru hedef kitleye, doğru ürüne yaklaştığımızda gelmeye başladığını gördük” ifadelerini kullandı.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile