Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi’nin düzenlediği “Kitabına Göre Konuşalım” programına konuk olan siyasetçi yazar Erol Erdoğan 'Günbegün' kitabını anlattı.
Sultanahmet Kızlarağası Medresesi'nde gerçekleştirilen etkinlikte konuşan Erdoğan kitabının, 2007’den 2016'ya kadar tuttuğu günlüklerden oluştuğunu belirterek, 'Hayatımda etkili olan insanların, siyaset, eğitim, doğa ve hayata dair bakış açılarımı kaleme aldım. Aslında insanlar farkında olmadan günlük tutuyorlar. Sosyal medyada günlük olaylara karşı yazdıkları notlar da bir günlük çeşidi bana göre.' dedi.
Geçen yıllar içerisinde geriye dönüp baktığında politik bir kimlikten daha durağan bir yaşama evrildiğini dile getiren Erdoğan, 'Notlarımda bazı eleştirilerim de var. Kentleşme ve şehirleşmeyle ilgili eleştiriler getiriyorum. Fıtrat ve medeniyet çizgisinden hayata bakmaya çalışıyorum. Notlarıma başladığım tarihten bugüne değin Türkiye'nin geldiği noktada istediğimiz sivilleşmeye daha yakın olduğunu görüyorum. Şu andaki değişimde daha insan merkezli sürece doğru gidiyoruz.' şeklinde konuştu.
İnsanın bazen yalnızlığa da ihtiyacı olduğunu ancak bunu dengede tutması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
'İnsan, bireyselleşmenin doruğunda görsel çağın da etkisiyle sürekli kendini ispata çalışıyor. Sürekli kendini düşünen ve kendini ortaya koymaya çalışan canavarlara dönüşüyoruz. İnsanlar muhtevaya dair bir düşüncesi olmasa da tık almak için her şeyi söyleyebiliyorlar. Bu çağda her şey kampanyaya dönüştürülmüş durumda. Bundan korunmamız ve dengede tutma yollarını bulmamız gerekiyor.'
Erdoğan, 'İnsanın hem birey olarak donanımlı hale gelmesi ve hem de bir yapının mensubu olarak güçlü olması gerekiyor. Kitapta değindiğim konulardan biri de bu. İnsanın merak duygusunu diri tutması gerekiyor. İlim serüveninin sürmesi için hayret ve şaşırma duygusunun artması elzem. Merak ederek bir yerlere gider, lezzetler tadar, yeni bir insan tanır veya kitap okuruz. Bunu kaybettiğimizde yaşama tutunamayız.' dedi.
Siyaseti bir süredir izleyici olarak takip ettiğini açıklayan Erdoğan, siyasetin her şeyiyle insanların gözünün önünde olması nedeniyle yapılan hataların ve yanlışların hemen ortaya çıktığını, diğer mesleklerin ise göz önünde olmaması nedeniyle siyasete göre daha çok karanlık yönünün olduğunu düşündüğünü aktardı.
Sanatçıların, şairlerin veya yazarların siyasete girmesi gerektiğini düşündüğünü ifade eden Erdoğan, 'Şiir, topluma ve insana dair bir dert çekildiği için yazılır. Şair olmayanlar bir cümleyi slogan olarak kullanır, şair ise yine aynı derdi naif bir şekilde kaleme alır. Aslında dert aynıdır. Siyasete sanatçıların veya yazarların karışmaması konusundaki uyarıları doğru bulmuyorum. Herkes doktor olamaz ama siyaseti herkes yapabilir.' ifadelerini kullandı.
Erol Erdoğan 'Günbegün' Kitabını Anlattı
Siyasetçi yazar Erdoğan:'Aslında insanlar farkında olmadan günlük tutuyorlar. Sosyal medyada günlük olaylara karşı yazdıkları notlar da bir günlük çeşidi bana göre''Notlarıma başladığım tarihten bugüne değin Türkiye'nin geldiği noktada istediğimiz sivilleşmeye daha yakın olduğunu görüyorum. Şu andaki değişimde daha insan merkezli sürece doğru gidiyoruz'