ERÜ'de '9. Uluslararasi Erciyes Tip Tibbi Genetik Kongresi' Basladi

30 üniversiteden 150’nin üzerinde katilimciyla gerçeklestirilen ve 3 gün sürecek kongre kapsaminda yaklasik 35 konferans gerçeklesecek. Bu konferanslara 6 ayri ülkeden konusmacilar katilacak. Kongrenin çiktilari da bir dergide yayinlanacak.

Kongrenin açilisinda konusan Erciyes Üniversitesi Tip Fakültesi Dekani Prof. Dr. Cemal Alper Kemaloglu, tip fakülteleri arasinda ilk 10’da yer alan, akredite bir tip fakültesi olan Erciyes Tip’in her zaman bilimsel, kültürel ve sanatsal faaliyetlere ev sahipligi yapmaktan onur ve gurur duydugunu ifade etti.

Her genin bir hikâye anlattigina isaret eden Prof. Dr. Cemal Alper Kemaloglu, “Bu hikâye insanligin hikâyesi ve sizler bu hikâyeleri ögrenip yeniden insanliga armagan eden bilim insanlarisiniz. Gen tedavilerinin ve genetik mühendisligin gelecegin tibbi oldugunu hepimiz biliyoruz. Insanin biyolojik sirlari genetik malzemesinde sakli ve bu sirlar çözüldükçe hem dejeneratif tip alaninda hem de hastaliklarin kök nedenleri hususunda çok ciddi ilerlemeler kaydedecegimiz açik. Eger tipta bir Kopernik Devrimi olacaksa bu kesinlikle genetik alaninda olacaktir. Ben buna böyle inaniyorum ve isinize büyük bir saygi duydugumu belirtmek istiyorum” ifadelerini kullandi.

Erciyes Üniversitesi Tip Fakültesi Ögretim Üyesi ayni zamanda Kongre Baskani Prof. Dr. Munis Dündar da mensubu oldugu kurumda hem ulusal hem uluslararasi anlamda önem tasiyan bir kongrenin açilisini gerçeklestirmekten duydugu memnuniyeti dile getirdi.

Bazi bilimsel aktivasyonlari yeterli performansta uluslararasi düzeyde ortaya koyamamaktan yakinan Prof. Dr. Munis Dündar, Türk Genom Projesi’nin uluslararasi düzeyde mecrasini bulamamasinin önemli bir nokta olduguna dikkati çekti.

Türkiye’de önemli genetik merkezleri oldugunu vurgulayan Prof. Dr. Munis Dündar, dernek temsilcilerine seslenerek, “Genom projesinde önemli bir rolünüzün olmasi lazim. Cemiyet iliskileri kurarak bu ulusa bu hizmeti sunmamiz lazim. Birinci vazifemiz bence bu ve çok önemli. Su anda biz dünyada hem genetigin hem de biyoteknolojinin altin çagini yasiyoruz. Bizim bu altin çagini hissetmemiz ve rekabet etmemiz lazim. Çok genç yetismis genetikçilerimiz, uluslararasi düzeyde hocalarimiz var. Bunlarin bence gerçek mecrasini bulmasinda önemli bir ulusal politika olusturulmasi lazim” dedi.

Genetik camiasi olarak çok hizli büyüdüklerini belirten Tibbi Genetik Dernegi Baskani Doç. Dr. Taha Bahsi, yarisi kamuda yarisi özel sektörde olmak üzere su anda 118 adet Saglik Bakanligi’ndan ruhsatli Genetik Hastaliklar Degerlendirme Merkezi bulundugunun altini çizerek, hem Türkiye’de hem de yurt disinda önemli hizmetler vermeye çalisan bir bölüm haline geldiklerini söyledi, “Genetigi gelistirmek için elimizden geleni yapiyoruz” seklinde konustu.

Açilis konusmalarinin ardindan kongre, Çocukluk Çagi Nadir Hematolojik ve Onkolojik Hastaliklarda Okuryazarlik baslikli birinci oturumla devam etti.

Ilk oturumun birinci konusmacisi olan Istanbul Medeniyet Üniversitesi Tibbi Genetik Anabilim Dali Ögretim Üyesi Doç. Dr. Elif Yilmaz Güleç “Çocukluk Çagi Nadir Hematolojik / Onkolojik Hastaliklarda Kime Ne Zaman Hangi Testler Yapilmali?”, Samsun Üniversitesi Tibbi Genetik Anabilim Dali Ögretim Üyesi Özlem Sezer “Çocukluk Çagi Nadir Hematolojik/Onkolojik Hastaliklarda Genetik Sonuçlarin Klinisyen Tarafindan Dogru Okunmasi” ve son olarak Çocuk Hematoloji Onkoloji Uzmani Prof. Dr. Tunç Fisgin ise “Pediatrik Hematolog / Onkolog Genetikçiden Ne Bekler?” baslikli sunum yapti.