Erzurum'daki Depremlerde Mühendislik Hizmeti Almamis Yapilar Hasar Gördü

Atatürk Üniversitesi Deprem Arastirma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Çaglar Özer: 'Genel olarak gözlemledigimiz husus, bölgede mühendislik hizmeti almamis yapilarin hasar gördügüydü. Neticede bu 5,1 büyüklügündeki, orta büyüklükteki bir deprem. Bu depremlerde mühendislik hizmetleri almis, deprem yönetmeligine uygun imar edilmis yapilarin hasar görmesi beklenmiyor'

Atatürk Üniversitesi Deprem Arastirma Merkezi ögretim üyeleri, Erzurum'un Köprüköy ilçesinde meydana gelen 5,1 ve 4,7 büyüklügündeki depremlerle ilgili yaptiklari saha çalismasinda, bu sarsintilarda mühendislik hizmeti almamis yapilarin hasar gördügünü belirledi.

Köprüköy ilçesinde yasanan depremlerin ardindan bölgeye gidip arastirma yapan ögretim üyeleri, ilçede 19 Kasim'da meydana gelen 5,1 siddetindeki deprem ile 22 Kasim'daki 4,7 büyüklügündeki sarsintiyla ilgili incelemelerini rapor haline getirdi.

Üniversitenin Deprem Arastirma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Çaglar Özer, incelemelerine iliskin gazetecilere yaptigi açiklamada, AFAD ile bölgede ortak islettikleri 16 deprem istasyonunun bulundugunu söyledi.

Istasyonlarla bölgedeki tektonik problemlere çözüm bulmaya çalistiklarini ifade eden Özer, söyle konustu:

"Köprüköy depreminden sonra bölgede 70’e yakin artçi sok meydana geldi. 5,1 ve 4,7 büyüklügündeki deprem de birbirine çok benzer karakterde. Bölgedeki stres kosullarina ve sikisma tektonigine uygun karakterde bir fay kinematik çözüm vardi. Genel olarak gözlemledigimiz husus, bölgede mühendislik hizmeti almamis yapilarin hasar gördügüydü. Neticede bu 5,1 büyüklügündeki, orta büyüklükteki bir deprem. Bu depremlerde mühendislik hizmetleri almis, deprem yönetmeligine uygun imar edilmis yapilarin hasar görmesi beklenmiyor."

- "Karayazi fayinin kuzeyinde bir noktada meydana geldi"

Özer, Türkiye genelinde Kuzey Anadolu fay kusagi, Dogu Anadolu fay kusagi ve Ege açilma rejimi diye nitelendirilebilecek birçok aktif tektonik kusagin oldugunu belirterek, Dogu Anadolu ve Kuzey Anadolu fay kusaginin Karliova bölgesinde ortak bir alanda birlestigini anlatti.

Karliova bölgesinin tüm deprem bilimciler için özel bir nokta oldugunu aktaran Özer, "Bunun sebebi; iki önemli tektonik hattin bir noktada birlesmesi. Erzurum da bu bölgeye kus uçusu yaklasik 60 kilometre uzaklikta. Karliova da etkin bir deprem bölgesi fakat Köprüköy depremi Dogu Anadolu ve Kuzey Anadolu fay zonlarindan ayri bir hatta, Karayazi fayinin kuzeyinde bir noktada meydana geldi." diye konustu.

Vatandaslarin deprem yönetmeliklerine uygun yapilarda yasamasinin çok önemli oldugunu vurgulayan Özer, Türkiye'nin aktif bir tektonik kusakta yer almasi nedeniyle orta büyüklükte yikici depremlerin olma olasiliginin her zaman bulundugunu bildirdi.

Bölgede yaptiklari çalismayla ilgili rapor dogrultusunda akademik platformlarda bazi makaleler yayinlayacaklarina isaret eden Özer, sunlari kaydetti:

"Bu orta büyüklükte bir deprem ve artçi soklari birkaç ay daha devam edebilir. Bu depremin baska bir depremin ya da Kuzey Anadolu fay hattinda olusabilecek bir depremin öncüsü ya da artçisi olma durumu soruluyor. Meydana gelen bu deprem ne Kuzey Anadolu ne de Dogu Anadolu fayinda meydana geldi. Karayazi fayi diye nitelendirebildigimiz baska bir kol üzerinde meydana geldi. Dolayisiyla bölgedeki diger tektonik unsurlar, özellikle Istanbul ya da farkli bir bölge için konusursak iliskisi yok diyebiliriz."
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile