İddianamede, Tarık Özer, Murat Özer, Azat Özer ve Servet Özer hakkında Yunus Emre Erzen'e yönelik 'Tasarlayarak kan gütme saikiyle kasten öldürme' suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis, Batuhan Bayındır'a karşı 'Kasten öldürme' suçundan ayrı ayrı müebbet hapis cezası, Yusuf Erzen'e yönelik ise, 'Kasten öldürmeye teşebbüs' suçundan ayrı ayrı 20 yıla kadar hapis, 6136 sayılı kanuna muhalefet ve 3 kişiye karşı 'Silahla birden fazla kişi tarafından tehdit' suçlarından 11'er yıl 9'ar aya kadar hapis cezası talep edildi.
İLK DURUŞMA BAŞLADI
İddianame Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Mahkeme tensip zaptı düzenleyerek sanıkların yargılanmasına başlanması için 19 Şubat 2024'e duruşma günü vermişti.
Türkiye gündemine oturan saldırının ilk duruşması bugün saat 10.30'da görülmeye başlandı. Duruşmaya tutuklu sanıklar Tarık Özer, Murat Özer, Azat Özer ve Servet Özer SEBBIS sistemi ile katıldı.
'SADECE AİLEMİ KORUMAK İSTEDİM'
Duruşmada savunma yapan Tarık Özer, şöyle konuştu: 'Cantürk Erzen'i (hayatını kaybeden Yunus Emre Erzen'in babası) 2015 yılından beri tanıyorum. Ticareten ve normal arkadaşımdı. Olaydan yaklaşık 3-4 ay önce benden iki taksitle 1250 TL çek karşılığında 70 ton demir aldı. Birini ödediler. Diğerini ödemedi. Daha sonra borç için aradığımda da telefonları açmadılar. Avukata 625 lira için emir verdim. Olay günü 17.30 gibi şirketten çıkıp kahve içtik. Saat 22.30 gibi Cantürk Erzen'in WhatsApp'tan ödeme emri ile küfürlü mesajını gördüm.
Telefonunu sildim. Ortak arkadaşlarımız aradı. Küfürden bahsetti. Kardeşime dedim ki 'rezil olduk.' Ara, paylaşımları kaldırsın dedim. Kardeşim aradı. Açmadı. Dönmedi de. Oğlumu aradım. Sonra tekele geldik. Selam verdik. Kardeşim yanına gidip 'baban nerede' dedi.
Yunus Emre Erzen'i önceden tanıyordum. Saygılı biriydi ama o gün öyle değildi… 'Babanı çağır' dedik. Ters konuşmaya başladı. Alkollüydü ve masanın altında silah vardı. Bir anda ortalık karıştı. Kavgayı engellemeye çalıştım. Sırtım dönükken silah sesi duydum. Döndüm ve kan gördüm. Oğlum 'baba' dedi.
Onun da vurulduğunu düşündüm. Sonra Yunus Emre silahı bıraksın diye ayaklarını hedef alarak ateş ettim. Yusuf silah eli belinde üzerime gelince ona da ayaklarına ateş ettim. Sonra çıkarken bana ateş etmesinler diye birkaç el de dolaplarına ateş ettim. Kimseyi öldürme kastım yoktu. Sadece kendimi kardeşimi ve oğlumu korumak istedim. Sonra oğlumla birlikte teslim oldum'
'ÖLDÜRMEK İSTESEM ŞİŞEDEN MEDET UMMAZDIM'
Tutuklu sanıklardan Murat Özer ise ilk duruşmada yaptığı savunmada şöyle konuştu: 'Cantürk Erzen'i 2009 yılından beri tanırım. Husumetim yok. Kendisine birçok yerde referans oldum. Abim ile aralarında bir ticaret oldu. 625 Bin TL parayı ödememiş. Olay öncesi kahve içiyorduk.
Bize küfürler, vs watsaptan. Bu hareketini görünce numarasını sildim. Abim bizi rezil etti dedi. Önce aradım açmadı. Abim gidelim konuşalım dedi. Azat'ı aldık. Serveti de ben aradım. Tekele doğru gittik. Yunus Emre Erzen ile aram iyiydi. Amca-Yeğen gibiydik. Ama içeri girdiğimde o Yunus'tan eser yoktu. Alkollüydü.
Samimi olduğumuz için elini omzuna koydum. Elimi itti. Kasanın altından silahı aldı. Ruhsatlı silahım var. Öldürmek istesem bir şişeden medet ummazdım. Şişeyi vurdum. Silahını çıkarıp ateş etmeye başladı.
Beş altı defa sıktı. Ateş sesleri gelmeye başladı. Azat da benim kanlar içerisinde olduğumu görünce baba diye bağırdı. Sonra abim oğlunun da vurulacağını düşünerek ateş etti. Olay sonrası hastanedeki tedavimin ardından da teslim oldum.'
'BABA SEN BİR SUÇ İŞLEMEDİN'
Duruşmada Tarık Özer'in oğlu Azat Özer ise yaptığı savunmada şöyle konuştu: 'Yunus Emre Erzen'i az, Batuhan Bayındır ve Yusuf Erzen'i hiç tanımam. Sabah babamla işyerindeydim. Sanayiye gittim. 5 gibi babam çıktı. Sonra amcam çıktı. Akşam 22.30 gibi ben çıktım dürüm almaya gittim
Araçla beni aldılar. Arabada babama, 'Ne biçim insanlarla ticaret yapıyorsunuz' dedim. Olay yerine gittik. Yunus Emre amcama, 'Amca hoşgeldiniz' dedi. Bizimkiler babasını sordu. 'Babamı napıcaksınız' dedi ve gözü silaha gitti. Sonra amcam vurulunca cep telefonuyla eline vurmaya çalıştım.
Karmaşada 'Baba' diye bağırdım. Önüme şarjörsüz silah düştü. Sonra olay yerinden uzaklaştık. Evimin yakınında bekledim. Babamın bir arkadaşı geldi.
Beni Yakuplu'daki evine götürdü. Ertesi gün de babamın yanına götürdü. Babam 'kendimizi ihbar edelim' dedi. 'Evet baba sen bir suç işlemedin, bizi korudun' dedim. Olayların boyle gelişmesini istemezdim. Maksadım amcamı korumaktı. Suçsuzum beraatımı istiyorum'
