'Eşinizi getirmeyin' iddiası

'Eşinizi getirmeyin' iddiası

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Lideri Deniz Baykal, Başbakan Erdoğan'ın eşi ile ilgili olarak çarpıcı bir iddiada bulundu.

Baykal, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin Erdoğan'a bir Fransa gezisinden önce Emine Hanım'ın kıyafetinden dolayı "Eşinizi getirmeyin" dediğini iddia etti.

Fransa’da devlet başkanının lisanı münasiple “Eşini buraya getirme” demiş olmasıdır. Sarkozy “Yapacağın devlet ziyaretinde eşin getirme” dediğini biliyoruz. Bu bizi de rahatsız etti. Ne suçlama konusu yaptık ne şikayet ettik.

Sen ağlayıp şikayet edecek noktada değil suçlamaları çözecek noktadasın. Çözebildiğini çözersin çözmediğini istismar edemezsin. “Hem çözemem hem şikayet ederim” yok öyle bir şey. Çözebiliyorsan çöz çözemesen sus.


DİN İSTİSMARI

Peygamber bütün İslam aleminin bütün inançlara saygılı insanların peygamberi. Falan kişi adeta odur dersen, herkesin peygamberine en büyük saygısızlığı yapmış olursun.

Milletin önünde hesabını vermemiş birini Peygambere benzetirsen olur mu? Yanlış olmuştur. Geçenlerde bir belediye başkanı çıktı, “Herkes Tayyip Erdoğan’a şükür namazı kılsın” dedi. Şu hadsizliğe bir bakın.

Bunlar duymamazlıktan gelinecek konular mı? Bu dine peygambere en büyük saygısızlık. Böyle bir namaz kılma teklifinin Müslümanlıkla alakası var mı?

CİDDİ HAZIRLIKLARIMIZ VAR

CHP’nin iktidar programıyla ilgili açıklamalar toplumda çok büyük ilgi ve destek yarattı. İktidar çevreleri bundan çok rahatsız oldular. TEKEL işçilerinin içinde bulunduğu durum ve iktidarın bunun karşısında korkutma ve yıldırma tavrını herkes görüyor.

Sayın cumhurbaşkanı Hindistan’a giderken anayasa değişikliği tartışmasının bir tarafa bırakılması gerektiğini söyledi. Bunu çok önemli buluyorum. Daha önce biz de buna dikkat çekmiştik. Anayasa değişikliği konusundaki bu tereddüttün altında mecliste çoğunluk sağlamada sorun yaşanacağı Başbakan tarafından ifade ediliyor.

Buna katılmıyorum. Parlamentoda çoğunluğu sağlayabilirler. Ama referanduma gittikleri takdirde yüzde 50’yi bulmaları imkansızdır. Gelişmeler şimdi Sayın Cumhurbaşkanının ifadesiyle de netlik kazanmıştır.

Anayasa değişikliği çok önemli bir konudur. Bizim de çok ciddi hazırlıklarımız var. Türkiye’nin gerçek ihtiyaçlarına cevap verecek bir anayasa düzenlemesinin şu an mümkün olmadığını görüyoruz.

DOKUNULMAZLIK DÜZENLEMESİ YAPIN

Hukukun arkasında dolanabilmeleri için bir anayasa değişikliği istediklerini biliyoruz. Mecliste 550 milletvekili var, 608 tane fezleke var. Yargı harekete geçemiyor çünkü milletvekili dokunulmazlığı var.

Madem o kadar demokrasi, diyorsunuz o zaman küçük bir dokunulmazlık düzenlemesi yapın. Sayın Cumhurbaşkanı tarihi fırsatları yakalama konusunda hepimizden yetenekli görünüyor. Sıkı sık tarihi fırsatları müjdeliyor ama onların altından bir şey çıkmış değildir.

Kürt açılımı için de Ermeni açılımı içinde tarihi fırsat tanımlaması yaptı. Şimdi de anayasa için tarihi fırsat kaçtı diyor. Üzülmesin sayın Cumhurbaşkanı CHP olarak tarihi fırsat günü geldiğinde üzerimize düşeni yapacağız.

Esas tarihi fırsat cumhurbaşkanlığı seçiminde kaçmıştır. Bu seçimde bir uzlaşma ihtiyacını yok sayıp kendi iradenizi oraya dayatırsanız ve sonra uzlaşma olmadığı için anayasa değişikliği yapamıyoruz dersiniz. Sonra da Türkiye’ye bir ombudsman lazım dersiniz.

SİZ DESPOTSANIZ HİÇBİR ANAYASA SİZİ DEMOKRAT YAPMAZ

Sayın cumhurbaşkanının son dönemde atadığı rektörlerin tümü üniversite yönetimlerinin isteğinin dışındadır.Oylama yapılmıştır ancak sayın cumhurbaşkanı atamalarda üniversite yönetiminin iradesini yok saymıştır.

Bu atamaların en dramatik sonuç doğuranı İzzet Baysal Üniversitesi’nde yaşanmıştır. Bu üniversite başta vakıf üniversitesi olarak kurulmuş daha sonra devlete teslim edilmiştir. Üniversiteye destek sağlayan vakıf ise çalışmalarını sürdürmektedir.

Öğretim üyelerinin yaptığı sıralamayı YÖK’ün değiştirmesi üzerine bu vakfın sayın başkanı, sayın cumhurbaşkanına bir mektup yazdı. O mektupta, üniversite yönetimince yapılan seçimde eski rektörün ilk sırada yer aldığı ayrıca vakfın da rektörü takdir ettiği yer alıyor.

YÖK’ün sıralamada bir değişiklik yapması durumunda Sayın Vakıf Başkanı Ahmet Baysal sayın cumhurbaşkanından 15 dakikalık görüşme talep ediyor. Ancak bunlara rağmen cumhurbaşkanı bir başkasını rektörlüğe atanıyor. Gazetelere bu durum “Baysal ağladı” şeklinde yansıyor.

Sayın Baysal “Vakıf başkanından 15 dakikalık görüşmenin çok görülmesi beni derinden yaralamıştır” diyor ve basın toplantısında gözyaşı döküyor. “Siyasiler bir adayı desteklemişti o aday benim gözümde siyasilerin adayı” demiştir. O üniversitede görev yapan hocaların tümü “Dokunmayın bu rektör iyi bir hocadır” diyor ama siz bunu neden duymazdan geliyorsunuz.

Sorun anayasadan önce o anayasayı uygulayacak kişilerdedir. Siz despotsanız hiçbir anayasa sizi demokrat yapamaz. Olay budur. Sizin gerçeğiniz budur.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile