Eski Özel Harekatçı İbrahim Şahin Hakkında Yeni Dava

İkinci ‘‘Ergenekon‘‘ davasının tutuklu sanığı eski Özel Hareket Daire Başkanvekili İbrahim Şahin ve kendisiyle irtibatlı olduğu belirtilen Garip İrfan Torun hakkında, Sivas‘ta kuyumculuk yapan Minas Durmazgüler‘e suikast girişiminde bulunulduğu iddiasına ilişkin yeni dava açıldı. 

Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Kasım İlimoğlu tarafından hazırlanan 10 sayfalık iddianamede, Şahin ve Torun hakkında, ‘‘Ergenekon terör örgütü olarak iddia olunan oluşumun üyesi olmak‘‘ ve ‘‘Mağdur Minas Durmazgüler‘e suikast hazırlığında bulunmak‘‘ iddiasıyla İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 14 Nisan 2009 tarihli kararıyla soruşturma yapıldığı belirtildi.

Şahin ve 12 arkadaşı tarafından Ersin Gönenci‘ye, Sivas‘ta kuyumculuk yapan ve ‘‘Ermeni cemaati lideri‘‘ olarak tanınan Minas Durmazgüler‘e suikast girişimi yaptırılacağı yönünde bilgi alınması üzerine Sivas Cumhuriyet Başsavcılığınca bir soruşturmaya başlandığı ifade edilen iddianamede, teknik takibe alınan Gönenci‘nin, İbrahim Şahin ile yakın ilişki içerisinde olduğu, ondan talimat aldığı, talimatlar doğrultusunda da özellikle Durmazgüler hakkında topladığı bilgileri Şahin‘e ilettiği, Şahin‘in zaman zaman Sivas‘a geldiğinde Gönenci‘nin evinde kaldığı ve birlikte Kayseri ile Tokat‘a gittiklerinin tespit edildiği aktarıldı.

İbrahim Şahin‘in Sivas, Tokat ve Kayseri‘yi sık sık ziyaret ettiği, Sivas‘ta özellikle Oğuz Bulut ve Ersin Gönenci ile irtibatlı olduğu ve yapılanmanın faaliyetleri konusunda ‘‘Asena‘‘ kod adlı ‘‘Ergenekon‘‘ davasının sanıklarından Fatma Cengiz ile yakın diyaloğu bulunduğu öne sürülen iddianamede, şüphelilerin söz konusu örgütlenme amacı ve faaliyeti kapsamında Sivas‘ta ulusal ve uluslararası kamuoyunda ses getirecek Ermeni bir vatandaşa suikast girişimi içerisinde oldukları ifade edildi.

İbrahim şahin, Ersin Gönenci, Oğuz Bulut ve Fatma Cengiz hakkında ‘‘örgüt üyesi olmak‘‘ suçundan, Bekir Çelik ve Emrah Gönenci hakkında da ‘‘terör örgütü üyesi olmak‘‘ ve ‘‘ruhsatsız ateşli silahlar ile mermileri satın almak, taşımak veya bulundurmak‘‘ suçlarından daha önce İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldığı hatırlatılan iddianamede, İbrahim Şahin‘in ‘‘terör örgütü yöneticiliği‘‘ne ilişkin açıklamanın ilk iddianamede belirtildiği, ancak Garip İrfan Torun‘un, İbrahim Şahin ile ilişkisi ve Minas Durmazgüler‘e yapılması planlanan suikastta kullanılması düşünülen ‘‘Glock‘‘ marka tabancadan her 2 iddianamede de bahsedilmediği dile getirildi.

-TORUN‘UN İFADESİ-

Soruşturmanın genişletilmesi sonucu Torun‘un İbrahim Şahin ile ilişkisine rastlandığı ve sonuçta kullanılması düşünülen ‘‘Glock‘‘ marka tabancanın ortaya çıkarıldığı belirtilen iddianamede, Garip İrfan Torun‘un, ‘‘2007 yılı Ağustos ayında Sivas‘taki evime gelen İbrahim Şahin‘in yanında ‘Glock‘ marka tabanca vardı. Silahı beğendim ve 1750 TL‘ye satın aldım. Silahın ruhsatı yoktu. İbrahim Şahin‘in de arasında bulunduğu kişilere operasyon yapılması üzerine 7 Ocak 2009 tarihinde tabancayı teslim etmek istedim. Polisi arayarak tabancayı teslim ettim. Can güveliğim nedeniyle evimde bulunduruyordum. Pişman olup teslim ettim‘‘ beyanında bulunduğu ifade edildi.

Torun‘un, şüpheli Ersin Gönenci‘yi Sivas Ülkü Ocakları‘ndan tanıdığını, Minas Durmazgüler‘i tanımadığını, ikinci eşinin oğlu olan Tarık Yuttçu‘nun sessiz bir çocuk olduğunu ve av tüfeğiyle ateş ederken görüntülenen kişinin Osman Sarı olduğunu beyan ettiği belirtilen iddianamede, Torun‘un, ‘‘Ben terörle mücadele etmiş biriyim. Örgüt üyesi değilim. Ben sadece şanlı bir geçmişi olduğu için kontörlü hat verdim. 1992-1993 yılları arasında Sivas‘ın Divriği ilçesi kırsal kesimde bölgeyi bildiğim için askeri operasyonlarda askerlere yardımcı olmak için gönüllü olarak operasyonlara katıldım. Sonra Tokat‘a göç ettim. İbrahim Şahin oğlumun kirvesi oldu‘‘ dediği belirtildi. 

-ŞAHİN‘İN İFADESİ-

Torun adına kayıtlı telefonun İbrahim Şahin tarafından kullanıldığı, bu telefonla diğer şüpheliler Muzaffer Tekin, Emin Şirin, Levent Temiz, Sinan Aygün, Engin Erkılınçoğlu, Yaşar Oğuz Şahin, Ersin Gönenci ve Doğu Perinçek ile iletişim kurulduğu belirtilen iddianamede, Şahin‘in de savcılıkta şu ifadeyi verdiği hatırlatıldı:

‘‘2000 yılları başında kaza geçirdim. Kazayı hatırlamıyorum. Hatta dünü bile hatırlamıyorum. Kaza sonrasında bol oksijenli ortamda bulunmamın gerektiğini söyledi doktorlar. Tokatlı olduğumdan Sivas, Tokat, Amasya bölgelerini bilirim. Kaplıcalar için oralara gidiyordum. Bu çerçevede Sivas‘a da gittim. Sivas‘taki yerel televizyonlarda dini konularda konuşmalar yapıyordum. MHP‘liler ve din adamları ben televizyonlarda konuşma yaparken tanışmak için yanıma geldiler. Garip İrfan Torun ile de bu vesileyle tanıştık. Ersin Gönenci de Garip İrfan Torun‘un kayınpederidir. Tokat‘ta oturur. 2009 yılında gözaltına alındığımda Garip İrfan Torun, Sivas‘ta polise gidip tabanca teslim etmiş, benden aldığını söylemiş. Bu doğru değildir. Garip İrfan Torun‘un oğlu sünnet olacaktı. Kirvesi olmamı istedi. Ben de örf ve adet gereği ne yapılır diye Sivas‘taki arkadaşlarıma sordum.

Hediye olarak tabanca almayı uygun gördüm. İzmir‘de bilmediğim bir semtten kuru sıkı tabanca aldım. Onu alırken de zaten nüfus cüzdanı istiyorlardı. Garip İrfan Torun‘un ve oğlunun nüfus cüzdanı fotokopilerini istedim. Ben de onları vererek 50-60 TL‘ye kuru sıkı tabanca aldım. Sivas‘ta sünnet düğününe gittim, çocuğa bir kuru sıkı tabanca ve bir Kur‘an hediye ettim. Benim 7-8 tane ruhsatlı tabancam vardır. Garip İrfan Torun‘a ‘Glock‘ marka tabanca satmış değilim. Ayrıca tabancanın hediyesi olmaz. Yalan yere ifade veren Garip İrfan Torun‘dan davacıyım.‘‘

Şahin‘in ayrıca Torun‘a ait olduğu öne sürülen telefon hattının kendisinin olduğunu belirttiği vurgulanan iddianamede, Ersin Gönenci‘nin de Sivas‘ta bir kuyumcu olduğunu ve Ermenileri toplayıp Kayseri‘nin Tomarza ilçesine giderek yılda bir kez ayin yaptıklarını söylediğini belirterek, ‘‘Bu tür adamları MİT‘e bildiriyorum. Ersin‘e, ‘Bu tür bilgileri toplayıp bana ver‘ dedim. En son görüşmede kuyumcunun adresini bana söyledi. Suçsuz ve günahsız şekilde 3 yıldır cezaevinde yatıyorum. Garip İrfan Torun ile herhangi bir irtibatım yoktur. Tabanca da satmadım. Herhangi bir örgüte üye olup olmadığını bilmem‘‘ şeklinde konuştuğu aktarıldı.

-TESPİTLER-

Garip İrfan Torun‘un, İbrahim Şahin‘den satın aldığını savunduğu ‘‘Glock‘‘ marka tabancayı polise teslim ettiği belirtilen iddianamede, Torun‘un, yapılması planlanan suikastta rol alma ve suçta kullanılacak silahın da bu ‘‘Glock‘‘ marka silah olabilme olasılığının olduğu aktarıldı.

Torun‘un, İbrahim Şahin ile irtibatının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, Torun‘un iletişim tespitine göre şüpheli konuşmalarının devam ettiği ve bir şahısla yaptığı ‘‘emanet‘‘ içerikli konuşmasını açıklayamadığı belirtilen iddianamede, İbrahim Şahin‘in kullandığı cep telefonunun da Torun adına kayıtlı olduğu anlatıldı.

İddianamede, Torun‘un örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmadan örgüt üyesi olduğu belirtilerek, bu iddianame ile ikinci ‘‘Ergenekon‘‘ davası arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu, açılacak davanın İbrahim Şahin‘in İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı dava ile birleştirilme hususunun ise mahkemenin takdirine bırakıldığı anlatıldı.

İbrahim Şahin‘in ‘‘6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu‘na muhalefet etmek‘‘ suçundan 15 ile 36, Garip İrfan Torun‘un da ‘‘silahlı terör örgütüne üye olmak‘‘ suçundan 7,5 ile 15 yıl arasında değişen hapis cezasına çarptırılmasının talep edildiği iddianame, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. 

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile