İranlı sanatçılarından Azam Eisazadeh ve Maryam Khorrami’ye ait 140 tezhip ve minyatür eserinden oluşan “İran Geleneksel Sanatlar Sergisi” sanatseverlerle buluştu. Türker İnanoğlu Vakfı (Türvak) Sinema-Tiyatro Müzesi’nde gerçekleşen açılışa, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Türker İnanoğlu, Ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, Azam Eisazadeh ve Maryam Khorrami ile çok sayıda sanatsever katıldı.
Geleneksel İran sanatıyla günümüz yorumunu bir araya getiren sanatçıların eserlerini ise vatandaşlar dikkatle inceledi. Sergide, Hz. Ali, Mevlana Celalettin Rumi ve Osmanlı Padişahları portreleri, İran Safevi ve Gacar dönemine ait padişah minyatürleri dikkat çekti. Serginin açılışına katılan Ortaylı ise eski Türk filmlerini beğenmeyenleri eleştirdi.
"BİRÇOK TÜRK MÜNEVVERİ ESKİ TÜRK FİLMLERİNE DUDAK BÜKERDİ, ÇOK CAHİLLER"
Farsça’da azımsanmayacak kadar Türkçe kelime olduğunu dile getiren Ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, "Arapça diye bildiğimiz çoğu kelimeler İranlılar yoluyla geçmiş. Birçok Türk münevveri eski Türk filmlerine dudak bükerdi, çok cahiller. Hiçbir şey anlamıyorlar çünkü eski Türk sineması basit konular olabilir, zengin kızla fakir oğlanın aşkı falan ama oradaki çevre gözlemi ve retorik, folklorik yorumlama Türk romanına falan çok geç girmeye başladı, belki tam da giremedi" diye konuştu.
"İRANLI SANATÇILAR ÜZERİNDEN KENDİ TARİHİMİZİN DE OKUMASINI YAPIYORUZ"
İran ve Türk kültürlerinin birbirleriyle etkileşiminin çok eskiye dayandığını söyleyen Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, "Gerçekten İran edebiyatı, kültürüyle Türk kültürünün tarihi ortaklıkları çok geniş ve eski yıllara dayanıyor. Açıkçası biz buradan İranlı sanatçılar üzerinden kendi tarihimizin de okumasını yapıyoruz. İranlı sanatçıları çok görmek mümkün değildi doğrusu bu sergi bu anlamda kıymetli" ifadelerini kullandı.
Sergi 31 Ekim tarihine kadar ziyarete açık olacak.
(Hasibe Karadağ - Alper Suat Tutaşı/İHA)
Eski Türk Filmlerini Beğenmeyenlere Açıklaması Cahiller
Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, "Birçok Türk münevveri eski Türk filmlerine dudak bükerdi, çok cahiller. Hiçbir şey anlamıyorlar çünkü eski Türk sineması basit konular olabilir, ama oradaki çevre gözlemi, retorik, folklorik yorumlama Türk romanına falan çok geç girmeye başladı, belki tam da giremedi" dedi.