Estetik Olmayan Diş, Yapısal Sorunlara Yol Açıyor

Güzel görünmek her insanın arzu ettiği bir durum. Ağız ve diş bakımı da bunların başında geliyor ki, günümüzde diş estetiğine de ilgi her geçen gün artış gösteriyor. Uzmanlar ağız ve diş dengesinin bir estetik problemi olduğu kadar uzun vadede yapısal bir problemi de beraberinde getirdiğine dikkat çekti. İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kerem Aras, ortodontik tedavilerin sadece estetik amaçlı olarak diş problemine yaklaşmadığının altını çizerken, bunun ileride oluşabilecek diş kayıplarının önüne geçmek için önceden önlem alınması için önemli olduğuna vurgu yaptı.

Diş estetiğinin kişisel tercihlerle de ilintili olduğuna vurgu yapan Doç. Dr. Aras, düzgün dişe sahip olsalar da insanların yine de estetik amaçlı olarak diş kliniklerine gittiğini belirtiyor: “Hastaların her gün aynaya bakarak fark ettiği problemleri oluyor, bunları düzeltmek için geliyorlar. Dişlerin arasında minik aralıklar olabiliyor veya dişlerinin uzunluğunu beğenmeyen hastalarımız olabiliyor. Bu tip fonksiyonel problemi olmayan hastalara da biz estetik olarak, mevcut kaygılarını gidermek için yardımcı olmaya çalışıyoruz.”

Ağız ve diş sağlığına diş hekimlerinin sadece estetik açıdan yaklaşmadıklarını belirten Doç. Dr. Aras, dişlerin düzgün olmasının ağız ve diş sağlığı açısından önemli olduğuna işaret ediyor: “Gülümseme estetiği diye bir şey var. Altın oran matematiksel bir oran. Hastaların düzgün dişinin olması çok önemli. Çünkü dişlerin düzgün kapanması, girinti ve çıkıntı uyumu kuvvet dağılımı açısından çok önemlidir.”

Ortodontik bozuklukların giderilmemesi sıkıntılara yol açabilir

Dişlerin düzgün olması ve düzgün kapanmasının ağız sağlığı için çok önemli olduğuna vurgu yapan Doç. Dr. Kerem Aras, diş hekimleri açısından ortodonti tedavisinde estetiğin yanı sıra fonksiyonu tedavi etmenin önem arz ettiğine vurgu yapıyor: “Biz diş tedavisinde estetiği sağlarken, bizim için önemli olan fonksiyonu da sağlamak. Dişlerin düzgün kapanması önemli. Dişlerin kapanması, alt ve üst çenenin doğru bir ilişki içinde olması önemli.”

Dişlerin birbiriyle etkileşiminde normalin dışında bir kuvvet içinde olmaması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Aras, “Bir şey çiğnerken dişlerin birbirine kapanışının normalden fazla kuvvet iletmemesi gerekiyor. Bunun bir dağılımı var. Her dişin girintisine diğerinin çıkıntısı oturuyor. Özellikle arka bölgede önlerde birbirini pas geçen dişler. Üst dişler alt dişlerin 1 mm önünde olur. Biraz da örter 1-2 mm kadar bunlar bizim için normal sınırlar. Alt çenenin bu sınırların üzerinde ileride ve geride olması tedavi gerektiren durumlardır” dedi.

Dişlerde kapanış bozukluğunun olmasının ileriki yaşlarda ciddi diş problemi oluşturacağı uyarısında bulunuyor ve ekliyor: “Kapanış bozukluğu, 40’lı 50’li yaşlarda hiç sebebi yokken diş kaybına ve dişeti problemine, o dişin kanal tedavisi gereksinimine bile sebep olabilir. Bundan dolayı düzgün diş yapısı ağız ve diş sağlığı açısından çok önemlidir” dedi.



Ortodontik bozukluklarda tedavi

Diş telinin hala bilinen en iyi ortodontik tedavi aygıtı olduğunu belirten Doç. Dr. Aras, en çok görünen diş teli olan metal, daha az görünen ve estetik diş teli olarak bilinen seramik braketler ile iç kısımdan takılan lingual tedavinin öne çıkan tedavi seçenekleri olduğunu kaydediyor: “Lingual tedavi, altta ve üstte dişlerin iç tarafından taktığımız ve hasta konuşurken, gülerken hiç gözükmeyen braketlerle yapılmaktadır. Bir de şeffaf apareyler ile yapılan ve tel kullanılmayan ortodontik tedaviler vardır. Bu yöntem nispeten daha basit problemler için tercih edilmektedir. Her vakada kullanılmamaktadır.”

Dişlerin hayat boyu hareket halinde olduğunu belirten Doç. Dr. Kerem Aras, ortodontik tedavilerden sonra dişlerin bir daha eski haline dönmemesi için, yine dişlerin iç kısımlarına takılan ve ömür boyu kalmalarını sağlayacak lingual sabitleyicilerin tedavi amaçlı olarak kullanıldığını sözlerine ekledi.