'Et Satışımızı Son 5 Yılda 3 Kat Artırdık'

Migros İcra Kurulu Üyesi Cem Rodoslu: 'Türkiye çapında kendi etini kendi üreten tek perakendeciyiz. Et işleme üssümüz MİGET, Avrupa'da da ilk 10 arasında yer alıyor' 'Bugüne kadar kırmızı et konusundaki uzmanlığımızı ve tesisimizdeki inovatif uygulamaları artırmak için yaptığımız yatırımlar 100 milyon lirayı aştı. 'Yaptığımız bu yatırımlar, müşterilerimizden de önemli bir geri dönüş sağladı. Et satışımızı son 5 yılda 3 kat artırarak rekor kırdık' 'Tarım ve Orman Bakanlığı ile yoğun temas halindeyiz, et fiyatlarını kalıcı olarak düşürecek formüller üzerinde çalışıyor. Bakanlığımızın tüm bu çabalarının olumlu sonuçlar alacağına inanıyoruz' 'Et ürünlerini geçen yılın aynı dönemine göre fiyat artışı olmadan satışa sunuyoruz, bu anlamda enflasyonu sıfırladık. Yakın gelecekte zam görmüyorum. Zaten ham madde fiyatlarında da bir artış yok'

Migros Ticaret A.Ş İcra Kurulu Üyesi Cem Rodoslu, Türkiye çapında kendi etini kendi üreten tek perakendeci olduklarını belirterek, "Et işleme üssümüz MİGET, Avrupa'da da ilk 10 arasında yer alıyor. Bugüne kadar kırmızı et konusundaki uzmanlığımızı ve tesisimizdeki inovatif uygulamaları artırmak için yaptığımız yatırımlar 100 milyon lirayı aştı. Et satışımızı son 5 yılda 3 kat artırarak rekor kırdık." dedi.

İzmir Ticaret Organize Sanayi Bölgesi'nde yer alan Migros Taze Et İşleme Tesisi'nde (MİGET) düzenlenen basın toplantısında konuşan Rodoslu, tesisin 41 bin metrekarelik alanda faaliyet gösterdiğini, burada en ileri teknolojiyle üretim yaptıklarını söyledi.

Rodoslu, hem sağlıklı hem de uygun fiyatlı ürünleri tüm Türkiye'ye ulaştırarak hane başına et tüketimini artırmaya odaklandıklarını aktararak, şu anda Migros'un taze et üretim üssü konumunda bulunan MİGET'in, yıllık 62 bin ton kapasiteyle her gün 81 ile taze et sağladığını ifade etti.

Besin zincirinde önemli bir yer tutan kırmızı ete erişimi artırmanın önemine işaret eden Rodoslu, bu konuda düzenli çalışmalar yaparak Türkiye çapında kırmızı ette en uygun fiyatı garanti ettiklerini vurguladı.

Rodoslu, Türkiye çapında kendi etini kendi üreten tek perakendeci olduklarını belirterek, et işleme üssü MİGET'in, Avrupa'da da ilk 10 arasında yer aldığını kaydetti.

Türkiye'deki her 4 aileden birinin, MİGET'te üretilen etleri tükettiği bilgisini vererek, "Bugüne kadar kırmızı et konusundaki uzmanlığımızı ve tesislerimizdeki inovatif uygulamaları artırmak için yaptığımız yatırımlar 100 milyon lirayı aştı. Yaptığımız bu yatırımlar, müşterilerimizden de önemli bir geri dönüş sağladı. Et satışımızı son 5 yılda 3 kat artırarak rekor kırdık." diye konuştu.

Anlaşmalı kesimhanelerden soğuk zinciri kırılmadan MİGET'e ulaşan karkas etlerin robotlarla içeri alındığını anlatan Rodoslu, şunları kaydetti:

"Taze et üretim üssümüze ulaşan etlerin her biri sağlık kontrollerinden geçirildikten sonra künyeleniyor ve sistemimize künyesi ile kaydediliyor. Bu künyeden hangi çiftlikten geldiği, hangi yemle beslendiği, kaç yaşında olduğu, aşıları, kesim tarihi gibi üssümüze ulaşana kadarki tüm süreç ve detaylara ulaşılabiliyor. Otomatik sistemler eşliğinde ana parçalama merkezine taşınan karkaslar, laboratuvar düzeyindeki bir hijyenik ortamda, uzman kasaplarımızla parçalanıyor. Daha sonra, mağazalardaki kasaplarımızın, taleplere göre işleyebileceği büyüklüğe getirilen parça etler otomatik olarak vakumlanarak dağıtıma hazır hale geliyor ve soğuk zincir kırılmadan araçlara alınıyor.

Bundan sonraki süreçte de ürün güvenlik zincirini korumak için, sevkıyat araçları, mağazalardaki depolar ve soğuk dolapların sıcaklıkları anlık olarak, uzaktan izleme takip sistemine kaydediliyor. Bu tesiste üretilen her bir paket geriye dönük izlenebilirliğin sağlanması için kodlanıyor. Son teknolojiyle yürüttüğümüz bu süreçler, müşterilerimize en taze ve güvenilir eti ulaştırmak için her gün tekrarlanıyor."

- "Kırmızı et ürünlerimiz 220 kontrol noktasından geçiyor"

Cem Rodoslu, kesimhaneden MİGET'e sevkıyata, et işlemeden mağazaya kadar her sürecin dünya standartlarında kalite ölçümleriyle denetlenmesinin önemine dikkati çekti.

Tesislerde bulunan uluslararası standartlardaki laboratuvarlarda her gün yüzlerce tahlil ve analiz yaptıklarına değinerek, "Kırmızı et ürünlerimiz müşterilerimizin sofrasına ulaşana dek tam 220 kontrol noktasından geçiyor. Mağazalarımıza koyduğumuz kırmızı eti çiftlikten sofraya mercek altına alıyoruz." ifadelerini kullandı.

Rodoslu, Migros'un MİGET tesislerine "FSSC 22000 Küresel Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi" belgesini alan Türkiye'deki ilk perakende şirket olduğunu, ayrıca yalnızca Helal Sertifikasına sahip kırmızı et ürünlerini müşterilerine sunduğunu vurguladı.

Migros çatısı altında 3 bin kişilik özel eğitimli bir kasap ekibinin yer aldığını belirten Rodoslu, şunları ifade etti:

"Sektörümüzde büyük bir açık olan yetişmiş kasap ihtiyacına çözüm sunmak için elimizi taşın altına koyduk. Migros Perakende Akademisi bünyesindeki Gıda Teknolojileri Eğitim Merkezi'ni (GATEM) kurarak sektörümüzde bir ilki gerçekleştirdik. Bu merkezde, kendi kasaplarımızı kendimiz yetiştiriyoruz. Daha önce kasaplık deneyimi olmayan çalışanlarımıza tam 180 saatlik pratik kasaplık eğitimi veriyoruz. Program sonunda da kasaplık sınavlarına tabi tutarak MİGET ve Türkiye çapındaki mağazalarımızda görevlendiriyoruz. Mevcut kasaplarımıza ise mesleki bilgi ve yetkinliklerini geliştirmeleri adına eğitimler düzenliyoruz. Sektöre bugüne kazandırdığımız kasap sayısı ile Türkiye'deki kayıtlı kasapların yüzde 25'ine denk gelen bir sayıya ulaştık."

- "Kırmızı etteki fireyi yarı yarıya azalttık"

Cem Rodoslu, MİGET'te yenilikçi üretim hattı ve uzman kasap kadrosu sayesinde fire ve atık oranlarını önemli ölçüde azalttıklarını belirterek, "Kırmızı etin üretiminde büyük bir emek, besicimizin alın teri var. Et bizim milli servetimiz, bir gramını bile ziyan etmeye hakkımız yok. Bu ürünlerin her noktasını değere dönüştürmek, kaybı en aza indirmek ve raf ömürlerini uzatmak için çalışmalar yapıyoruz." dedi.

MAP ambalajlama tekniği, optimum stoklama, güçlü soğuk zincir ile et ürünlerinin raf ömrünü yüzde 30'a yakın uzattıklarından bahseden Rodoslu, şöyle devam etti:

"Bu yıl en yeni ambalaj teknolojisini kullanmaya başladık. Esnek üst filmiyle gıda ürünlerini bir deri gibi kaplayan bu teknoloji, vakumlama sırasında havayı tamamen boşaltıp çevre etkilerinden koruyor. Böylece, raf ömrünü iki katına kadar artırabiliyoruz. Önümüzdeki yıllarda bu teknolojinin hızlı gelişimiyle beraber güncelleme yatırımlarımıza devam edeceğiz. Bu alandaki yatırımlarımız ve her sene yenilediğimiz ambalaj teknolojilerimizle kırmızı etteki fireyi yarı yarıya azalttık. Tüketiciye hijyenik, taze sakatat sunulması bakımından da tam bir güven yarattık. Türkiye'de kesimhanelerdeki altyapı yetersizlikleri sebebiyle sakatatların yüzde 50’si kayba uğruyor. Migros, anlaşmalı mezbahalarda yaptığı iyileştirmelerle bu kaybın da önüne geçerek 35 milyon liralık sakatatı ekonomiye kazandırdı."

- "Yakın gelecekte zam görmüyorum"

Rodoslu, kırmızı et için yaptığı yatırımlar ve alımlarla Türkiye'de besiciliğin gelişimine destek vererek bini aşkın yerli besiciyle çalıştığını dile getirdi.

Türkiye'ye kazandırdıkları tesisle Migros'a ham madde temin eden besici ve et üreticileri için büyük bir gelişim fırsatı sağladıklarını aktararak, "Tesise ham madde temin ederken üreticilerimize hem kalite gelişimi hem verimlilik konusunda dünya standartlarına ulaşmaları için destekte bulunuyor ve süreçlerini kontrol ediyoruz. Bu tesise sadece dünya standartlarınca kabul gören et ürünleri girebiliyor." diye konuştu.

Rodoslu, kırmızı ette uygun fiyatın yakalanabilmesinde en önemli unsurun, üreticinin desteklenmesi olduğunu vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Tarım ve Orman Bakanlığı ile yoğun temas halindeyiz, et fiyatlarını kalıcı olarak düşürecek formüller üzerinde çalışıyor. Milli Tarım Projesi kapsamında, küçükbaş hayvan varlığını artırarak vatandaşın tüketim alışkanlıklarını değiştirecek, az sayıda hayvan besleyen aile işletmelerini destekleyecek ve aynı zamanda et verimi daha yüksek olan danaları üretmeyi sağlayacak bir çalışma modeli yürütüyor. Bakanlığımızın tüm bu çabalarının olumlu sonuçlar alacağına inanıyoruz. Çünkü biliyoruz ki yerli üretimin kalkınması, ekonominin kalkınması demek.

Et ürünlerini geçen yılın aynı dönemine göre fiyat artışı olmadan satışa sunuyoruz, bu anlamda enflasyonu sıfırladık. Yani bu yıl et fiyatları, sabit şekilde sıfır enflasyonda duruyor. Et ve Süt Kurumu'nun desteğiyle 29 liraya kıyma, 31 liraya kuşbaşı et satıyoruz. Türkiye'de en uygun fiyat bu. Yakın gelecekte zam görmüyorum. Zaten ham madde fiyatlarında da bir artış yok. Talep tarafı ise hızla gelişiyor. Son 5 yılda et satışlarımız 3 kat arttı. Günde 100 ila 200 ton arası et satışımız var."

Enflasyonla Mücadele Programı'na da ciddi katkı veren kurumlardan olduklarını, fedakarlık yaparak bazı ürünlerde fiyatları daha uygun hale getirdiklerini belirten Rodoslu, bunu belli bir süre daha devam ettireceklerini sözlerine ekledi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile