'Etik Liderlik Ve Düş Kurma Sanatı' Etkinliği

'Etik Liderlik Ve Düş Kurma Sanatı' Etkinliği

Dünyanın en önemli bankacılık yazılımlarını üreten George Koukis, Adanalı genç işadamlarına, “Nasıl bakarsanız öyle görürsünüz. O nedenle dünyayı asla korkulacak, kaygı duyulacak bir yer olarak görmeyin. Zorluklar sizleri asla yıldırmasın. Başarının anahtarı, zorlukların üstesinden gelebilmeye yönelik çözümler üretmekten geçmektedir” tavsiyesinde bulundu.

TOBB Genç Girişimciler Adana İl İcra Kurulu tarafından, Çukurova Üniversitesi İşletme Kulübü ve Park Balcalı işbirliği ile Nöbetçi Kütüphane’de, “Etik Liderlik ve Düş Kurma Sanatı” konulu etkinlik düzenlendi.

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan TOBB Genç Girişimciler Adana İl İcra Kurulu Başkanı Ceyhun Baskın, George Koukis’in konuşmacı olarak katıldığı etkinliğin farklı bir konseptte, protokol anlayışından uzak, rahat bir atmosferde gerçekleştirilmesi bakımından bir ilk olduğunu vurguladı. Baskın, Koukis’in dünyada girişimcilik örnekleri arasında ilk sırada yer aldığını da vurgularken, böylesine ünlü bir ismi Adana’ya getirmiş olmanın mutluluğunu yaşadıklarını vurguladı.

Daha sonra sunumunu gerçekleştiren dünyanın en önemli bankacılık yazılımları üreten firması olan İsviçre merkezli Temenos Group’un kurucusu George Koukis, yoksulluktan dünyanın en önemli şirketlerinden birisinin kurucusu olmaya uzanan yaşam öyküsünü ve başarıya ulaşmanın formüllerini anlattı.

TEMENOS: BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ

Temenos adlı şirketi iflas aşamasında satın aldıktan sonra risk sermayesi ile yeniden canlandırdığını; 20 yıldan az bir sürede, 2 ofis ve 34 çalışanıyla 948 bin dolar değerindeki bir firma ölçeğinden; 5 bin çalışan ve beş kıtada yürütülen faaliyetleriyle bankaların program yazılımında dünya lideri olan, değeri 1.4 milyar dolara ulaşan dev bir firmaya dönüştürdüğünü kaydeden George Koukis, başarı öyküsünün sırları konusunda şunları söyledi:

“Beni asıl etkileyen şey girişimcilik düşüncesinin büyüsüdür. Kendim ve başkaları için zenginlik yaratmanın gururunu hissetmek istedim. Ancak para kazanma arzusunun bir işi geliştirmek veya yeni iş girişimleri yaratmak için ana motive edici faktör olmadığını da anladım. Girişimciler, çoğunlukla yarattıkları projelerin oluşumunu destekleyecek yatırımcıları bulma noktasında sıkıntı yaşamaktadırlar. Benim gözlemlerime göre ise önce vizyon gelir, finansal kaynaklar onu takip eder. Hayaller ve para arasındaki binlerce yıllık yarışta para her zaman sonradan gelmiştir. Bu nedenle kaynakların nasıl geleceği konusunda endişe etmemelisiniz.

İlk girişimim olan Temenos’u küçük bir başlangıçtan, dünya lideri çok uluslu bir şirkete dönüştürürken sadece üç şeye sahiptim; Şirketime vereceğim isim, hayallerim ve bir de boş cebim. Hayallerinize inanırsanız, ihtiyacınız olan her şeyi kendinize çekebilirsiniz. Girişimci olmaya karar verdiğinizde, hayallerinizi sevin ve hiçbir korkunun sizi yolunuzdan saptırmasına izin vermeyin. Korku ve korkudan kaynaklanan bütün duygulardan uzaklaşın ve hatta onların üzerine gidin. Unutmayın, nasıl bakarsanız öyle görürsünüz. O nedenle dünyayı asla korkulacak, kaygı duyulacak bir yer olarak görmeyin. Zorluklar sizleri asla yıldırmasın. Girişimcilikte başarının anahtarı, kafanızda oluşan fikirleri takip etmekten ve bu yöndeki hedeflerinize ulaşırken karşılaşabileceğiniz zorlukların üstesinden gelebilmeye yönelik çözümler üretebilmenizden geçmektedir. Bu anlamda fikirlerini takip etmeyen bir insan, kendisine inanma gücü olmadığından hiçbir zaman iyi bir girişimci olamayacağı gibi hayal kurmaya bile cesaret edemeyecektir.

Özetle; tüm gücünüzle inandığınız hayallerin gerçeğe dönüşmemesi konusunda hiçbir engel yoktur. Bir şirketin görünür maddi kaynaklarının gerisinde işçisinden müdürüne ve hissedarlarına kadar bir bireyin inançlarının ve hayallerinin olduğu, bu düşünce paralelinde tek bir insanın bile fark yaratacağı unutulmamalıdır.

Bir kurum için ve bir ülke için; kazanmak ve kaybetmek, ilerlemek ve çürümek, özgür olmak ve köle olmak, sağ kalmak ve yok olmak arasındaki çizgi hep hayalleri olan insanlar ve vizyoner liderler tarafından oluşturulur. Dünyanın her zaman ihtiyaç duyduğu ve duyacağı bu özel bireyler, ekonomik büyüme ve insan gelişimi için gerekli en stratejik kaynaklardır. Bu yöndeki oluşumlar bireysel dikkat gerektirdiğinden, geleneksel okullar ve kitle üniversiteleri gereksinim duyulan ihtiyacı karşılayamamaktadır. Bu beklentiler doğrultusundaki insan kaynağını karşılayabilmek için özel okullar kurmalıyız. Eğer bu kişileri ‘üretebilirsek’, yoksulluk hastalığından kirliliğe, çatışmalara ve suçlara kadar gezegenimizin bütün problemlerini çözeriz.”
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile