Kılıçdaroğlu, partisinin genel merkezinde düzenlenen ve iki gün sürecek CHP Kadın Kolları İl Başkanları Toplantısı'nın açılışındaki konuşmasında, kürsüye gelirken çalınan Zülfü Livaneli'nin ''Özgürlük'' şarkısına atıfta bulundu.
Şarkının günümüze uygun düştüğünü belirten Kılıçdaroğlu, ''Özgürlüğü hayatımızın her alanında isteyeceğiz, tabii ki tutuklu milletvekillerimiz için de isteyeceğiz'' diye konuştu.
Zorlu bir sürecin başında olduklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, demokrasi, özgürlük, kadın-erkek eşitliği, çocukların geleceği konusunda kaygıları olduğunu söyledi.
Kemal Kılıçdaroğlu, kaygıların bütün Türkiye tarafından paylaşılamadığını savunarak, bunun nedeninin ise özgür medya olmamasından kaynaklandığını, medyanın özgür olmadığı bir yerde, toplumun da özgür olamayacağını bildirdi.
Türkiye'deki tüm kadınlara çağrıda bulunan Kılıçdaroğlu, ''Evinize geliniz, CHP sizin evinizdir'' çağrısında bulundu.
Kadınlara seçme ve seçilme hakkını veren partinin CHP olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, kadınlardan CHP'ye üye olmalarını istedi.
-''Kurultaylardan korkmamak lazım...''-
En son kadın kolları kurultayını 1996'ta yaptıklarını anımsatan Kılıçdaroğlu, en kısa sürede kadın kolları kurultayını yapacaklarını söyledi.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Atama ile kadın kolları olmaz arkadaşlar, direnecekseniz, mücadele edecekseniz seçimle geleceksiniz. Aynı şey, gençlik kolları için de geçerli. Atamayla gençlik kolları mı olur? Önce kendi evlerinde mücadele ederek, belli yerlere gelmeliler. Mücadelenin ne olduğunu bilecekler ki partiyi iktidara taşıyacaklar. Onun için mücadelenin yolu kurultaylardan geçiyor. Kurultaylardan korkmamak lazım, çünkü o kurultaylar heyecan, güç kararlılık, daha onurlu bir duruş verir. Atamayla olduğu zaman bu maya tutmuyor arkadaşlar, bugün atadık, ertesi gün değiştirdik, olmaz. Bu bağlamda CHP'li kadınlara her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Demokrasi açısından, partinin iktidarı açısından ihtiyaç var.''
-''Terör belası bir türlü yakamızı bırakmadı...''-
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, kadın kolları il başkanlığı görevinin önemine de değindi.
Kadınların bir toplumda yaşanan acıları, en derinden hisseden kişiler olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Terör belası bir türlü yakamızı bırakmadı. Geçen gün doğuda bir ilimizde, 4 kız çocuğunun öldürülmesi... Hangi vicdan kaldırabilir bunu? Ucuz bir laf bulmuşuz, 'analar ağlamasın...' Söylemek kolayda ateşin düştüğü yerdeki anaya nasıl ağlama diyeceksiniz? Ciğeri yanıyor birilerinin, Allah aşkına ciğerin yanıyorsa, peki bu terör belasına karşı özel temsilcini niye gönderdin? Özel temsilciyi niye gönderiyor... 'Seçimlerde bir şey olmasın da ben de iktidarımı koruyayım' diye. Sen terörü bitirmek için çaba harcamıyorsun.''
''Fırat'ın kenarında bir koyun kaybolsa, bunun hesabını Hazreti Ömer'den sorarım'' diye güzel bir söylem olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, ''Bırakın kenarında koyun kaybolmayı, öğretmenlerimiz kaçırılıyor, insanlarımız öldürülüyor peki ben bunun hesabını Recep Tayyip Erdoğan'dan sormayacak mıyım?'' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Terörü bitirmek için çaba mı harcamak istiyorsun? Adresi, çözümün merkezi TBMM mi? Gel kardeşim, sana her türlü desteği verelim. Şu terör belasından Türkiye'yi kurtaralım. Var mı bir yanıt, yanıt yok. Bu anlayışla olmaz. Bu anlayışla Türkiye'de terör bitmez. Yine ateş düştüğü yeri yakar, öyle birilerinin ciğerini falan yakmaz. Ateş nereye düştüyse orayı yakar... Bakın geldiğimiz noktaya değerli kadın kardeşlerim, şehitlerimiz olduğunda 'vatan sağolsun' denirdi. Şimdi anneler bu sözü kullanmak istemiyor. İsyan ediyorlar, isyanda haklılar mı? Haklılar. Bir dönem ne diyordu, 'askerlik yan gelip yatma yeri değildir.' Peki şehitlerimiz var, şimdi ben sormayacak mıyım? 'Başbakanlık yan gelip yatma yeri midir?' Sormayacak mıyım? Tabii beyefendiler için bir sorun yok, bir yere giderken, bin tane, bin 500 tane korumaları var. Onlara bir şey olmaz, olan kime oluyor, korumasız gariban halka. Bu açıdan hepimizin üzerine düşen görev, teröre karşıyız ama onunla ilişkilerini kapalı kapılar ardında, özel görüşmeye dönüştüren AKP'nin de maskesini indirmek zorundayız. Bu bizim de sizin de göreviniz.''
Duyarlılıkların her zaman korunması gerektiğini bildiren Kılıçdaroğlu, ''Terör konusundaki duyarlılığımızı da koruyacağız. Deniz Feneri yolsuzluğu konusundaki duyarlılığımızı da'' dedi.
Basın toplantısı düzenleyerek, Başbakan'a çeşitli sorular sorduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Mahkeme arama tarama yapıyor, kime gönderecek, polise gönderecek. Arama kararını Deniz Feneri'nin yetkililerine bildiriyorlar. Haber veriyorlar, 'arama yapılacak, delilleri yok edin' diye. Başbakan'a sorduğum soru şuydu; 'bu köstebek kim ve bu köstebek senin en yakın çalışma arkadaşlarından birisi mi?' diye. Bir laf etsem 50 yerden cevap gelir, bu lafıma hiç bir yerden cevap gelmiyor, niye gelmiyor? Merak ediyorum, her türlü hakareti yaparlardı değil mi? Peki burada niye dut yemiş bülbüle döndüler? Yine soruyorum; kadınların önünde soruyorum, 'Ey Recep Tayyip Erdoğan, Deniz Feneri'nde arama yapılacağını, ilgililere bildiren kimdir?
Almanya'da 'yüzyılın soygunu' diye adlandırılıyordu, bizde de 'yüzyılın örtüsüne' dönüştü. Yolsuzlukları nasıl örteriz, akıl mantık alacak şey değil. Yeri gelince kul hakkı derler, yeri gelince mangalda kül bırakmazlar, peki ben merak ediyorum; insanların en temiz duygularını, inançlarını sömürüp, onlardan topladıkları paralarla, özel çıkarları için bu paraları kullanan bir mekanizmaya siz nasıl kol kanat oluyorsunuz. Bunun Müslümanlıkla yakından uzaktan ilgisi yoktur, bunu yapan adamın da Müslümanlıkla ilgisi yoktur.''
Zorlu bir mücadeleleri olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, en büyük güvencesinin ise kadın kolları olduğunu bildirdi. Kılıçdaroğlu, hiç kimseyi ötekileştirmeden, herkese gidip gerçeklerin anlatılması gerektiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, ''Bu ülkede demokrasi güçlenecekse, bunun yolu kadın hareketinden geçecektir. Bu görevinizde başarılar diliyorum'' diye konuştu.
'Evlere düşen ateşin sorumlusu iktidardır'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Terörün birinci sorumlusu, o evlere düşen ateşin birinci sorumlusu, sıfır terörle ülkeyi devralıp, terör batağına ülkeyi sürükleyen mevcut iktidardır, bunu sakın unutmayın'' dedi.