Sanatçı Ömer Karaoğlu, ezgilerin bir dönemin yaşanmışlığını temsil ettiğini söyleyerek, "İçerisinden geçtiğimiz günlerde de ayni duygu ve duyarlılıkları diriltmek gerektiğine inanıyorum. Ezgilerle yüreklerimizin tazelemeye ihtiyacımız var." dedi.
İBB tarafından "İstanbul'da Ramazan" etkinlikleri kapsamında düzenlenen "Ezgi Gecesi" teravih namazının ardından Sultanahmet Meydanı'nda gerçekleştirildi.
Nur Haktan'ın sunumunu yaptığı konserde, 90'lı yılların toplumsal konularını işleyen ve o döneme damgasını vurmuş olan sanatçılar sevilen ezgileri seslendirdi.
Unutulmaz ezgilerle İstanbullulara müzik ziyafetinin yaşatıldığı gecede; Abdülbaki Kömür, Aykut Kuşkaya, Eşref Ziya Terzi, Taner Yüncüoğlu, Hasan Sağındık, Hakan Aykut ve Ömer Karaoğlu sahne aldı.
- Nostalji değil, diri olması gereken nağmeler
AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, 1980'lerden itibaren üretilmiş bu eserlerin ayrı bir duygu yoğunluğu oluşturduğunu belirten Ömer Karaoğlu, "Belki bir ağız alışkanlığı olarak nostalji nitelemesi yapıyoruz ama diri olması gereken nağmeler bunlar." açıklamasını yaptı.
Karaoğlu, bugün neden benzer formda eserlerin üretilmediği hususunun her birimizin tek tek sorması gereken önemli bir soru olduğunun altını çizerek, şöyle konuştu:
"Bu ezgilerin her birisi bir duyguya, yaşanmışlığa tekabül ediyor. Onları anlamlı ve değerli kılan yaşanmışlıklar. Dolayısıyla burada hani bunlar geride kaldı, artık niye bu kadar hassas davranmıyoruz sorusunu bence her birimizin bir iç muhasebe olarak kendisine yöneltmesi gerekir. Hatta hayatın her alanı için bu soruyu kendimize sormamız gerektiğini düşünüyorum. Bu yüzden içerisinden geçtiğimiz günlerde de ayni duygu ve duyarlılıkları diriltmek gerektiğine inanıyorum. Ezgilerle yüreklerimizin tazelemeye ihtiyacı var."
Konser öncesi soruları yanıtlayan Hasan Sağındık ise, ezgi adıyla bilinen müzik türünün sadece geleneksel manada konumlandırıldığı gibi dar kalıplara sokularak tanımlanmasının yanlış olacağını belirtti.
Sağındık, bunların o sıkıntılı dönemlerin eserleri olduğunu ve Türkiye'nin şükür ki bunları çoğunu atlattığını belirterek, şunları söyledi:
"Eserlerime bakıldığı zaman dönemin eleştirileri de var, protesto yönleri de var ama bunun yanı sıra coğrafya olarak Balkanlar’dan Doğu Türkistan'a, Kafkaslardan Afrika’ya kadar olan bölge Orta Asya’yı da içine alan ayni zamanda 90'lardaki Rusların Azerbaycan’a girmesiyle birlikte yaptığımız "Ağla Karanfil" dahil olmak üzere ve Türkiye’nin 28 Şubat sürecindeki darbeyle ilgili yapılmış tek albüm olan "Adamlar" ile birlikte müzikal alanda ben üzerime düşeni yeterince yaptığımı düşünüyorum."
Üretmeye devam ettiklerini fakat şartların çok değiştiğini vurgulayan Sağındık, "Bugün yeni şeyler söylemek lazım. Ama şöyle bir problem var, bu tarzın günümüz taşıyıcıları oluşmadı maalesef. Bizim üretim noktasında yapacağımız çok şey var. Sadece müzikle değil aynı zamanda düşünceyle de uğraşan insanlarız. Biraz çalışırsak çok güzel şeyler üretebileceğimizi düşünüyorum." dedi.
Sanatçı Taner Yüncüoğlu, AA muhabirinin konsere ilişkin neler hissettiği sorusu üzerine, "Görmediğim arkadaşlarımı gördüm, mutlu oldum. Hasan Sağındık Ankara'dan geldi, beraber oturduk, konuştuk, muhabbet ettik. Güzel bir şey oldu, vesile oluyorlar böyle arada sırada buluşuyoruz." şeklinde konuştu.
"Ezgi kavramının insanların dünyasında canlı kalması lazım"
Sahneye ilk çıkan isim olan Abdülbaki Kömür yaptığı değerlendirmede, "Arkadaşları yeniden görüyoruz, 90'lı yıllardaki ruh halini yeniden yaşıyoruz. Dinleyiciler de aynı duyguları yaşıyorlardır." dedi.
Bu tür etkinliklerin yalnız yılda bir defa Ramazanlara mahsus olmaması gerektiğine dikkati çeken Kömür, "Bunun bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum, ezgi kavramının insanların dünyasında canlı kalması lazım. Ama Ramazan'a mahsus kılarsanız bunu, sadece nostalji yapmış oluyorsunuz." diye konuştu.
Eserlerinin sözlerine bakıldığında hepsinin toplumun bir yarasına parmak bastığını belirten Kömür, "Bir hadiseyi canlı tutmaya çalışıyoruz. Bu toplumun buna ihtiyacı var. Bunun daha sık olması gerektiğini düşünüyorum." değerlendirmesini yaptı.
- Etinliğin sonunda sanatçılar aynı eseri birlikte seslendirdi
Yalova'dan bu etkinlik için geldiklerini söyleyen Yumuk ailesi, "Bizi anılarımıza götürdüler, geçmişimizi yaşattılar. Özlem hissettik. Çok mutlu olduk. Vesile olanlardan Allah razı olsun." şeklinde konuştu.
Öğretmenlik yapan Hilal Yumuk ise, "Çok mutlu olduk, çok sevindik. Zaten dinlediğimiz, sevdiğimiz sanatçılar. Çocuklarımız bu ezgilerle büyüdü. Hepsi biliyor bu ezgileri. İnşallah devamı olur, her zaman isteriz böyle programların olmasını." dedi.
Konserde, Abdülbaki Kömür, 'Yiğit' ve 'Şehide Ağıt', Taner Yüncüoğlu, 'Yağmur' ve 'Kızıl Denizden', Aykut Kuşkaya, 'İbrahim' ve 'Bir Güneş Doğuyor', Eşref Ziya Terzi, 'Kalksam ve Dirilsem' ve 'İstanbul', Hakan Aykut, 'Kardan Aydınlık', Hasan Sağındık, 'Ben Hep Seni Düşünürüm' ve 'İsmailce', Ömer Karaoğlu ise 'Kuşlar', 'Adı İçin' ve 'Şehid Türküsü' isimli eserleri seslendirdi.
Etkinliğin sonunda ise 'Lâ İlâhe İllâllah' adlı eseri tüm sanatçılar sahnede birlikte seslendirdi. Son parçaya Sultanahmet meydanında bulunan tüm dinleyicelerin yanı sıra Ömer Karaoğlu tarafından sahneye davet edilen Seyit onbaşının torunu Havranlı Kadir Amca lakaplı Kadir Özyurt da eşlik etti.
İlginin yoğun olduğu konserin ardından sanatçılar dinleyicilerle sohbet etti ve fotoğraf çekildi.
'Ezgiler Gecesi' Unutulmaz Sanatçıları Bir Araya Getirdi
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından Ramazan etkinlikleri kapsamında 'Ezgi Gecesi' programı düzenlendi Sanatçı Ömer Karaoğlu: 'İçerisinden geçtiğimiz günlerde de ayni duygu ve duyarlılıkları diriltmek gerektiğine inanıyorum. Ezgilerle yüreklerimizin tazelemeye ihtiyacımız var'