Uykur, "Kamil Atağ'ın çocukları amcamı götürmek istedi. Amcam gitmeyince önünü kesip arabaya bindirmeye çalıştılar. Amcam bu sırada tartıştı, tabancayla yaraladıktan sonra yere düştü. Atağ'ın oğlu Temel ve Kukel sırayla Kelaşnikofla tarayıp öldürdüler." dedi.
Faili meçhul cinayetlerle ilgili dava Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam etti. Bugünkü duruşmaya tutuklu yargılanan Emekli Albay Cemal Temizöz, koruculardan Kamil Atağ, Tamer Atağ, Kukel Atağ, itirafçı Fırat Altın (Abdulhakim Güven), Hıdır Altuğ ve Adem Yakın katıldı.
Duruşmada tanıkların dinlenmesine devam edildi. Duruşmada, Ramazan Uykur'un köyden götürülmesine şahit olan köy imamı ile ölen kişinin yeğeni tanık olarak dinlendi.
Amcasının öldürüldüğü dönemde 17 yaşında olduğunu anlatan Mehmet Uykur, 1994 yılında amcasının aracının bozulması üzerine, Cizre'de tamir etmek için yol kenarında durduklarını söyledi. Bu sırada Temel ve Kukel Atağ'ın amcasının yanına geldiğini belirten Uykur, "Onlar beyaz torosla yanımıza geldi. Temel Atağ arka koltukta, Kukel ise şoförün yanında oturuyordu. Amcama, babam seni çağırıyor dediler. Amcam da benim sizin babanızla işim olmaz diyerek gitmedi. Amcam kaldırımda yürüyerek eve doğru gitti. Bu sırada Atağ kardeşler, arabayla kaldırıma çıkarak önünü kestiler. Temel, tabanca çekerek amcamı zorla götürmeye çalıştı. Bu sırada tabanca ateş aldı ve amcam yaralandı. Kukel, kaleşnikofla amcamı taramaya başladı. Silahı sonra Temel aldı o da taradı. O sırada ben olay yerine doğru koşmaya başladım, onlar arabaya binip gittiler. Olay çevresindeki bütün esnaflar işlerini kapatıp gitti. Herkes bir köşeye kaçtı." diye konuştu.
"O GÜNLERİN KORKUSUNU DAHA YAŞIYORUM"
Temizöz'ün, o dönemde binbaşı olduğunu belirten Uykur, o yıllarda ifade vermeye cesaret edemediğini dile getirdi. Hayatta kalmak için o dönemde olay yeri savcısına isim vermedim. Bunu, hayatta kalmak için yaptım. Olaydan 4 hafta sonra tanımadığım kişiler beni götürüp, ağzıma tabanca sokup tehdit ettiler. Ben de sustum." dedi.
"Temizöz kimi isteseydi, kimin öldürülmesine izin verseydi hemen öldürülüyordu. Gündüzleri yüzleri açık bir şekilde vampir gibi adam öldürüyorlardı" diyen Uykur, o günlerin korkusunu ve stresini daha da yaşadığını dile getirdi. Sanıklardan Atağ ailesinin şu an 500'e yakın silahlı adamının halen olduğunu anlatan Uykur, çok korktuğunu dile getirdi. Uykur, mahkeme heyetine, kendisi ve ailesinin başına bir şey gelmesi halinde sorumluların sanıklar olacağını kaydetti.
"OLAYI ANLATSAYDIM TEMİZÖZ BENİ TOPUN AĞZINA KOYAR CUDİ DAĞINA FIRLATIRDI"
Amcasının öldürülmesini ve faillerini görmesine rağmen yıllarca savcılara anlatmadığını belirten Uykur, "Türkiye çok değişti. Dönem değişti. Bunlar tutuklanmış şu an. Bana diyorlar ki neden 1994 yılında savcıya bunları anlatmadın. Eğer ben bunları anlatsaydım Temizöz beni topun ağzına koyar Cudi'ye fırlatıldı. Ya da panzer altında ezer öldürürdü. Akşam 15.00'den sonra kapıları kilitleyip korkudan dışarı çıkmazdık. O dönemde Cizre'deki bütün tarla dükkanları üzerime geçirselerdi bile bunlar hakkında bir cümle söyleyemezdik." şeklinde konuştu.
KÖY İMAMI, ABDULLAH ELFETİ'NİN ÖLÜME GÖTÜRÜLMESİNİ ANLATTI
Tanıklardan Süleyman Taşkın ise 1994 yılında öldürülen Abdullah Elfeti olayı ile ilgili dinlendi. 1994 yılında Güven Köyü'nde vekil imam olduğunu anlatan Taşkın, Elfeti'nin iki toros marka araba tarafından köyden götürüldüğünü söyledi. Taşkın, şunları söyledi:
"Abdullah, köyün yakınında ikamet ediyordu. Yaşlı, gözleri görmeyen ve hasta biriydi. Köye beyaz renkli 2 toros geldi. Yavaş geldiler ama dönüşte çok hızlı gittiler. Arabalar gittikten sonra Abdullah'ın oğlu Mesut köye, yardım istemeye geldi. Sonra cesedi bulundu. Köyün girişinde Yankale Jandarma Karakolu vardı. Karakoldan izin alınmadan kimse ve hiçbir araç köye giremezdi. Bu araçlardan karakolun haberinin olması gerekir. Araçtakilerin kimlerin olduğunu görmedim."
TEMİZÖZ'ÜN SORULARINA KARŞI ÇIKAN AVUKAT SALONDAN ATILDI
Sanıklardan Emekli Albay Cemal Temizöz'ün tanığa soru sorması üzerine müdahil avukatlar tepki gösterdi. İlgili kanun maddesini okuyan avukatlar, sanığın tanığa ancak mahkeme aracılığıyla soru sorabileceğini belirterek tepki gösterdi.
Mahkeme başkanı, avukatlardan Bahattin Özdemir'i birkaç kez uyardıktan sonra karar alarak dışarı çıkardı. Müdahil avukatlar, Temizöz'ün dava ile ilgisi olmayan sorular sorarak tanıkları yanıltma gayretine girdiğini savundu.