'Fas'ın Diyalog Çağrısına Cezayir'in Cevabı Gecikecek'

Fas'taki Abdulmalik esSaidi Üniversitesi'nden Uluslararası İlişkiler Öğretim Görevlisi Muhammed elUmrani Buhabeze:'Cezayir'in önünde ülke içi engeller bulunuyor. Çağrıya cevap vermek için biraz zamana ihtiyacı var' Uluslararası ilişkiler uzmanı Said esSadigi:'Cezayir'in yeni bir cumhurbaşkanlığı seçimi bekleyişi içinde olması nedeniyle Fas'ın şu an Cezayir tarafında kendisine muhatap bulması zor'

AHMED BİN TAHİR - Fas Kralı 6. Muhammed'in Cezayir'e yönelik "anlaşmazlıkların çözümü için diyalog kurulması" çağrısını değerlendiren Faslı uzmanlar, Cezayir yönetiminin iç hesaplar nedeniyle bu çağrıya cevabının gecikeceği görüşünde.

Faslı uluslararası ilişkiler uzmanları, Kral 6. Muhammed'in 6 Kasım'da yaptığı "Cezayir ile ilişkilerin normalleştirilmesi, iki ülke arasındaki anlaşmazlıkların çözümü için ortak komite kurulması ve 1994 yılından bu yana kapalı tutulan sınır kapılarının açılması" çağrısını değerlendirdi.

Kral'ın, "Kardeş Cezayir'le, iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesini engelleyen anlaşmazlıkların aşılması için açık ve doğrudan bir diyaloğa hazırız." ifadelerini yorumlayan uzmanlar, anlaşmazlıkların çözümünün bölgenin güvenlik ve istikrarına katkı sağlayacağını belirtti.

Cezayir'den Fas'ın bu çağrısına resmi düzeyde henüz yanıt gelmezken, uzmanlar Cezayir yönetimini ülke iç politikasına yansımaları nedeniyle çağrıya karşılığının gecikeceğini öngördü.

Fas'taki Abdulmalik es-Saidi Üniversitesi'nden Uluslararası İlişkiler Öğretim Görevlisi Muhammed el-Umrani Buhabeze, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Fas'ın iş birliği sloganı çerçevesinde karşılıklı fayda temeline dayalı bir yöntem tercih ettiğini, iki ülke arasında sınır kapısının kapalı olmasının uluslararası ilişkilerde çok görülmeyen bir durum olduğunu ve bunun iki ülkeyi de zor duruma soktuğunu belirtti.

- "İki ülkenin de önünde ortak çaba gerektiren konular var"

İki ülke arasında uzlaşı ve anlaşmazlıkların çözümünün bölgenin güvenlik ve istikrarına katkı sağlayacağına işaret eden Buhabeze, "İki ülkenin de önünde terör ve yasa dışı göç gibi ortak çaba gerektiren konular var. Siyaset, toplumun çıkarını gözetmek ve ortak çalışma imkânı aramak üzerine kuruludur." ifadelerini kullandı.

Fas'ın çağrısının geleceğe doğru atılım sağlamak için uygun ortamın oluşturulması amacı taşıdığını aktaran Buhabeze, Cezayir'in ise Fas'ın çağrısına cevap vermesinin kolay olmadığını, bunun ülke içi hesapları gün yüzüne çıkaracağını ve bu nedenle iyi bir inceleme ve değerlendirme gerektirdiğini söyledi.

Buhabeze, "Cezayir'in önünde ülke içi engeller bulunuyor. Çağrıya cevap vermek için biraz zamana ihtiyacı var. Çünkü verdiği herhangi bir cevabın ülke içinde yansımaları olacak. Bu nedenle gecikmesi de normal." dedi.

Birleşmiş Milletler'in (BM) Fas'ın çağrısını memnuniyetle karşılamasına da değinen Buhabeze, "BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in memnuniyet duyması şaşırtıcı değil. Çünkü zaten iki ülke arasında barış ve güvenliğin tesisini sağlamaya çalışıyor. Hatta Guterres'in bunun için bir girişim sunması gerekiyordu. Böyle bir girişim belki de Batı Sahra çatışmasına çözüm sağlayabilir." ifadelerini kullandı.

- "Genel durum yakınlaşmaya fırsat vermiyor"

Uluslararası ilişkiler uzmanı Said es-Sadigi de Fas'ın daha önce de Cezayir'e sınırı açma çağrılarında bulunduğuna, bugün yeni olan şeyin iki ülke arasındaki anlaşmazlıkların çözümü ve diyalog için ortak komite kurulması çağrısı olduğuna dikkati çekti.

İki ülke arasında en önemli sorunlardan biri olan Batı Sahra'ya işaret eden Sadigi, şu an Mağrib bölgesinde genel durumun, iki ülke arasında yakınlaşmaya fırsat vermediğini söyledi.

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika'nın hastalığını hatırlatan Sadigi, "Cezayir'in yeni bir cumhurbaşkanlığı seçimi bekleyişi içinde olması nedeniyle Fas'ın şu an Cezayir tarafında kendisine muhatap bulması zor." ifadelerini kullandı.

Batı Sahra sorununun Cezayir-Fas arasındaki krizin sebebi olmadığını, yalnızca görünen yüzlerinden biri olduğunu savunan Sadigi, sınırın kapalı tutulmasının da bunun gibi olduğunu ifade etti.

"İki ülkenin karşılıklı güvenin yeniden tesisi için bir strateji ortaya koyması gerekir." diyen Sadigi, belki bu seçeneğin Batı Sahra sorununun çözümü için de bir başlangıç olabileceğini aktardı.

- Geçmişe uzanan anlaşmazlık

Fas, Marakeş kentindeki terör saldırısının arkasında Cezayirlilerin olduğu iddiasıyla, Ağustos 1994'te bu ülkenin vatandaşlarından vize talep etmeye başladı. Cezayir, Fas'ın vatandaşlarından vize talebine cevap olarak, Eylül 1994'te iki ülke arasındaki sınır kapılarını kapattı.

Cezayir, Fas'ın zaman zaman yaptığı sınır kapısını açma çağrılarına olumlu cevap vermedi. Cezayir Dışişleri Bakanlığı'ndan 2013 yılında yapılan açıklamada sınır kapısını açmak için bazı şartlar öne sürüldü.

Bu şartlar, "Fas'ta Cezayir aleyhine resmi ve gayriresmi karalama kampanyasına son verme, uyuşturucu kaçakçılığını engellemek için etkin iş bbirliği yapma, Cezayir'in Batı Sahra konusundaki tutumuna saygı gösterme ve uluslararası kanunlara uygun şekilde çözüm üretme" olarak sıralandı.

İki ülke arasındaki ilişkiler hâlâ "soğuk" olarak nitelenirken, en önemli sorunlardan birinin de Batı Sahra olduğu belirtiliyor.

- Batı Sahra sorunu

Fas'ın, 1975 yılında eski İspanyol sömürgesi Batı Sahra'yı topraklarına katmasının ardından Cezayir'in destek verdiği bağımsızlık yanlısı Polisario Cephesi ile Fas yönetimi arasında gerginlik başladı.

Polisario Cephesi, 1991 yılında Birleşmiş Milletlerin ara buluculuğunda varılan ateşkes anlaşmasına kadar Fas güvenlik güçlerine karşı silahlı mücadele yürütüyordu. Ateşkes anlaşmasından bu yana Batı Sahra'nın statüsüyle ilgili görüşmeler yapılsa da henüz başarıya ulaşamadı.

Fas, bölgenin kendi egemenliğinde kalması gerektiğini savunurken Polisario Cephesi, Batı Sahra'nın bağımsız devlet olduğunu ileri sürüyor ve kendi kaderini belirlemek için referandum yapılmasını istiyor.

Batı Sahra'dan on binlerce sığınmacıyı misafir eden Cezayir de referandum önerisine destek veriyor.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile