Fetullah Gülen'in Avukatı Erdemli'nin İtirafları İddianamede (1)

FETÖ elebaşı Gülen'in tutuklu avukatlarından Orhan Erdemli hakkında, 'silahlı terör örgütü kurma ve yönetme' suçundan 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı Erdemli'nin, FETÖ/PDY'nin hukuk işleyişi, iş adamlarından toplanan himmetler ve hangi kişilerin ne tür bilgilere sahip olduğuna yönelik, önemli bilgiler verdiği ifadelerinin yer aldığı iddianame, gönderildiği İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi Erdemli'nin iddianamedeki ifadelerinden: '(Gülen cemaati) denilen oluşumun gerçekten silahlı bir terör örgütüne dönüştüğünü görünce 18 Temmuz itibarıyla bu yapı üzerinden Gülen'e sempati duyan ne kadar müvekkilim varsa tamamının vekaletlerinden istifa ettim, devletin ve hükümetin yanında oldum' '(Örgütsel) Davaları Mizan, Evrensel, İdeal, Toga ve Yüksel Kargın hukuk büroları gibi cemaat tarafından kurulmuş, giderleri cemaat tarafından karşılanan hukuk bürolarına veriyorlardı' 'Bu davaları, duyduğum kadarıyla 'Yargıtay imamı' denen 11. Daire Üyesi İlyas Şahin’e gönderip, Fethullah Gülen'in talebine göre karar verilmesini istiyorlardı. Bu durumu, eski Başbakan Yardımcımız Sayın Mehmet Ali Şahin gündeme getirdi, 'Yargıtay imamının ismini açıklayacağım' dedi. O tarihte ismini açıklamadı ama yetkili makamlara verip vermediğini de bilmiyorum'

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in tutuklu avukatlarından Orhan Erdemli hakkında, "silahlı terör örgütü kurma ve yönetme" suçundan cezalandırılması istemiyle hazırlanan iddianamede, Erdemli'nin, örgütün hukuk işleyişi, iş adamlarından toplanan himmetler ve hangi kişilerin ne tür bilgilere sahip olduğuna yönelik itirafları yer aldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) geçmişi, yapısı, eylemleri ve yöntemleri özetlendi.

Yaklaşık 40 yıllık süreçte Fetullah Gülen tarafından kurulup faaliyet gösteren örgütün, Türkiye'nin ekonomik, siyasi, askeri ve bürokratik olmak üzere diğer tüm alanlarında olağanüstü gizlilik içinde yapılanmaya çalıştığı ve bu yapılanmanın gerçekleştireceği işlemlerin hukuki görünüm altında devam etmesi için yargı alanındaki yapılanmalara özel bir önem verildiği kaydedilen iddianamede, sınav sorularının bir şekilde temin edilerek örgüt üyelerine verildiği ve adli personel alımlarında sahte sınavlarla tüm yargısal birimlerin ele geçirilmesinin hedeflendiği iddialarına ilişkin soruşturmalar yürütüldüğü hatırlatıldı.

- İstanbul Barosu'na kayıtlı avukatlara yönelik soruşturma

Yargının temel ayaklarından olan avukatlık kurumunun da örgütsel amaçlar doğrultusunda yapılandırıldığı ve Gülen'in talimatlarını yerine getirmek amacıyla avukatlık bürolarının kurulduğu anlatılan iddianamede, bu avukatlık büroları vasıtasıyla yargılama dosyalarına, hakim ve savcılara erişilerek yargılama süreçlerine etki edilmeye çalışıldığı ifade edildi.

İddianamede, örgütlü yapılanmaya dahil olan avukatların, avukatlık mesleğini yapıyor görünümü altında örgütsel talimatları yerine getirirken diğer örgüt üyesi olan kamu görevlileri yahut sivil kişileri organize bir şekilde temsil ettikleri de belirtilerek, Başsavcılıkça FETÖ/PDY'nin avukatlık yapılanmasına ilişkin İstanbul Barosu'na kayıtlı şüpheliler hakkında soruşturma başlatıldığı ve şüpheli sayısının fazlalığı nedeniyle ayırma kararları verilerek soruşturmalara devam edildiği aktarıldı.

- "Gülen'e sempati duyanların vekaletlerinden istifa ettim"

Soruşturma kapsamında örgüt elebaşı Gülen'in avukatı şüpheli Orhan Erdemli hakkında 7 Şubat 2017’de yakalama kararı çıkarıldığı ve şüphelinin 3 Mart 2017’de tutuklandığı bilgisi verilen iddianamede, Erdemli'nin soruşturma sürecinde alınan ve önemli bilgiler içeren ifadelerine yer verildi.

İddianamede, Erdemli'nin "FETÖ/PDY ile mesafemi koruyarak, sadece avukatlık hizmeti verdim. Çocuklarımı dahi onların okuluna göndermedim." diyerek, görüşmeler sonucu Haziran veya Temmuz 1994 yılı itibarıyla Fethullah Gülen'in dava ve tekziplerini takip etmeye başladığını söylediği kaydedildi.

İfadesinde "Milli Görüş kökeninden geldiğini" savunan Erdemli'nin, "(Gülen cemaati) denilen oluşumun gerçekten silahlı bir terör örgütüne dönüştüğünü görünce, 18 Temmuz itibarıyla bu yapı üzerinden Gülen'e sempati duyan ne kadar müvekkilim varsa tamamının vekaletlerinden istifa ettim, devletin ve hükümetin yanında oldum." beyanına da iddianamede yer verildi.

- "Devletime yardımcı olmak istiyorum"

Darbe girişiminden sonra devlet tarafından, Fethullah Gülen'in avukatı olması sebebiyle göz altına alınıp sorgulanacağını tahmin ettiği halde evinden ayrılmadığını ve günlük hayatına devam ettiğini söyleyen Erdemli'nin, "Yeşil pasaportum ve imkanım olduğu halde yurtdışına çıkmadım. Devletin beni gözaltına alması halinde her türlü yardımcı olmak için hazır halde bekledim. Nitekim 5 Ocak 2017 tarihinde İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nca gözaltına alındığımda, örgüt üyesi olmadığım için etkin pişmanlıktan yararlanmak istemediğimi ancak gördüğümü, duyduğumu, bildiğimi samimi olarak anlatacağımı, sorulara açıkça cevap vereceğimi izah ettim ve öyle de yaptım. Bugün de aynı şekilde devletime yardımcı olmak istiyorum." sözleri de iddianamede yer buldu.

İddianamede, Erdemli'nin, örgüt elebaşı Gülen ile görüşmesine yönelik soruya "2015 yılı Nisan ayında, Pensilvanya’ya Fethullah Gülen'in yanına gittim. Bu randevuya, Gülen'in kardeşinin dünürü avukat Osman Karakuş ile gittim. Gitme sebebim, her ne kadar Gülen'in fiilen avukatlığından azledilmiş olsam da Bank Asya'da bulunan hesabıma, Işık Yayıncılık- Fethullah Gülen şeklinde yatan 5 bin 900 liralık paraydı. Bu paradan kurtulmak istiyordum ama burada olayı çözemedim, kendisi ile bu konuyu görüşemedim. Yardımcısı Cevdet Türkyolu, 'bundan sonra para yatmayacak, Fethullah Gülen ile bu konuyu görüşmeye gerek kalmadı' dedi ve nitekim döndükten tahminen 2 ay sonra bu paranın yatırılması kesildi. Benim bu şekilde parasal ilişkim de bitmiş oldu." şeklinde yanıt verdiği aktarıldı.

- Gülen ile görüşmesi

Örgütün şifreli haberleşme programı "ByLock"u hiç kullanmadığını savunan Erdemli'nin, "Fetullah Gülen ile Türkiye ve yurtdışında herhangi bir görüşmesi olup olmadığı"na yönelik soruya karşılık verdiği şu bilgiler, iddianamede yer aldı:

"Gülen ile 1999 yılı mart ayına kadar sadece tek bir görüşmem olmuştur. Ali Çelik bize avukatlık teklif ettikten sonra, bize Çamlıca'da Ali Katırcıoğlu'na ait evde bizi tanışmaya götürdü. Orada yaklaşık 5-6 kişi vardı. Gülen, kısa bir konuşma yaparak, 'avukatlığımızın hayırlı olmasını, kendisi ile uğraşan Cumhuriyet, Aydınlık gibi sol kökenli ve ateist yayınların olduğunu, dolayısıyla bunlara karşı dava açmanın sadece kendisini ilgilendiren bir şey olmadığını, Müslümanların menfaatine olduğu' şeklinde genel bir konuşma yaptı. Bu tarihten sonra Gülen ile bire bir görüşmemiz olmadı ancak 1999 yılına kadar Altunizade’de bulunan FEM Dershanesinin üst katında bulunan yaklaşık 100 kişilik iş adamlarının katıldığı 3 iftar programına iştirak ettim, burada bire bir görüşmemiz olmadı.

Savcı Nuh Mete Yüksel tarafından 1999 yılında Ankara DGM’de Gülen aleyhinde iddianame düzenlenince, tahminen Kasım 2010 tarihinde iddianameye karşı beyanlarını sormak üzere avukat Abdulkadir Aksoy tarafından alınan randevu üzerine, birlikte Pensilvanya’ya gittik, iddianameyi kendisine verdik. Bize bir katkı sağlamadı. 11 Eylül 2011'den sonraki bir tarihte Ankara DGM, Amerikan adliye makamları ile istinabe kararı aldı, 3 avukat olarak bu istinabeye giderek katıldık. Avukatlar da benimle birlikte Abdulkadir Aksoy ve Fethi Ün'dü. Fethullah Gülen ile görüşmelerim bundan ibarettir. Baştan da dışarıdan avukat tercih etmelerinin sebebi, benim Fethullah Gülen'in yakınında bulunarak bazı sırlara, olaylara vakıf olmamı istemediklerinden, onlar beni tamamen dışarıda tuttular. Geçmişim, düşünce yapım itibarıyla onlarla avukatlıktan başka bir ilişki kurmak istemediğim için bu durum benim işime yaradı, ben de onunla görüşmek için hiçbir zaman şartları zorlamadım. Devletimizin istihbaratı güçlüdür, benim bu beyanlarımın samimi olduğunu teyit edebilirler."

- "Grubun akıl hocası Hüsamettin Cindoruk'tu"

İddianamede, avukat Erdemli'nin ifadesinde ayrıca, "FETÖ/PDY'nin 2000 yılında İstanbul imamı olarak bilinen, resmiyette Samanyolu Tv'nin çalışanı görünen Ahmet Kara'nın, Gülen'in DGM’de yargılandığı dönemlerde kendisini bir gün telefonla arayıp Hüsamettin Cindoruk'un adresini verdiği ve Cindoruk'un davayla ilgili tavsiyeleri olacağını söylediğini" de belirttiği anlatılarak, şunları söylediği aktarıldı:

"Gitmesem başıma bela olacaklardı. Beyoğlu’nda Mısır Apartmanı'ndaki Hüsamettin Cindoruk’un ofisine gittim. Oradaki konuşmalardan bu grubun akıl hocasının Hüsamettin Cindoruk olduğunu anladım. Görüşmenin bana hukuki hiçbir katkısı olmadı. Bir süre sonra ofisten çıktım. Ahmet Kara arkamdan gelip, 'Siz kendinizi ne zannediyorsunuz, siz bu dosyada sadece bir cübbesiniz, hocamızı kendi bilginizle beraat ettireceğinizi mi zannediyorsunuz? Bu işler sizinle değil, bizimle çözülür' dedi. Bu görüşmelerden anladığım kadarıyla Ahmet Kara çok fazla konuşan biriydi. Dava devam ederken, internet ortamında 'cemaat üç karpuz satın almış' diye alaycı bir haber çıktı. Haberde kastedilen mahkeme heyetiydi. Nitekim bahsettiğim toplantılardan birinde Mustafa Özcan, Ahmet Kara’ya, 'bunlar senin altından çıkıyor, geveze' diye bağırdı. Ahmet Kara da kendini savundu. Doğrusunu Allah bilir."

- Örgüt davalarının verildiği hukuk büroları: Mizan, Evrensel ve diğerleri

İfadesi sırasında "Fetullah Gülen'in talimatı üzerine, Gülen harici müdahil olduğunuz davalar var mı?" sorusuna Erdemli'nin, "Hayır, asla böyle talep tarafıma gelmedi. Ancak benim bildiğim kadarıyla sorduğunuz soru niteliğindeki davaları, Mizan, Evrensel, İdeal, Toga ve Yüksel Kargın hukuk büroları gibi cemaat tarafından kurulmuş, giderleri cemaat tarafından karşılanan hukuk bürolarına veriyorlardı." yanıtını verdiği kaydedilen iddianamede, Erdemli'nin, "Bu davaları, duyduğum kadarıyla Yargıtay imamı denen 11. Daire Üyesi İlyas Şahin’e gönderip, Fethullah Gülen’in talebine göre karar verilmesini istiyorlardı. Bu durumu eski Başbakan Yardımcımız Sayın Mehmet Ali Şahin gündeme getirdi, 'Yargıtay imamının ismini açıklayacağım' dedi. O tarihte ismini açıklamadı ama yetkili makamlara verip vermediğini de bilmiyorum." beyanları da yer buldu.

(Sürecek)

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile