Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, hakkında kesinleşen hapis cezası nedeniyle parti üyeliği düşürülen eski HDP Van Milletvekili Figen Yüksekdağ'ın 'izinsiz tertiplenen ve yasa dışı toplantı ve gösteriye katılmak', 'yasa dışı örgütlerin propagandasını yapmak' ve 'suçu ve suçluyu övmek' suçlarından yargılanmasına devam edildi.
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, sanık Yüksekdağ, kaldığı Kocaeli F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevinden SEGBİS sistemiyle bağlandı.
Duruşmaya katılan ve aralarında HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ve yabancı gözlemcilerin de bulunduğu izleyicilerin, Yüksedağ'a seslenerek selam vermesi üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Fikret Demir, 'Şov yapmayın' diyerek salondakileri uyardı.
Buna tepki gösteren Kerestecioğlu, 'Saygılı olun, ben milletvekiliyim, Adalet Bakanlığından izin alamadığımız için cezaevinde ziyaret edemiyoruz, buradan 'merhaba' demek istedik.' demesi üzerine Başkan Demir, 'Şu anda sadece seyircisiniz, milletvekili olmanızın bir önemi yok, burası mahkeme.' şeklinde yanıt verdi.
Başkan Demir, sanık avukatlarının daha önce verdiği ve kabul edilmeyen reddihakim talebine yapılan itirazın da İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesince reddedildiğini söyledi.
Duruşmada söz alan Yüksekdağ'ın avukatlarından Yıldız İmrek, müvekkilinin dokunulmazlığının kaldırılması ve milletvekilliğinin düşürülmesinin anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine başvurulduğunu belirterek, davanın düşürülmesine veya Anayasa Mahkemesi kararının beklenmesine karar verilmesini istedi.
Mahkeme, söz konusu talebin sanığın yasama dokunulmazlığının kaldırılmış olması ve milletvekilliğinin düşürülmüş olması nedeniyle reddine karar verdi.
Kararın açıklanmasının ardından savunmasını yapan Yüksekdağ, bütün kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutladığını dile getirerek, Türkiye'de kadına yönelik artan şiddetin siyasette de devam ettiğini savundu.
Mahkeme heyetinin avukatların talebini reddederken milletvekilliğinin düşürülmesini gerekçe gösterdiğine işaret eden Yüksekdağ, 'Size yeni bir haber vereyim, taze, daha avukatım bugün söyledi. Parti üyeliğim düşürüldü, lağvedildi ve eş başkanlığım düşürüldü.' dedi.
Bu mücadeleye her şeyi göze alarak yola çıktığını anlatan Yüksekdağ, 'Ölümlerden döndük, baskıya uğradık, cezaevinde olmasaydım belki ölmüş olacaktım. Çok sayıda saldırıyla karşı karşıya kaldık.' ifadelerini kullandı.
Yüksekdağ, bu dava kapsamında hakkında hazırlanan iddianamede, 15 Şubat 2015'te Fatih'te katıldığı eylemde yaptığı konuşmada, 'suçu ve suçluyu övmek' suçundan cezalandırılmasının istendiğini anımsatarak, 'Bu açıklamayı yaptıktan 12 gün sonra Dolmabahçe deklarasyonu okundu. O zaman daha yumuşak bir iklimde yapılan açık hava toplantısındaki bir konuşmamdır. Kriminalize etme çabası haksızlıktır.' şeklinde konuştu.
Yüksekdağ'ın savunmasını tamamlamasının ardından söz alan avukatlardan Sezin Uçar, müvekkillerinin benzer suçlardan İzmir ve İçel'de açılan davalardan da yargılandığını, söz konusu dosyaların birleşmesi için iki mahkemeye de yazı yazıldığını söyledi.
Avukat Uçar, söz konusu mahkemelerden gelen yazının beklenmesini talep etmesi üzerine görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, avukatların talebine karşı mütalaasını açıklamak üzere süre istedi.
Mahkeme heyeti, bunun üzerine duruşmayı erteledi.
- İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 15 Şubat 2015'te Halkların Demokratik Partisi (HDP), Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi (YDG-H) adına, yetkili mülki amirlikten herhangi bir izin alınmadan, PKK terör örgütünün lideri Abdullah Öcalan'ın 15 Şubat 1999'da Kenya'da yakalanarak Türkiye'ye getirilişini protesto etmek amacıyla Fatih Saraçhane Parkında toplandıkları belirtilerek, yaklaşık bin kişiye ulaşan gruba Figen Yüksekdağ ile önceki dönem milletvekilliği yapan Sebahat Tuncel'in de katıldığı ifade ediliyor.
Yüksekdağ ve Tuncel’e polislerce, 'yürüyüşe izin verilmeyeceği, aksi halde müdahale edileceği' uyarısının yapıldığı belirtilen iddianamede, kalabalığa Yüksekdağ ve Tuncel tarafından konuşma yapıldığı, konuşmanın ardından toplanan şahısların dağıldıklarının tespit edildiği belirtiliyor.
Sebahat Tuncel'in 26. dönem milletvekili listesinde adının bulunmayışı sebebiyle soruşturma evrakının bir örneğinin 22 Mart 2016'da terör ve örgütlü suçlar bürosu evrakıyla birleştirilmek üzere gönderildiği anlatılan iddianamede, Yüksekdağ hakkında hazırlanan fezlekenin de TBMM'ye sunulmak üzere Adalet Bakanlığı'na gönderildiği, değişikliğe uğrayan kanun uyarınca fezleke ve eklerinin bakanlıkça başsavcılığa tekrar iade edildiği vurgulanıyor.
Yüksekdağ'ın PKK terör örgütü flamaların sergilendiği, örgüt lehine sloganların atıldığı ortamda topluluğu destekleyen konuşma yaptığı, toplantı ve gösterinin yasak olduğunun kolluk amirleri tarafından bildirilmesine rağmen toplanan kişilerin dağılması için herhangi bir girişimde bulunmadığı gibi yasa dışı toplantıya iştirak ettiği anlatılan iddianamede, Yüksekdağ'ın, örgüt liderini övücü yazıların yer aldığı toplantıya katılıp konuşma yaparak, 'yasa dışı örgütlerin propagandasını yapmak ve hakkındaki hüküm kesinleşen suçlu Öcalan'ı desteklemek' amacıyla yapılan toplantıda atılan sloganlar altında destek verme filiyle de 'suçu ve suçluyu övme' suçunu işlediği belirtiliyor.
Şüpheli Yüksekdağ’ın, suçla ilgili ifadesinin tespiti için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına talimat yazıldığı ve çağrı kağıdı tebliğ edildiği, ancak sanığın iddianamenin yazıldığı güne kadar bir beyanda bulunmadığının hatırlatıldığı iddianamede, Yüksekdağ’ın, 'izinsiz tertiplenen ve yasa dışı toplantı ve gösteriye katılmak', 'yasa dışı örgütlerin propagandasını yapmak' ve 'suçu ve suçluyu övmek' suçlarından 1,5 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
Figen Yüksekdağ'ın İstanbul'da Yargılandığı Dava
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, hakkında kesinleşen hapis cezası nedeniyle parti üyeliği düşürülen Figen Yüksekdağ'ın 'izinsiz tertiplenen ve yasa dışı toplantı ve gösteriye katılmak', 'yasa dışı örgütlerin propagandasını yapmak' ve 'suçu ve suçluyu övmek' suçlarından yargılanmasına devam edildi.