'Filistin'i Orta Doğu Coğrafyasından Kazımaya Çalışıyorlar'
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş: 'Orta Doğu'da hem de bu kadar büyük bir parçalanmışlığı bulmuşken, ABD Filistin'i tamamiyle ortadan kaldırmak için 'yüzyılın projesi' denilen projeyi bölge ülkelerine empoze etmeye çalışıyor' 'Terör örgütleriyle bölge halkları yeniden dizayn edilmeye, ülkelerin sınırları yeniden yapılmaya çalışılıyor. Halklar arasında kalıcı bir şekilde Kürtlerin, Türklerin, Arapların ve diğerlerinin birbirine düşman olduğu, kan gölüne dönmüş bir coğrafya oluşturulmaya çalışılıyor' 'Eğer biz güçlü ve büyük bir Türkiye olmayı başarabilirsek dışarıdan esen rüzgarların hiçbir kıymeti harbiyesi olmaz' 'Türkiye şu anda savunma sanayinde yüzde 65 seviyelerine çıktı. Allah nasip eder, bu istikrarı, bu birlik beraberliği korur, Türkiye'nin ekonomik gelişmesini hızlandırabilirsek, çok değil Türkiye 35 sene sonra kendi savunma sistemini kurabilecek bir güce sahip olacaktır'
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Yıldız Sarayı Vakfı'nın Beyoğlu'ndaki iftarında, İstanbul'un her köşesinde vakıf medeniyetine dair eserleri görebilmenin mümkün olduğunu ifade ederek, vakıf medeniyetinin merkezinin İstanbul olduğunu anlattı.
"Vakıf sadece hibe etmek, vakfetmek, gönlünden kopanı vermek değil, aynı zamanda vakıf bir iktisadi müessesedir. Vakıf aynı zamanda mali kurumdur." diyen Kurtulmuş, bu açıdan bakıldığında Osmanlı ekonomisini ayakta tutan üç temel unsur bulunduğunu dile getirdi.
Kurtulmuş, "Bunlardan birisi arazinin yönetilmesi, ikincisi esnaf ve sanatkarın yönetilmesi, üçüncüsü ise toplumun geride kalan alanlarının organize edilmesi için insanların bir şekilde üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiği, tabiri caizse bir yardımlaşma, bir dayanışma ve bir sosyal güvenlik müessesesi olarak yer alan vakıf müessesesi. Baktığınız zaman bütün sistem bu üç çok iyi işleyen sistem üzerine kurulmuş ve bugünlere kadar gelmiş." şeklinde konuştu.
Vakıfların her birisinin canlandırılarak aslına uygun şekilde kullanılmasının sağlanması gerektiğine işaret eden Kurtulmuş, son yıllarda bununla ilgili ülke içi ve dışında birçok vakfın değerli çalışmalara imza attığını vurguladı.
- "Bu coğrafya dünyadaki bütün güçlerin tepiştiği..."
İslam coğrafyasında birçok Müslüman milletin bombanın ve tehlikenin nereden geleceğini bilmeden iftar sofrasına oturduğunun altını çizen Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Dünyanın her tarafında Müslümanların büyük zorluklar ve yokluklar içerisinde yaşadığını, dünyanın dört bir tarafında insanların zulümlerle, haksızlıklarla boğuştuğunu acı şekilde takip ediyoruz. Özellikle Türkiye'nin de içerisinde bulunduğu, bereketli hilalin merkezi olan Orta Doğu, Filistin, doğusunda Mezopotamya, kuzeyinde Anadolu Platosu, batısında Akdeniz olarak bu coğrafya dünyadaki bütün güçlerin tepiştiği, bütün güçlerin büyük bir küresel mücadelenin içerisine girdiği bir alan haline gelmiştir. Şu anda en az onlarca ülkenin savaş gemileri, uçakları, askeri güçleri bu coğrafyadadır. Türkiye'nin merkezinde olduğu bu coğrafya insanlık tarihi boyunca her türlü çatışmanın merkezinin olduğu gibi günümüzde de en büyük altüst oluşlarından birisini yaşıyor. Dünyanın küresel güçleri, küresel ölçekte verdikleri bu güç mücadelesinin merkezi olarak Orta Doğu'yu görüyorlar."
- "Kan gölüne dönmüş bir coğrafya oluşturulmaya çalışılıyor"
Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Şöyle saysak herhalde sabaha kadar konuşacağımız onlarca problemle karşı karşıyayız. Örneğin, YPG/PYD, DEAŞ üzerinden, terör örgütleriyle bölge halkları yeniden dizayn edilmeye, ülkelerin sınırları yeniden yapılmaya çalışılıyor. Halklar arasında kalıcı bir şekilde Kürtlerin, Türklerin, Arapların ve diğerlerinin birbirine düşman olduğu, kan gölüne dönmüş bir coğrafya oluşturulmaya çalışılıyor. Bir taraftan Doğu Akdeniz'de bütün dünyanın savaş gemileri orada, savaş gemileri geldi sular yeniden ısındı, hatta sular kaynamaya başladı. Doğu Akdeniz'de petrol ve doğalgaz arama üzerinden verilen yeni bir savaşın eşiğine gelmiş bulunuyoruz."
Suriye ve Yemen'in "paramparça" olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Orta Doğu'da hem de bu kadar büyük bir parçalanmışlığı bulmuşken, Amerika Birleşik Devletleri Filistin'i tamamiyle ortadan kaldırmak için 'yüzyılın projesi' denilen projeyi bölge ülkelerine empoze etmeye çalışıyor. Henüz resmen açıklamadılar ama her zaman yaptıkları gibi önce medyaya sızdırıp, medyadaki yorumlar üzerinden Orta Doğu halklarını bir şekilde alıştırmaya ve Filistin'i Orta Doğu coğrafyasından kazımaya çalışıyorlar. Bunların önümüzdeki günlerde doğuracağı sorunları hep beraber göreceğiz." diye konuştu.
S-400 meselesine de değinen Kurtulmuş, "Türkiye S-400 krizi üzerinden yeni bir tartışmanın içerisinde. Bir taraftan Amerika Birleşik Devletleri bize savunmamız için gerekli olan patriotları vermiyor. Benim ihtiyacım var, 'benden alamazsın' diyor. Ruslardan almaya kalktığın zaman, 'onlardan da alamazsın' diyor. Ve S-400'lere Türkiye'yi bir şekilde hizaya getirebilmek için bir araç olarak kullanmaya gayret ediyor." değerlendirmesini yaptı.
Kurtulmuş, Türkiye'nin sadece 780 bin kilometrekareden ibaret olmadığını, Türkiye'nin dünyanın en büyük medeniyet birikimine sahip, dünya genelinde yüz milyonlarca insanın gönülden bağlı olduğu bir ülke olduğuna dikkati çekti.
- "Türkiye'yi büyük yapmak zorundayız"
Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin eksen kayması iddialarına ilişkin de şunları söyledi:
"Türkiye'nin bir tane ekseni vardır o da Türkiye'nin kendi eksenidir. Onun bunun ekseni değildir. Dolayısıyla biz kendi eksenimizi güçlendirmek, Türkiye olarak yeniden ve büyük bir Türkiye olarak ayakta durmak, bütün zorluklara karşı coğrafyamızda ve küresel olarak ortaya konulan bütün bu oyunlara karşı da son derece uyanık olarak ileri hedeflere yürümek zorundayız. Bunun ilk koşulu da içeride birliğimizi ve dirliğimizi sağlamak. Farklılıklarımızı bir tarafa bırakarak ortak Türkiye paydasında buluşabilmek, büyük Türkiye ideali etrafında buluşabilmek ve Türkiye ittifakı dediğimiz bu büyük ittifak içerisinde hep beraber aynı noktaya doğru yürümektir. Eğer biz güçlü ve büyük bir Türkiye olmayı başarabilirsek dışarıdan esen rüzgarların hiçbir kıymeti harbiyesi olmaz. Ama biz eğer onu bırakıp da bir takım tali hesaplar üzerinden birbirimizle uğraşmayı sürdürürsek o zaman değil dışarıdan esen bir rüzgar, dışarıdan gelecek en ufak bir sesine bile Türkiye'de son derece olumsuz etkileri olacaktır. Bu milletin bu ramazan ayı dolayısıyla, mübarek manevi ortamından da istifade ederek birlik ve dirlik içerisinde Türkiye'yi insanlığın son esenlik adası olarak güçlü bir şekilde koruyabilmek ve ileriye götürebilmek için kenetleneceğine yürekten inanıyorum. Başka yolumuz yoktur, başka Türkiyemiz yoktur, Türkiye'yi büyük yapmak zorundayız."
Kurtulmuş, "Biz kendi gücümüzü ortaya koymak zorundayız. Biz PKK ile mücadelemizde Amerika'dan ve benzerlerinden predator almak için 50 kere kapılarına gittik, her seferinde reddedildi Türkiye." dedi.
Kurtulmuş, sözlerini şöyle tamamladı:
"Şimdi çok şükür kendi insansız hava araçlarımızı yaptık. Türkiye şu anda savunma sanayinde yüzde 65 seviyelerine çıktı. Allah nasip eder, bu istikrarı, bu birlik beraberliği korur, Türkiye'nin ekonomik gelişmesini hızlandırabilirsek, çok değil Türkiye 3-5 sene sonra kendi savunma sistemini kurabilecek bir güce sahip olacaktır. Bunun yeterli teknik altyapısı, yeterli insan gücü ve yeterli teknolojik birikimi Türkiye'de vardır. Yeter ki yolumuza güçlü şekilde devam edelim, ortak hedefler etrafında bütünleşmeyi başarabilelim. Türkiye'den başka bir ülkemiz yok. Türkiye'nin de bizden başka bir halkı yok. Allah muhafaza başımıza gelecek bir kötü senaryoda da gidecek başka hiçbir ülke de yok. Çünkü Türkiye insanlığın esenliğinin son adasıdır, son barış yurdudur. Allah'ın izniyle bunu korumak da bizlerin vazifesidir."
Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, Yıldız Sarayı Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Zeynep Karahan Uslu da selamlama konuşması yaptı.
Başkan Uslu, konuşmaların ardından Kurtulmuş ve Yıldız ile bazı katılımcılara plaket takdim etti.