İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt, İtalyan Dışişleri Bakanı Franco Frattini, İngiltere Dışişleri Baknı William Hague ve Fin meslektaşları Alexander Stubb'ın kaleme aldığı makalede, Türkiye'nin AB'ye sırtını döndüğü iddiaları reddedilirken, Ankara'nın üyeliğinin başta ekonomi olmak üzere birçok alanda birliğin çıkarlarına hizmet edeceği vurgulandı. Yaşanan ekonomik krizin Avrupa'ya yeni bir dinamizmin getirilmesi ihtiyacını ortaya çıkardığını yazan dört bakan, AB reformlarını hayata geçiren Türkiye'nin birliğin büyüme motoru haline geldiğini belirtti.
Avrupalı bakanlar makalede 'eksen kayması' tartışmalarına da değindi. "Asıl sorulması gereken soru Türkiye'nin AB'ye sırtını dönüp dönmemesi değil, AB'nin temel değer ve prensiplerine sırtını çevirip çevirmemesidir." ifadelerini kullanan dörtlü, Türkiye'nin üyeliği konusundaki endişeleri de anlayışla karşıladı. Birliğin yaşlı üyelerinin benzer kuşkuları İngiltere'nin üyelik için başvurduğu zaman da dile getirdiğini hatırlattı.
Avrupa'nın güvenlik ticaret ve enerji konularında ilerlemesine Türkiye'nin 'başka hiçbir ülkenin yapamayacağı bir katkı' sağlayacağını yazan Avrupalı bakanlar, AB Komisyonu'nun son yayımladığı Genişleme Stratejisi raporunda üyelik perspektifinin ülkeler için önemli bir değişim faktörü olduğunun altı çizildi. Türkiye'den sonra üyelik için başvuran birçok ülkenin tam üyelik müzakerelerinde Ankara'nın önüne geçtiğine dikkat çeken dörtlü, İzlanda'nın geçen yıl üyeliğe başvurmasının AB'nin ülkeler için hâlâ çekici bir oluşum olduğunu gösterdini yazdı.
Bakanlar, Türkiye'nin diğer ülkelerden farklı özellikleri olduğu ve kendi kategorisinde değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti. 'Dikkate değer yumuşak gücü ile dünya sahnesinde etkili bir aktör' olarak niteledikleri Türkiye'nin ekonomik olarak bu sene yüzde 5'in üstünde büyüme gerçekleştirmesinin beklendiğini vurguladı. Bunu AB ile karşılaştıran dört bakan, Euro Bölgesinin bu yıl sadece yüzde birlik bir büyüme kaydettiğini hatırlattı. Makalede OECD tahminlerine göre Türkiye'nin 2050'ye kadar Avrupa'nın en büyük ikinci ekonomisi olacağı belirtildi. Türk müteşebbislerin Avrupa'daki yatırımlarının 40 milyar Euro'ya ulaştığı ve 500 bin Avrupalıya istihdam sağlandığı aktarıldı. AB'ye üye olmuş bir Türk ekonomisinin Orta Asya'ya açılmayı amaçlayan Avrupalı yatırımcılar için yeni fırsatlar oluşturacağının da altı çizildi.
Makalenin sonunda, "Biz üye ülkeler, (genişleme) sürecinin bütünlüğünü ve güvenilirliğini korumak için kurulu prensiplerimize ve referanslarımıza sadık kalmalıyız. Önümüzdeki AB Genel İşler Konseyi'nde genişlemeye olan taahhüdümüzü güçlü bir şekilde dile getirmeliyiz." tavsiyesinde bulunuldu.