'Fitnenin En Kötü Olduğu Zamanda Yaşıyoruz'
Beyyine Kur'an Araştırmaları Merkezi Kurucusu Han: 'Bazı insanlar, öldürmeye meraklı. Kendilerini Müslüman ya da Hristiyan olarak adlandırmalarının hiçbir önemi yok. Katil katildir. Bunların en kötüsü bunu yaparken Allah'ın adını kullananlardır. Bu, ümmet için çok kötü bir durum. Biz hangi yüzle 'Müslümanları öldürüyorlar' diyeceğiz. 'Bakın Müslümanlar birbirlerine neler yapıyor.' diyecekler. Bu insanlar nefretten besleniyor' 'Yolu nasıl değiştirebileceğimizi düşünmeliyiz. Bu problemi şimdi düşünmeliyiz. Cihatla alakalı açık bir konuşma yapmalıyız gençlerle. Biz anlatmadığımızda, diğer gruplar bunu yanlış şekilde anlatıyorlar' 'Hazreti Peygamber, Yahudi bir kızın cenazesi önünden geçerken ayağa kalkmıştır. Adem'in bütün çocuklarına saygı duymalıyız. Yani görüşümüz, dinimiz var ama aynı zamanda insanlığı yüceltiyoruz. Çocuklarımızı terbiye etme şeklimiz bu olmalı. İslam'ın onurunu nasıl korumaları gerektiğini öğretmemiz gerekiyor'
AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, modern çağda Müslümanların sorunlarına değinen Han, bazı insanların içinde 'nefret', 'mezhepçilik' ve 'görüş ayrılıkları' olduğunu anlattı.
Han, insanlığın bakış açısının agresif olmadığını ifade ederek, 'Bu konuda ciddi ve akademik tartışmalara ihtiyaç var. Kur'an'ı yaşamak zor değil. Öncelikle Kur'an'ın bizden neler istediğine bakmamız lazım. Bizden melek olmamızı istemiyor. Kur'an pragmatik ve gerçekçidir. Birçok konuda Allah'ın bizden istediği şeylerin altını çizdiğine ve bunların çok fazla olmadığına yeterince itibar etmiyoruz. İnsanlar hakkında muhakeme yaparken, adil olmak gibi...' diye konuştu.
Kur'an-ı Kerim'in çocuklara Müslüman olmayanlar hakkında neler öğrettiğinin de önemli olduğunu belirten Han, şunları söyledi:
'Yahudi, Hristiyan, Budist, Hindu komşulara nasıl muamele edileceği gibi... Çocuklarımız global bir dünyada yetişecek. Etrafında Müslüman olan fakat İslam'ı yaşamayanlar olacak. Sonra üniversitede ateist insanlarla karşılaşacaklar. Etraflarındaki insanlarla nasıl geçinecekleri konusunda dinimizin onları aydınlatması, güçlü bir etkendir. Hazreti Peygamber, Yahudi bir kızın cenazesi önünden geçerken ayağa kalkmıştır. Adem'in bütün çocuklarına saygı duymalıyız. Yani görüşümüz, dinimiz var ama aynı zamanda insanlığı yüceltiyoruz. Çocuklarımızı terbiye etme şeklimiz bu olmalı. İslam'ın onurunu nasıl korumaları gerektiğini öğretmemiz gerekiyor.'
Han, bir Müslümanın konsantrasyonunun her zaman pozitif olmasının önemine işaret ederek, şu tavsiyelerde bulundu:
'Müslümanlar Allah'a şükreder halde olmalı. İkinci tavsiyem yakın ilişkiler konusunda olacak. Allah bizi bugün yanına alırsa 'Aileme iyi baktım, çocuklarıma iyi davrandım.' diyebilmeliyiz. Bunları düzeltirseniz rahat edersiniz. İslam bilgi okyanusu gibidir. Yakın akrabalarına iyi olmadığında, bir problem vardır. Son tavsiyem ise Allah'a yakın olmak için bir yolculuğa çıkın. Bundan kastım, saatlerce ilim öğrenmek değil. Gününüzün bir parçası olarak düşünün. Allah ve Peygamberimiz hakkında yeni şeyler öğrenin. Bunun size nasıl etki ettiğini düşünün.'
- 'İslamofobi hususunda kanaat önderleri ve dini liderler söylemlerine dikkat etmeli'
Beyyine Kuran Araştırmaları Merkezi Kurucusu Han, yükselen İslamofobi hususunda kanaat önderleri ve dini liderlerin söylemlerine dikkat etmesi gerektiğinin altını çizerek, bu tür söylemlerin doğrudan olmasa da insanların bilinçaltına etki ettiğini belirtti.
Silah alanlar kadar bu yapıyı oluşturanların da suçlu olduğunu dile getiren Han, insanların bilinç altındaki şiddeti açığa çıkaranların da en az silah kullananlar kadar sorumlu olduğunu ifade etti.
- 'Dünyanın beşte biriyiz, medyadan güçlüyüz'
Han, ABD'nin Cumhuriyetçi Başkan Adayı Donald Trump'ın İslam'a ilişkin söylemlerine dair şu görüşleri paylaştı:
'Çözüm, Trump'ı kötülemek değil. Sabahtan akşama kadar onu suçlayabiliriz ama bunların sonuç vermeyeceğini göreceğiz. Belki de onu daha da teşvik edecek, bu söylemler için. Bizim beraber çalışmamız ve iş birliği yapmamız lazım. Amerika'daki Müslüman toplumlar, bunu çok iyi yapıyor. Oradaki Müslümanlar, kiliseyle ilişki halindeler. Resmi alanlarla ilişkileri iyi. Hristiyan ve Yahudilerin, rahatlıkla mescidin içine girerek soru sorabilecekleri ortamı oluşturmamız lazım. Buna geri dönebilmemiz gerekiyor. Dünyanın beşte biriyiz ve medyadan daha güçlüyüz.'
- 'Fitnenin en kötü olduğu zamanda yaşıyoruz'
Han, Bodrum sahillerine vuran cansız bedeniyle mülteci sorununun simgesi haline gelen Suriyeli Minik Aylan Kurdi ile Halep'te bina yıkıntılarının altından kurtarılan Ümran Daknes'in fotoğraflarının kendisine gösterilmesi üzerine, şunları söyledi:
'Fitnenin en kötü olduğu zamanda yaşıyoruz. Bazı insanlar, öldürmeye meraklı. Kendilerini Müslüman ya da Hristiyan olarak adlandırmalarının hiçbir önemi yok. Katil katildir. Bunların en kötüsü bunu yaparken Allah'ın adını kullananlardır. Bunlar, şeytanın istediği şeyler yapıyorlar. Bu ümmet için çok kötü bir durum. Biz hangi yüzle 'Müslümanları öldürüyorlar' diyeceğiz. 'Bakın Müslümanlar birbirlerine neler yapıyor.' diyecekler. Bu insanlar nefretten besleniyor. Bundan kurtulmanın iki yolu var. Gençleri hedef alıyorlar ve beyinlerini yıkıyorlar. İkincisi ise bu çılgınlığa müşteri olacak potansiyel milyonlarca kişinin varlığıdır. Yolu nasıl değiştirebileceğimizi düşünmeliyiz. Bu problemi şimdi düşünmeliyiz. Bunlar utanç verici şeyler. Cihatla alakalı açık bir konuşma yapmalıyız gençlerle. Biz anlatmadığımızda, diğer gruplar bunu yanlış şekilde anlatıyorlar.'