''futbolda Şike'' İddianamesi (5)

Şike faaliyetlerinin yürütülmesinde para dağıtımının Yıldırım`ıntalimatıyla Fenerbahçe Kulübü Mali İşler Müdürü Tamer Yelkovanaracılığıyla sağlandığı, İlhan Ekşioğlu ve Şekip Mosturoğlu`naşike parasının Yelkovan tarafından aktarıldığı iddia edildiİSTANBUL - 09.

12.2011 - Futbolda şike iddialarına ilişkin hazırlanan iddianamede, şüpheli Aziz Yıldırım`ın Olgun Peker ile irtibat halinde olmasına rağmen suç örgütü bünyesinde yer almadığı, etrafına topladığı şahıslarla birlikte kendi liderliğinde farklı bir yapılanma içerisine girdiği belirtildi.

İddianamede, Aziz Yıldırım`ın, İlhan Ekşioğlu ve Şekip Mosturoğlu`na, hedef müsabakanın istenildiği şekilde sonuçlanması için faaliyetlere başlamaları talimatını verdiği, Ekşioğlu ve Mosturoğlu`nun, önce kulüpte yönetici ve sorumlu düzeyde görevleri olan Serkan Acar, Alaeddin Yıldırım ve Cemil Turan`la görüşerek yapılacak faaliyetleri belirledikleri anlatıldı.

Ardından, örgüt üyeleri Ali Kıratlı, Yusuf Turanlı, Ahmet Çelebi, Abdullah Başak, Yavuz Ağırgöl, Mehmet Yenice, Doğan Ercan, Mehmet Şen, Hasan Çetinkaya ve Sami Dinç`le irtibata geçildiği kaydedilen iddianamede, bu kişilerin de futbol dünyasındaki geçmişlerinden gelen tecrübe ve elde edilen çevreye dayanarak hedef müsabakanın yapılacağı takıma göre menajer, futbolcu, kulüp yetkilisi veya teknik sorumlularla irtibata geçip şike ve teşvik konusunda görüşmeler yaptıkları ifade edildi.

İddianamede, şike faaliyetlerinin yürütülmesinde para dağıtımının Aziz Yıldırım`ın talimatıyla Fenerbahçe Kulübü Mali İşler Müdürü Tamer Yelkovan aracılığıyla sağlandığı, İlhan Ekşioğlu ve Şekip Mosturoğlu`na şike parasının Yelkovan tarafından aktarıldığı, ancak para ödemesi konusunda şahısların Yıldırım`ın talimatı olmadan kesinlikle hareket etmedikleri aktarıldı.

-Aziz Yıldırım`ı ``bir numara`` şeklinde şifreliyorlar-Tamer Yelkovan`ın, diğer şüphelilere attığı mesajda şifreli kelimeler kullandığı belirtilen iddianamede, Yelkovan`ın İlhan Ekşioğlu`na gönderdiği mesajda, ``100 ayarlayabildim inşaatlar için`` yazdığı, ``inşaat`` kelimesinin örgüt üyeleri arasında şike yapılan maç anlamında şifre olarak kullanıldığı kaydedildi.

Örgüt üyelerinin, polis çalışmasına karşı son derece duyarlı hareket ettikleri ve kendi aralarında şifreli konuştukları anlatılan iddianamede, Aziz Yıldırım`ı ``bir numara`` ve ``şirket ceosu``, futbolcuyu ``inşaat işçisi``, ``mağdur``, ``müvekkil``, Ali Kıratlı`yı ``rüzgar``, ``şekerli``, hakemi ``hakim``, parayı ``gram``, şike parası almayı ``kahve içme``, futbol maçını ``tarla``, ``taş ocağı``, ``inşaat``, ``mahkeme``, ``proje``, ``dava`` gibi kelimelerle şifreledikleri, cep telefonları yerine sabit hat üzerinden görüştükleri, teknik takip imkanı bulunmadığı düşüncesiyle daha çok Blackberry telefonlarla mesajlaştıkları ifade edildi.

Aziz Yıldırım`ın görüşmelerini daha çok yüz yüze yaptığı, şike teklifi yapılırken futbolcuya ulaşmadan önce silsile halinde aracı kullanıldığı, bu şekilde şike zincirinin çözülmesinin önüne geçilmesinin hedeflendiği anlatıldı.

-Kulüp kasasından 2 milyon 216 bin lira ödeme-İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığınca hazırlanan araştırma raporuna da yer verilen iddianamede, raporda 28 Şubat-11 Mayıs 2011 tarihleri arasında şüpheli İlhan Yüksel Ekşioğlu`na kulüp kasasından 2 milyon 216 bin 810 lira ödeme yapıldığı belirtildi.

Ödemelerin gerekçesinde, Ekşioğlu ile kulüp arasında borç-alacak ilişkisi kurulduğu, kendi parasını kulübe verip tekrar geri alma şeklinde para giriş çıkışı yapıldığı, kulüp kasasından Ekşioğlu`na yapılan ödemelerin detay bilgisinin kulüp muhasebesinde yer almadığı kaydedildi.

İddianamede, örgütün şike ve teşvik faaliyetlerinde genellikle para ödemesi yaptığı, nadiren ise Fenerbahçe takımına transfer edilme vaadinde bulunulduğu ifade edildi.

Bu vaatten sonra anlaşma sağlanamasa dahi futbolculara, büyük takımda oynama, elde ettiği gelirin çok daha fazlasını kazanma, tanınma, şöhret ve çevre edinme imkanı sunularak kafalarının karıştırıldığı öne sürülen iddianamede, bu yolla şike yapılan müsabakada futbolcunun kötü oynamasının, teşvik primi verilen maçta ise iyi oynamasının hedeflendiği kaydedildi.

-Kaleci veya forvet pozisyonundaki oyuncular seçiliyor-Şike ve teşvik konusunda genellikle kaleci ve forvet pozisyonunda oynayan futbolcuların seçildiği, kimi zaman ise teknik direktör ve kulüp yöneticileriyle bağlantı sağlandığı ifade edilen iddianamede, rakip takım futbolcularından Sercan Yıldırım, Gökçek Vederson, İbrahim Akın, Ümit Karan, Sezer Öztürk, Korcan Çelikay, Mehmet Yıldız, Serdar Kulbilge, İskender Alın, Mahmut Boz, Murat Şahin ve Emmanuel Emenike gibi futbolcuların örgütle anlaşarak şike-teşvik primi faaliyetlerine girdikleri öne sürüldü.

TCK`nın 220. maddesine uygun şekilde teşkil edilen örgütün esas itibariyle şike-teşvik eylemlerinde bulunmak amacıyla kurulduğu, bu yolla haksız ekonomik çıkar sağlamayı amaçlayan suç örgütünün cebir-tehdit uygulayan silahlı bir örgüt olmadığı anlatılan iddianamede, ancak suç örgütü içerisinde yer alan bazı şüphelilerin suç geçmişleri, Peker grubuyla uzun geçmişe dayanan ve süregelen irtibatları bulunduğu, örgüt lideri Aziz Yıldırım`ın, bu bağlantılar sayesinde Sedat Peker isminin futbol camiası içerisindeki korkutucu gücünü, şike faaliyeti yürütülen şahıslar üzerinde bir baskı aracı olarak kullandığı belirtildi.

1991-1992 sezonunda Fenerbahçe Spor Kulübünde futbol şube sorumlusu olarak görev yapan ve 1998`den itibaren kulübün başkanlığını yürüten Aziz Yıldırım`ın, şüpheli Olgun Peker liderliğindeki suç örgütüyle ilişkili olduğu, kendisiyle birlikte hareket eden şüpheliler Mecnun Odyakmaz, Bülent Uygun, Bülent İbrahim İşcen, Ali Kıratlı, Yusuf Turanlı, Abdullah Başak ve İlhan Yüksel Ekşioğlu`nun da Peker grubu ile irtibatlı oldukları anlatıldı.

İddianamede, şüpheli Yıldırım`ın Olgun Peker ile irtibat halinde olmasına rağmen suç örgütü bünyesinde yer almadığı, etrafına topladığı şahıslarla birlikte, kendi liderliğinde farklı bir yapılanma içerisine girdiği kaydedildi.

İddianamede, ``Yapılanmada, Fenerbahçeli yöneticiler İlhan Yüksel Ekşioğlu ve Şekip Mosturoğlu ile Alaeddin Yıldırım`ın etkin konumda oldukları, birlikte, Fenerbahçe takımının oynayacağı veya Fenerbahçe takımının ligdeki sıralamasını etkileyebilecek müsabakalarla ilgili şike ve teşvik faaliyetleri yürüttükleri anlaşılıyor. Şahıslar arasındaki ilişkinin kulüp başkanı-yönetici ilişkisinden çok, şüpheli Aziz Yıldırım`ın legal-illegal her türlü talimatını yerine getirmeleri nedeniyle suç örgütü lideri ve elemanı arasındaki ilişki şeklinde olduğu, şüphelilerin, futbol kulüplerinin yönetici profiliyle tezat oluşturacak biçimde Aziz Yıldırım`dan aşırı şekilde çekindikleri ve korktukları, talimatlarını harfiyen yerine getirdikleri, saygı ilişkisinden öte ast-üst hiyerarşisi içerisinde oldukları anlaşılmıştır`` değerlendirmesine yer verildi.

Örgütte cezalandırma ve mükafatlandırma stratejisinin titizlikle uygulandığı ifade edilen iddianamede, örgüt içerisinde bir yaptırım mekanizması bulunduğu, şüpheli Yıldırım`ın örgüt üyelerini azarladığı, şike faaliyetlerinde başarısız olan örgüt üyelerinin örgütten dışlandığı anlatıldı.

İddianamede, Aziz Yıldırım`ın, İlhan Ekşioğlu ve Şekip Mosturoğlu aracılığıyla şike faaliyetlerinde bulunmanın yanı sıra, kimi zaman direkt Sedat Peker grubu ile bağlantılı olan ve devamlı yanında bulunan örgüt üyesi Bülent İbrahim İşcen aracılığıyla de şike ve teşvik faaliyetleri yürüttüğü, ayrıca bu şahsı yanında korkutucu bir güç olarak bulundurduğu kaydedildi.

-2010-2011 sezonu-Aziz Yıldırım`da 2010-2011 sezonu başında mutlak şampiyonluk beklentisi oluştuğu, Trabzonspor`la olan puan farkının ise şampiyonluk ihtimalini azalttığı, bunun da camia içerisinde sezon sonu yönetimin değişebileceği söylentilerine yol açtığı aktarılan iddianamede, şüpheli Yıldırım ve ekibinin ise yönetimi bırakmak istemedikleri, kulüp içerisindeki gücünün devam etmesi gerektiğine inanan Yıldırım`ın, bu nedenle sezonun ikinci yarısı başladığında puan kaybına tahammülü olmadığı belirtildi.

Sezon sonuna kadar futbol takımının puan kaybetmemesinin tek başına yeterli olmadığı, rakibi durumundaki Trabzonspor`un da puan kaybetmesinin gerektiği, şampiyonluğun sadece sportif faaliyetlerle elde edilemeyeceğini düşünen Yıldırım`ın, bu nedenle yönetimde yer alan bazı şahıslar ve geçmişte Sedat Peker grubu ile irtibatlı olan bazı kişilerle birlikte ayrı bir oluşuma gittiği öne sürülen iddianamede, yönetimde görev yapan diğer üyelerin bilgi ve rızaları dışında oluşan bu yapılanmanın kendi içerisinde ayrı toplantılar tertiplediği dile getirildi.

(Sürecek)(ENC-İKE-TUR-ZG)
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile