Galatasaray dördüncü vitese Baros'la çıktı
Galatasaray art arda 4. galibiyetini İstanbul Büyükşehir Belediye karşısında Baros'un ilk yarıdaki sıcak üçlemesiyle aldı. Konuk takımın golü Gökhan'dan geldi
BAĞIŞ ERTEN
Herkes bilir taşınmak zor iştir. Sadece eski evinizi değil duygularınızı da geride bırakırsınız. O yüzden giderken mutlaka eskiyi hatırlatan bir şeyler alır insan yanına. Türk Telekom Arena 'eli kulağında' kıvamına gelmeye başladıkça Ali Sami Yen'de de bu hissiyat giderek yaygınlaşıyor. Alpaslan Dikmen'i anarken durum farklı değildi. Bir tribüne onun adını vermek ne güzel öneri değil mi? Sponsorlar stadın ismini alsın ama hiç değilse tribünler taraftara kalsın.
İBB'nin ligimiz için şöyle bir fonksiyonu yok mu? Takım bütünlüğü, uyum, dirençölçer gibi bir işlev görüyorlar. Özellikle de büyükler için. Eğer onları iyi oynayıp yenerseniz güveniniz tamamına eriyor. Zorlanır ya da yenilirseniz tekrar MR çektirmek gerekiyor. Dün Galatasaray da üç maçtır süren tek atımlık menzilinin uzaklığını anlamak için çıktı sahaya. Doğrusu tedaviden pek memnun kaldı. Artık iyi futbol da skorlara eşlik etmeye başlamıştı belli ki.
Daha ilk dakikadan rakip kaleye çullandı ev sahibi. 3'te Misimoviç'in ince ara pasıyla Baros Hasagiç'i karşısında buldu ama kaleyi tutturamadı. 5'te bu sefer daha iyi bir kombin çıkardı Galatsaray. Ayhan'ın nefis ortasına Çek forvet bu sefer sağlam kafa vurdu: 1-0. Gol hem moral hem de tempo getirdi. Yüklenmeye devam dedi Sarı-Kırmızılılar. 13'te dediklerini bir kez daha yaptılar. İlk golde de adamını kaçıran Rızvan bu sefer elle oynamadan ziyade 'steps' sayılabilecek bir hamleyle penaltı yaptırdı. Baros bu tip hatalara af çıkaracak bir yapıda değildi: 2-0. Baros 90'ların Milan'ı gibi durmak bilmiyordu. 21'de bir de degaj kontrası buldu. O gol olmadı ama Sarı-Kırmızılı forvet devreyi bir resitale çevirmeye niyetinden taviz vermedi. 41'de Aydın'dan aldığı pasa yattığı yerden çıkardığı dömivole nefisti: 3-0. Artık hem o, hem de arkadaşları devre arasında ayaklarını uzatıp dinlenebilirlerdi.
Bu skordan sonra ikinci yarıyı seyredilir kılacak ne olabilirdi, doğrusu hepimiz merak ediyorduk. Maça hareket getirmek için mi olduğundan şüphelendiğimiz iki Sarı-Kırmızı defans hatasıyla açıldı devre. Önce Cana ikram etti, sonra Ufuk. Ama İBB bir türlü oralı olamadı. Skor 60'a dek değişmeyince Rijkaard haklı olarak deneysel hamlelere geçti ve takımı sağlamlaştırmak için Cana-Aydın'ı çıkarıp Kewell-Sarp'ı oyuna aldı. Ama bu girişim ters tepti ve 66'da bir duran topta Tum kafayı uzatıverdi: 3-1. Bu gol hem tribündekilerin hem de sahadakilerin asabını bozdu. Bir de hafif sekmeye başlayan Baros çıkınca Sami Yen mutedil dalgadan kaba dalgaya geçti. Ama sadece kısa bir süre. 84'teki Büyükşehir serbest vuruşu dışında denge tekrar sağlandı ve Galatasaray'ın kontrölündeki maç rölantide bitti. Artık Florya'da yüzler gülmeye başlamıştı sanki.
NOT: Türkçe'nin bir önceki haliyle bugünkü 'metruk ahvali' arasındaki en kıymetli köprülerden biri olan Kâmûs-u Türkî'nin yazarı, Ali Sami Yen Beyefendi'nin babası Şemsettin Sami'yi anan bir TDK pankartıyla çıktı Galatasaray sahaya. Keşke fazla kelime israf etmeden yazarlık yapanlar için de bir anlamı olsa bu pankartın.
MAÇTAN NOTLAR
* Galatasaray taraftarları, Ultraslan taraftar grubunun genel koordinatörü Alpaslan Dikmen’i, ölümünün ikinci yıldönümü yaklaşırken Ali Sami Yen Stadı’nda andı. Taraftarlar, 27 Eylül 2008 tarihinde geçirdiği trafik kazasında yaşama veda eden Alpaslan Dikmen için tezahüratlar yaparlarken, özellikle eski açık tribün olmak üzere, tribünleri de pankartlarla donattı. Ayrıca Sarı-kırmızı taraftarlar, açtıkları bir pankartta, Alpaslan Dikmen adına bir tribün istediklerini duyurdular. Stat hoparlörlerinden de Alpaslan Dikmen’in anısına, Barış Manço’nun 'Unutamadım seni' adlı parçası çalındı. Bu arada Çek yıldızın attığı her gol sonrasında Dikmen'in adı golü atan futbolcu olarak anons edildi.
* İstanbul Büyükşehir Belediyespor ağlarına üç gol bırakan Milan Baros, bu sezon Sarı-Kırmızılıların birden fazla gol atan ilk futbolcusu olurken, 11 Nisan 2009 yılında Diyarbakırspor karşısında yaptığı hat-trick'ten sonra ilk defa bu sevinci yaşadı.
* Galatasaray Teknik Direktörü Frank Rijkaard, rakibi karşısında Harry Kewell ile Mustafa Sarp’ı yedekler arasında soyundururken, yerlerine Aydın Yılmaz ve Lorik Cana’yı sahaya sürdü. Aydın böylece bu sezon ilk kez bir lig maçına ilk 11'de başladı. Mustafa Sarp ise bu sezon ilk defa kulübe yüzü gördü.
* Galatasaray'ın 'mutsuz' Brezilyalı yıldızı Elano, maç öncesi ısınmaya gecikmeli olarak çıktı.
* Spor Toto Süper Lig’de sezona kötü başlamasına karşın son üç maçını kazanmayı başaran Galatasaray'da, Sarı-Kırmızılı taraftarlar İstanbul BB maçında tribünleri doldurdu. Maçın başlamasına saniyeler kala taraftarların takımı tribünlere çağırması ise sonuçsuz kaldı ve oyuncular tribüne gitmek yerine alkışla karşılık vermekle yetindi.
* Galatasaray Futbol Takımı maç öncesi sahaya, Dil Bayramı Haftası etkinlikleri çerçevesinde, 'Ali Sami Yen’in ve sözlükçülüğümüzün babası Şemsettin Sami’yi saygıyla anıyoruz - Türk Dil Kurumu' yazılı bir pankartla çıktı. Fakat tribünlerde yazım hatası vardı. 'Yıllar geçsede üstünden bu kalp seni unutur mu Alpaslan Dikmen' şeklindeki pankartta, 'dahi' anlamındaki 'de'nin bitişik yazılmıştı.
* İstanbul Büyükşehir Belediyespor Teknik Direktörü olarak Galatasaray'a karşı yedinci maçına çıkan Abdullah Avcı, bir kez daha Sarı-Kırmızılılara yenilmekten kurtulamadı. Geride kalan yedi maçta Aslan sahadan beş defa 3 puanla ayrılırken, iki maç da beraberlikle sonuçlandı.