Galatasaraylı futbolcular Anıl Dilaver, Ahmet Kesim, Cumhur Yılmaztürk, Eray İşcan, Musa Çağıran ve Çetin Güngör ortak düzenledikleri basın toplantısında, tecrübeli oyuncuların ve başta da kaptan Arda Turan ile Ayhan Akman'ın kendilerine çok iyi davrandığını söylediler.
Ardından GSTV'nin Kamp Günlüğü'ne katılan genç oyuncular iddialı açıklamalarda bulundular. Galatasaray'ın genç futbolcuları Emre Çolak, Çetin Güngör ve Cumhur Yılmaztürk'ün Galatasaray Televizyonu'nda yayınlanan Kamp Günlüğü programına yaptıkları açıklamalar ise şöyle;
Yaşlarınız kaç ve kaç senedir Galatasaray için futbol oynuyorsunuz?
Çetin: 20 yaşındayım, 1990 doğumluyum. Yaklaşık 6 yıldır Galatasaray Kulübü'ndeyim.
Cumhur: Ben de 20 yaşındayım, 10 yıldır Galatasaray'a hizmet etmekteyim.
Emre: Ben 19 yaşındayım ve 7 yıldır Galatasaray Kulübü'nde top koşturuyorum.
Yaşlarınız 20 ve 19. Bir yandan futbola Galatasaray'da devam ediyorsunuz, eğitim durumunuz nasıl? Türkiye'de eğitim durumu da biraz karışık. Sizin yaşınızdaki gençler bazen seçim yapmak zorunda kalıyorlar. Siz neler söyleyeceksiniz bu durumla ilgili?
Emre: Ben bu yıl sınava girdim. Spor Akademisi'ni kazanmak istiyorum. Çoğu ağabeylerimizin yaptığı gibi haftada iki-üç kez gidip derslere giriyoruz, sınavlara giriyoruz. Futbolumuzu çoğu zaman etkilemiyor, çünkü üniversitenin futbol yaşantımızdan haberi olduğu için bu konuda bizlere tölerans sağlanıyor, sıkıntı yaşamıyoruz.
Cumhur: Ben de geçen yıl açıköğretim için başvuru yaptım ama sınav tarihleri maç gününe denk geldiği için sınava katılamadım. Birkaç yıl için bu hedeflerimi erteledim diyebilirim.
Aslında diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde spor liseleri olsa sizin için daha rahat olmaz mı? Siz zaten mesleğinizi spor alanında seçmişsiniz. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Emre: Evet, çok haklısınız bu konuda. Bizlere izin veriliyor diyoruz ama Sinan Osmanoğlu üniversiteden izin alamadığı için bu kampa katılamadı. Üniversite olarak Avrupa Şampiyonası'na katılacaklar, kamp için ona izin vermediler. Hatta neredeyse bursunu keseceklerdi. Bazen de işte böyle sıkıntılar yaşanabiliyor.
Cumhur: Birçok insan futbolla üniversitenin birlikte çok rahat devam edebileceğinden bahsediyor ama birçok sorunla karşılaşıyoruz. Emre'nin de dediği gibi Sinan örneği var önümüzde. O bizle gelmeyi çok istiyordu ama okul bu noktada ona engel oldu. Umuyorum ki bu konularda bizlere biraz daha esneklik sağlarlar.
Emre: Üniversiteler bizlere girişte futbolcu olduğumuz için kolaylık sağlıyorlar ama ''Üniversite takımında oynayacaksınız'' diye şart koşuyorlar. Bazen kamp ve maç tarihlerinin çakışması durumunda da okul önceliğini kendine tanıyor ve bize izin vermiyor.
Ülkemizde o spor liseleri olsa daha rahat edersiniz herhalde. Çünkü zaten belli bir spor kültürünüz var, ileride bu konuda daha bilgili olup A takım forması da giyeceksiniz.
Çetin: Sadece üniversite okumakla kalmaz, bizim de futbolumuza olumlu katkılar sağlar. Hem futbolumuzu hem de kişilik olarak olgunlaşmamızda faydalı olur.
Futbola yeni başlarken mevki seçiminde zorlanmalar olabiliyor. Bunun yanı sıra bazen değişiklikler de olabiliyor. Sizlerin mevki seçiminiz nasıl oldu?
Çetin: Ben Beşyüzevler'de oynarken, yani Galatasaray'a gelmeden önce forvet arkası sonra sağ açık oynadım. Galatasaray altyapısına geldiğimde sol bek ve sağ bek oynamaya başladım. Böyle devam ediyor.
Bu değişiklik sana olumlu anlamda birşeyler katıyor mu?
Çetin: Ben küçük yaşlarda ileri uçta oynadığım için karşımdaki rakibin neler yapabileceğini kestirebiliyorum. Bu anlamda olumlu yanları da var elbette.
Cumhur: Eski kulübümde farklı pozisyonlarda oynadım. Galatasaray'a geldiğimde önlibero olarak, savunmaya dönük bir pozisyonda görev almaya başladım. Uzun yıllar bir bölgede oynadığınız için artık kendinize "Ben o bölgenin oyuncusuyum" diyorsunuz. Ben de böyle düşünüyorum, ben oranın oyuncusuyum.
Seninde bölgen aslında en zor mevki değil mi?
Cumhur: Doğru diyorsunuz ama ben yapım gereği zor işleri seven bir insanım. Başardığınız zaman en iyisini başarmalısınız diye düşünüyorum. Ben konumumdan memnunum.
Emre: Benim de fazla değişmedi. Sol açık, forvet arkası gibi yerlerde oynadım.
Avrupa liglerini takip ediyor musun peki? Frikik atmakta kimi örnek alıyorsun?
Emre: Bu konuda ben Xavi'yi örnek alıyorum. Onun gibi atamasam da onun yaptıklarının benzelerini başarmak benim hedefim. En çok İspanya Ligi'ni takip ediyorum.
Cumhur: Ben de tabi ki İspanya ve Barcelona'dan önemli isimleri örnek alıyorum. Xavi ve Xabi Alonso gibi oyuncular benim mevkime yakın oldukları için onları takip ediyorum. Onları izlemenin bana fayda sağladığını düşünüyorum.
Çetin: Ben de İspanya'dan Sergio Ramos'u yakından takip ediyorum.
Emre: Ben küçük yaşlardayken Barcelona'da Rivaldo vardı ve tabii ki Galatasaray'da Hagi... Bu isimleri örnek alıyordum kendime.
Sizin yaşınızdaki oyuncular başarılı olup A takıma yükselmek istiyorlar. Siz de bu vesileyle Hollanda kampındasınız. Çalışmalarınız nasıl gidiyor?
Emre: Benim için inanılmaz iyi geçiyor. Hazırlık maçlarında da yer alıyoruz. Biz zaten ağabeylerimizden 2 kat daha fazla enerji sarf ediyoruz. Çünkü bizim kendimizi kanıtlamaya ihtiyacımız var. Ben bunu çok rahat bir biçimde arkadaşlarımda da gözlemleyebiliyorum. Böyle devam ederse umarım A takımda kalırız.
Sen yaşına oranla maçta daha rahatsın. İstediğin şeyleri çok rahat yapabiliyorsun...
Emre: Benim kendime güvenim var ve bunun bana hissettirdikleriyle istediğim şeyleri yapabiliyorum. Bu özgüven de A takımla birlikte çalışmalar yapmaktan ve milli takım forması giymekten geçiyor. Ağabeylerim bana bu rahatlığı veriyor, ben de maçlarda istediğim şeyleri yapabiliyorum.
Cumhur: Kamp bizim için son derece güzel geçiyor. Ben buranın ne kadar ulaşılmaz bir yer olduğunun farkındayım. Bu doğrultuda çalışmalarım gerçekleşiyor. Benim vicdanım rahat, antrenman bittiği zaman o antrenmanın iyi geçtiğini hissediyorum.
Çetin: Benim için geçen yıl bir yönden çok iyi geçti ama devamı gelmedi. Nazar diyorum ben, kısmet değilmiş. Ama bu yıl herşey daha farklı olacak. Burada da hazırlık maçlarında A2'de sergilediğim performansın daha fazlasını göstermeye gayret ediyorum.
Sizin yaşınızdakiler bazen gerekli sıçramaları yapamıyorlar. Siz bunun muhasebesini yapıyor musunuz?
Emre: Tabii ki buna göre çalışıyoruz. Bizim kadar şanslı olmayan arkadaşlarımız var elbette. Paf takımda bile bizden daha yetenekli arkadaşlarımız var ama dediğin gibi bazen bu şansı bulamayıp, bulduğunda da değerlendiremeyebiliyorsun. O gün iyi gününde olamıyorsun. Haftada bir A takımla Paf takım maç yapıyor. O maçta istenilen performansı sergileyemeyebiliyorsun. Her fırsatı iyi değerlendirmeye çalışıyoruz.
Cumhur: Buranın ne kadar kıymetli bir yer olduğunun hepimiz farkındayız. Ben şahsen diğer arkadaşlarıma da bunun önemini anlatıyorum. Tabii bunun muhasebesini yapıyoruz. Burada en büyük hedefimiz kalıcı olarak Galatasaray'a hizmet etmek. Herkese nasip olmaz burada kalıcı olmak. Bizim en büyük avantajımızsa buradaki ağabeylerimizin bizlere çok yardımcı olması. Biz de onların direktiflerini elimizden geldiğince uygulayarak Galatasaray camiasına hizmet etmeye devam etmek istiyoruz.
A takımdan ağabeylerinizle ilişkileriniz nasıl?
Çetin: Zamanında Mehmet Güz dönemleri vardı. Onlar A takımda dönem dönem çıktıkları zaman bizim kadar rahat değillerdi. Kendi açımdan söyleyeyim, ben Servet ağabeyimle şakalaşabiliyorum. Benim için çok güzel bir duygu, çünkü bize o hissi veriyorlar, çok iyi davranıyorlar. Akşam 10'da 11'de oturduğumuz da oluyor. Takımın en büyüğü Ayhan Ağabey, onunla bile şakalaşabiliyoruz.
Arda Turan size kaptanınız olarak nasıl yardımcı oluyor?
Emre: Eğer ben geçen sene 7-8 maç oynadıysam, eğer Türkiye beni yavaş yavaş tanıdıysa, bu Galatasaray'da oynayan ağabeylerim sayesinde oluyor. Çetin'in de dediği gibi A takıma yükselip, geri döndükleri zaman bize anlatıyolardı. Arda Ağabey, Servet Ağabey olsun bize inanılmaz şekilde yardım ediyorlar, sanki onlarla yaşıtmışız gibi davranıyolar. Onun rahatlığını veriyorlar, kız arkadaşlarımızı bile bizimle konuşabiliyorlar. O kadar rahatız, biz o yüzden kendimizi gösteriyoruz. Bana özgüvenin çok yüksek dediklerinde onların sayesinde olduğunu söylüyorum. Onlar bize bu rahatlığı vermeseydiler, Diyarbakırspor maçında 30 metreden o golü atamazdım.
Cumhur bu konuyla ilgili eklemek istediğin birşey var mı?
Cumhur: Yok, zaten Emre gereken şeyleri söyledi. Aramızda ayrım yapılmıyor.
Emre: Arda Ağabey'le, ben arası en iyi olan kişi olarak görünüyorum ama Arda Ağabey herkese aynı şekilde davranıyor. Ben sadece biraz daha ön plana geldim.
Gelecekle ilgili planlar yapıyor musunuz? 5 yıl sonra neredesiniz, bir plan yaptınız mı? Galatasaray büyük hedef olacaktır kuşkusuz, ama başka hedeflerin var mı?
Çetin: Şimdilik tek düşüncem Galatasaray'da kalmak. Galatasaray'da kalmayı başarabilirsem ondan sonra düşünmek istiyorum.
Mesela milli takıma girmek mi hedefiniz? Büyük yola girebilmek için hayal kurmak gerekiyor.
Çetin: Kim istemez ki İspanya'da, İngiltere Premier Ligi'nde oynamayı... Ama ben öncelikli hedefime adapte olmaya çalışıyorum.
Cumhur: Ben de Çetin'e katılıyorum, ilk önceki hedefimiz Galatasaray takımında futbolcu olmak, bu şansı milyonlarca insan yakalayamıyor. Önünüzdeki hedefe yoğunlaştığınız için bir sonraki hedefleri erteleyebiliyorsunuz. Basamakları yavaş yavaş çıktıkça hedefler büyüyor. Öncelikli hedefim burada kalıcı olmak ama tabii ki hayallerim bununla sınırlı değil.
Emre: Benim bu konuda uzun vadeli bir düşüncem olmadı, gençliğimin, çocukluğumun hedefine zaten ulaştım. Galatasaray A Takımı'ndayım, sürekli ilk 11'de oynamak istiyorum. Kısa vadeli hedefler bunlar, hepsine ulaştıktan yeni hedefler koyacağım. A Takım'da kalıcı olduktan sonra A Milli Takım'a gitmeyi koyacağım. Milli takımda başarıyı yakaladıktan sonra, İngiltere'ye, İspanya'ya gideceğim diye hedef koyacağım. Umarım hepsini de başaracağım.
Arda kaptanlığı kendisinden alacağını biliyor mu?
Emre: Biliyor tabii, yemeklerde de söylüyorum. Yemeklerde takımı ben sayıyorum, ''Kaptan yarısıyım değil mi'' diyorum, o da onaylıyor.
Üçünüz de Galatasaray A takımı formasını giydiniz. O geçiş süreci nasıl, o duyguyu yaşamak nasıl bir şey?
Emre: Tabii ki çok güzel bir duygu. Özellikle bizim gibi altyapıdan yetişmiş futbolcular için inanılmaz bir duygu. Çocukluğumda Galatasaray'da olmayı hedef koymuştum. Hedefime ulaşıyorum.
Cumhur: Ben Gençlerbirliği maçında şans buldum. Sahaya ısınmaya çıktıgımda o atmosfer beni çok etkiledi, kendi kendime ''Benim yerim burası olmalı'' dedim. Galatasaray, emek veren gençlerin bulunması gereken bir yer diye düşünüyorum. O duyguları daha çok çalışarak daha uzun süre yaşamak isterim.
Sen de A2 takımın kaptanısın, o oturaklılık da var üzerinde. İlerleyen yıllarda Emre Çolak'la da kaptanlık konusunda rakip olabilirsiniz.
Cumhur: Olabilir tabi, benim takımı derleyen toplayan bir yapım vardır. Çolak'a da kaptanlığın yakışacağını düşünüyorum.
Emre: Aramızda sorun olmaz, değişe değişe yaparız.
Çetin: Ben ilk olarak geçen sene İstanbul Büyükşehir Belediye maçında kadroya girdim. Ondan sonra Antalyaspor maçında oynadım, sonra bir de UEFA Avrupa Ligi maçında 27 dakika şans buldum. Ben ısınmaya gittiğimde tabela kaldırıldı. Alparslan Erdem gelirken ''Ben içeride ne yapacağım'' dedim. PAF takımda ısınmaya bile konsantre olmadan çok iyi maçlar çıkardım, ama orada yerime koşarken top bana geldiğinde ne yapacağımı düşündüm.
Maçtan sonra ne düşündün peki? Gereğini mi yaptın, daha iyi olabilirdim mi dedin?
Çetin: Daha iyi olabilirdim diye düşündüm.
Peki sen iki tarafta da, bek olarak oynayabiliyorsun. Hangisini tercih edersin?
Çetin: Sağ beki tercih ederim tabii ki.
Emre: Genç takımdan A takıma çıkışımızı soruyorusunuz ya, ben buna biraz daha değinmek istiyorum. Bunları cümlelere döküp anlatamayız, o yüzden biraz kaçamak cevaplar verdik size.
Cumhur: Burada şu an insanlara olumlu cevaplar verirken, buranın nasıl bir yer olduğu hakkında bunları bütün samimiyetimizle söylüyoruz. Çoğu yerde bunlar lafta kalıyor ama gerçekten samimi cevaplarımız bunlar.
Çetin: Başında da demiştik, ağabeylerimizle şakalaşıyoruz, hiçbir zaman ağabeylerimize saygısızlık yapmıyoruz, ben bunu belirtmek istiyorum.