Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Önal Açıklaması 'Yağlı Karaciğer Hastalığı Siroza Davetiye Çıkarıyor''

Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Önal Açıklaması 'Yağlı Karaciğer Hastalığı Siroza Davetiye Çıkarıyor''

Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. İbrahim Koral Önal, ülkemizde ortalama her beş kişiden birinde görülen yağlı karaciğer hastalığının (NASH) alkol ve alkol dışı nedenlere bağlı olabileceğini söyledi.

VM Medical Park Kocaeli Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. İbrahim Koral Önal, yağlı karaciğer hastalığı çok sık görülen bir rahatsızlık olduğunu belirterek, “Yağlı karaciğer hastalığı alkol ve alkol dışı nedenlere bağlı olabilmektedir. Söz konusu olan karaciğerde fazla yağ birikimidir. En sık görülen formu olan ‘yağlı karaciğerde’ karaciğer hücrelerinde yağ birikimi mevcuttur. Karaciğerde yağ birikimi normal olmamakla birlikte tek başına karaciğere zarar vermez ve tek başına yağlı karaciğer çok ciddi bir sağlık sorunu değildir. Bazı kişilerde ise karaciğer yağlanmasına değişik derecelerde karaciğer iltihaplanması ve karaciğerde skar (nedbe) dokusu oluşması eşlik eder; bu durum alkol dışı steatohepatit (NASH) olarak adlandırılır. NASH potansiyel olarak ciddi bir durumdur ve zamanla ciddi karaciğer hasarı ve siroz gelişimi ile sonuçlanabilir. İleri düzeyde yapısal hasar yani siroz gelişimi zamanla karaciğerin görevlerini yeterince yerine getirememesi yani karaciğer yetmezliği ile sonuçlanabilir ve karaciğer nakil ihtiyacı gündeme gelebilir’’ dedi.



Çoğu hastada belirti vermeyebiliyor

Dr. Önal, yağlı karaciğer hastalığının belirtilerinin şunlar olduğunu söyledi:

"Çoğu hastada herhangi bir belirti vermez ve muayene bulguları genellikle normaldir. Fizik muayenede bazen karaciğerde büyüme tespit edilebilir. Çocuklarda daha fazla olmak üzere boyunda ve kollarda yama tarzı, koyu renk değişiklikleri olabilir.”

Obezitenin en yaygın risk faktörü olduğunu belirten Dr. Önal şöyle konuştu:

"Yağlı karaciğer hastalığı çoğu zaman zemininde insülin direncinin yattığı ve metabolik sendrom denilen; abdominal obezite, hipertansiyon, bozulmuş kan yağları (trigliserid yüksekliği, HDL düşüklüğü), bozulmuş açlık şekeri veya aşikar diyabetes mellitus hatalığı ile karakterize tablonun bir parçasıdır. Daha ciddi bir tablo olan NASH’in gelişiminde rol oynayan faktörlerle ilişkin bilgiler ise sınırlıdır. Bu konuda devam eden çalışmaların odaklandığı konular arasında; oksidatif stres (oksidan ve antioksidan kimyasallar arasında dengesizlik sonucu karaciğer hücre hasarı), karaciğer hücre nekrozu veya ölümü (apoptoz), yağ dokunun iltihaplanması, bağırsak bakteriyel florasındaki değişiklikler bulunmaktadır. Kişinin kendi iltihabi hücrelerinin, karaciğer hücrelerinin veya yağ hücrelerinin toksik iltihabi proteinler (sitokinler) üretmesi ve salgılaması yer almaktadır.’’

‘Türkiye’de her beş kişiden birinde var’

Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. İbrahim Koral Önal, yağlı karaciğer hastalığının çok sık görülen bir rahatsızlık olup ülkemizde ortalama her beş kişiden birinde görüldüğünü belirterek, “Obezite en yaygın risk faktörüdür. Obez erişkinlerin yaklaşık üçte ikisinde, obez çocukların ise yarısında karaciğer yağlanması olduğu ve her beş karaciğer yağlanmasının yaklaşık beşte birinin NASH olduğu tahmin edilmektedir. Tip 2 diyabet ve insülin direnci ile ilişkili diğer durumlar, örneğin polikistik over sendromu da yağlı karaciğer hastalığı için risk faktörleridir” dedi.



Kan testi ve karaciğer ultrasonuyla NASH tanısı konulabilir

Karaciğer hastalığına kan ve görüntüleme testleriyle tanı konulduğunu ifade eden Dr. Önal, “Kilo fazlası veya obezitesi bulunan ve/veya rutin kan tetkiklerinde hafif düzeyde karaciğer enzim yükseklikleri saptanan hastalarda yağlı karaciğer hastalığı düşünülür. Ancak yağlı karaciğer hastalığında karaciğer enzimlerinin tamamen normal olabileceği de unutulmamalıdır. Tanı görüntüleme tetkikleri sıklıkla karaciğer ultrasonu ile doğrulanır. Yağlı karaciğer ile NASH ayırımı ancak karaciğer biyopsisi (karaciğerden ultrason eşliğinde ve lokal anestezi altında iğne ile parça alınması ve patolojide incelenmesi) ile yapılabilir. Karaciğer biyopsisi karaciğerdeki hasarın varlığını ve ciddiyetini yansıtmak açısından kan tetkikleri ve ultrason ile elde edilemeyecek bilgileri sağlar’’ diye konuştu.



Diyet yaparak hastalığı yenebilirsiniz

Dr. Önal, çeşitli çalışmaların kilo vermenin karaciğerdeki yağ birikimini geriletebileceğini gösterdiğini ifade ederek, “Bu yüzden kilo fazlası olan veya obez bireylerde dengeli bir diyet uygulaması, fizik aktiviteyi artırmak, alkolden ve gereksiz ilaç kullanımından kaçınmak tedavi yaklaşımının temelini oluşturur. Akdeniz tipi beslenmenin düşük yağlı diyetlere göre daha faydalı olabileceğine dair veriler mevcuttur. Kahve tüketiminin karaciğer yağlanması riskini azalttığı gözlenmiştir. Var ise diyabet, kolesterol ve trigliserid yüksekliğinin kontrol altında alınması gereklidir. Yağlı karaciğer hastalığı ve NASH tedavisinde kullanılabilecek ve diyet-egzersize ilave katkı sağlayabilecek ilaç tedavileri üzerine çalışmalar devam etmektedir. Bu anlamda en çok çalışma konusu olan ilaçlar lipid düşürücüler, E vitamini, insülin duyarlılığını artıran ilaçlar ve antioksidan, antisitokin ve antiapoptotik ajanlardır” dedi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile