Gaziantep'te Kadın Gelişim Ve Dayanışma Merkezi Açıldı

Sığınmacı kadınlara dil ve mesleki eğitim verilip iş hayatına girebilmelerini sağlayacak 'SADA Kadın Gelişim ve Dayanışma Merkezi'nin açılışı, Japonya'nın Türkiye Büyükelçisi Akio Miyajima'nın da katılımıyla gerçekleştirildi ILO Türkiye Ofisi Direktörü Özcan: 'Projeyle bir yandan mesleki eğitimlerle onların becerilerini arttırmaya çalışırken bir yandan da iş piyasası becerileriyle kendilerine iş piyasasında iyi bir yer bulabilmeleri için onları becerilerle donatmaya çalışıyoruz'.

Gaziantep'te sığınmacı kadınlara dil ve mesleki eğitim verilip iş hayatına girmelerini sağlamak üzere kurulan "SADA Kadın Gelişim ve Dayanışma Merkezi" açıldı.

Japon hükümetinin mali desteğiyle Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) öncülüğünde, Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD-ASAM), Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen "Geçim İmkanları Desteği" projesi kapsamında kurulan merkezin açılışında konuşan Japonya'nın Türkiye Büyükelçisi Akio Miyajima, Japon hükümetinin Suriye krizinin başlamasının ardından, Suriyeli sığınmacılara yönelik yardımlara katkıda bulunmaya devam ettiğini söyledi.

Sığınmacılara ve Türkiye'de yürütülen bazı projelere verdikleri destekler hakkında bilgi veren Miyajima, "Kadınların güçlendirilmesi, Suriye krizinin aşılmasında anahtar rol oynayacaktır. SADA'nın Japonya ile Türkiye arasındaki büyük dostluğun sembolü olmasını temenni ediyorum." ifadesini kullandı.

SGDD-ASAM Genel Koordinatörü İbrahim Vurgun Kavlak, dünyada 65,5 milyon sığınmacı, mülteci ve vatansız bulunduğunu söyledi.

Bunların yüzde 70'ini kadınlar ve çocukların oluşturduğunu belirten Kavlak, "Bugün dakikada 20 kişi bulundukları yerlerden ayrılmak zorunda. Dünyada her 113 kişiden biri, ülkesinden ayrılmak zorunda." dedi.

Türkiye'nin 3 milyonu aşkın sığınmacıya 30 milyar dolardan fazla bir harcama yaptığını kaydeden Kavlak, "Türkiye, milli gelirine göre dünyada Suriye krizine en fazla katkıda bulunan ülke durumunda. Suriye krizinin 7. yılında artık Suriyelilerin toplum içinde daha fazla görünür hale gelmesiyle engelliler, kadınlar, çocuklar gibi özel ihtiyaç sahiplerine yönelik çalışmaların daha fazla önem kazandığı bir dönemdeyiz." değerlendirmesinde bulundu.

ILO Türkiye Ofisi Direktörü Numan Özcan, insani krizlerden en çok etkilenenlerin kadınlar ve çocuklar olduğunu belirtti.

Özcan, şöyle konuştu:

"İş piyasasında da kadınlar, dezavantajlılar. Ama bir de mülteci olduğunuzu düşünün, hele bir de mülteci kadın olduğunuzu düşünün, o zaman iş piyasasındaki durumunuz daha da zorlaşıyor ve iş piyasasında kendinize insan onuruna yakışır bir yer bulmanız daha da zorlaşıyor. Kadınların sıcak evlerini terk etmek zorunda oldukları ve başka bir memlekete gelip kendilerine, ailelerine yeni bir yuva kurmak durumunda olduklarında aslında ailelerine, kendilerine ve topluma katabilecekleri çok fazla katkı söz konusu. Ama bizim bunun için onların önünü açmamız, onları aktive etmemiz gerekiyor. Bir yandan da iş piyasasında kendilerine iyi bir yer bulabilmeleri için onları bir şekilde güçlendirmemiz ve temel becerilerle donatmamız gerekiyor.

Bu projeyle bir yandan mesleki eğitimlerle onların becerilerini arttırmaya çalışırken bir yandan da iş piyasası becerileriyle kendilerine iş piyasasında iyi bir yer bulabilmeleri için onları becerilerle donatmaya çalışıyoruz. Bir yandan da rol modellerle onları bir şekilde evlerinin dışına çıkmaya ve aktive etmeye çalışıyoruz."

BM Kadın Birimi Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktör Vekili ve Türkiye Temsilci Vekili Alia El Yassir, Türk devletine bu kadar fazla mülteciyi misafir ettikleri için teşekkür etti. Yassir, kimsenin yalnız kalmamasını, eşitlik ve kalkınma anlamında desteklenmelerini amaçladıklarını belirtti.

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Deniz Köken ise kentteki sığınmacıların yüzde 90'ının şehirde, yüzde 10'unun kamplarda bulunduğunu anlatarak, merkezin kamp dışındaki çoğunluğa yönelik önemli bir hizmet olduğunu kaydetti.

- Mukim Koordinatör "eski bir mülteci"

BM Mukim Koordinatörü ve BM Kalkınma Programı Mukim Temsilcisi İrena Vojackova Sollorano, "eski bir mülteci", bir anne ve bir büyükanne olarak proje paydaşlarına yürüttükleri çalışmalarda başarılar diledi.

UN Women Türkiye Program Yöneticisi Fulya Vekiloğlu, Türkiye'nin sığınmacılara kapılarını açarak ve yaşam olanağı sağlayarak çok büyük bir misafirperverlik örneği gösterdiğini söyledi. Zulümden, şiddetten, çatışmalardan kaçan ve Türkiye'ye sığınan bu kadınları gözardı etmediklerini dile getiren Vekiloğlu, bu merkezin Türkiye'nin ev sahipliğinin güzel bir sembolü olduğunu belirtti.

- "Kadınların ortak sesi olacak"

Merkeze sadece sığınmacıların değil, tüm kadınların gelebileceğini kaydeden Vekiloğlu, "Her milletten, her dili konuşan kadınların ortak mekanı, kadınların ortak sesi olmasını hedefledik. Adını da o yüzden SADA koyduk." dedi.

Merkezle kadınlara sosyal, ekonomik ve kültürel yaşama aktif katılmaları ve güçlenmeleri için olanak sunmuş olacaklarını ifade eden Vekiloğlu, "Onları güçlendirme iddiasında bulunmuyoruz ama bu olanakları sunarak onları bir araya getirmek ve yaşama daha çok tutunmaları için aracı olmaya çalışıyoruz." dedi.

- Kurslar başladı

Proje Koordinatörü Cem Hatunoğlu da merkezin kurulması için yürütülen projenin 31 Mart'ta sona ereceğini anlattı. Bir yıllık bu projeden 800 kişinin yararlanmasını hedeflediklerini ancak bu amacın üstüne çıkacaklarını gördüklerini dile getiren Hatunoğlu, "Kurslar 11 Eylül'de başlamış durumda. Burası yerel nüfusa da açık. Böylece kaynaşmayı sağlamak istiyoruz. Sonuçta geçim olanağı sağlayabilecekler ve barışçıl bir şekilde, birlikte yaşayabilecekler. Bunun için güvenli bir sosyal çevre sağlıyoruz. Çocuk bakımı ve yönlendirme hizmetleri sağlıyoruz. Onları yetenek ve bilgiyle donatıyoruz." diye konuştu.

Merkez Yöneticisi Seda Dolaner de 11 çalışanın, ağustos ayında 6 derslik, bir kreş ve bir toplantı salonundan oluşan merkezin hizmetleri kapsamında sığınmacı kadınların evlerine konuk olup, ihtiyaçlarını tespit ettiğini ve isteklerini aldığını aktardı.

- Kreşe kayıtlı 99 çocuk oldu

Dolaner, kadınlara merkezin faaliyetlerinden bahsettiklerini belirterek, "Yaklaşık 200 eve ve 557 kadına ulaştık. Merkeze kaydolan bin 850 kişi elde ettik. Bunların bin 505'i kadın ve kız çocuğu. Kreşe kayıtlı 99 çocuğumuz var. Kurs talep eden kadın sayısı ilk dönem için 225 ama ikinci ve üçüncü dönemler için hala kayıt almaya devam ediyoruz." ifadesini kullandı.

ILO Program Sorumlusu Ayşegül Özbek, merkez bünyesinde özellikle istihdama erişimi desteklemeye çalıştıklarını vurgulayarak, beceri geliştirme eğitimleri kapsamında hali hazırda 4 Türkçe kursu açtıklarını söyledi. Özbek, kursa 82 kadının devam ettiğini ifade ederek, "Büyükşehir Belediyesi ve Halk Eğitim Merkezinin desteğiyle mesleki eğitimler düzenliyoruz. Bu kurslardan 141 kadın yararlanıyor. 31 Mart'a kadar 240 kadının Türkçe kursundan, 400 kadının da mesleki eğitimden yararlanmalarını öngörüyoruz." dedi.

Sığınmacı kadınlar adına konuşan Menel Emin Süleyman ise eşinin Suriye'de ölmesinin ardından 3 oğluyla yalnız kaldığını ve iç savaş nedeniyle Türkiye'ye sığındığını dile getirerek, merkezin desteğiyle hayatının değişeceğine inandığını söyledi.

Süleyman, şunları kaydetti:

"Kocam öldükten sonra Yunanistan'a gitmeye çalıştım. İki kere boğulma tehlikesi atlattık ama artık hayatım burada SADA Kadın Merkeziyle çok değişecek, buna inanıyorum. Girişimcilik belgesi de aldım. Bunun sayesinde bir iş imkanı edinerek çocuklarıma bakacağım ve ayaklarımın üstünde duracağım."

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile