ModeratörlüğünüHasan Kalyoncu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Edibe Sözen’in yaptığı, Gaziantep Milletvekili Derya Bakbak, Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Songül Sallangül ve Ak Parti Gaziantep Kadın Kolları Başkanı Feray Yılmaz’ın panelist olduğu “Kadın ve Siyaset” panelinin açılışında konuşan GAÜN İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe, kadınlar hem dinimiz, hem de Türklerin devlet geleneğinde önemli bir yer tuttuğunu belirterek, “Kadınların kamusal alanda sorunları geçmişten günümüze kadar da devam etmektedir. Bu kamusal alanlardan birisi de siyasettir. Kadın ve siyasetteki en önemli problemlerden birisi de özellikle siyasi partilerin kadın kollarında yer alması ancak siyasi partilerin yönetim organlarında yer almaması ya da çok az yer almasıdır” şeklinde konuştu.
"Kadınları ihmal eden toplumlar yenilmeye mahkumdur"
Toplumların stratejilerini geliştiren ve aynı zamanda gelecek nesilleri inşa ederken politikaları belirleyen siyaset kurumu kadınlardan bağımsız düşünülmemesini gerektiğini söyleyen GAÜN Rektörü Prof. Dr. Ali Gür, "Tarihe baktığımızda, kadınlarını ihmal eden veya kadınları farklı kategorize edip onlar üzerinde tartışmalar açan milletler her zaman yenilmeye mahkûm kalmışlardır. Bu bütün medeniyetler için böyledir” ifadelerini kullandı.
Medeniyetlerin kadınlar üzerinden inşa edildiğini altını çizen Prof. Dr. Gür, nesil yetiştiren başta kadın olduğunu belirttiği konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Çocuğuna gelecek inşasını verebilmesi için onun dış dünyayla bağlantılarının olması gerekiyor. Siz eğer kadını dış dünyaya kapatırsanız, o annenin çocuğuna vereceği ne olabilir ki? Basit bir örnek, toplumlar açısından baktığımızda kadının aktif rol üstlendiği toplumlarda en azından toplumun yüzde 50’sinden daha fazlası ihmal edilmediği için yüzde yüzlük bir katılım oluyor. Ama siz yüzde 51’i kenarda tutarsanız siz yüzde 49’luk potansiyelle çalışmış oluyorsunuz. Diğer taraftan yüzde 49’luk potansiyel yüzde 51’inde direnciyle karşılaşıyor zaten. Tam tersine biz diyoruz ki yüzde yüz potansiyelle yola çıkalım. İnancımızda kadını evine hapsetmek yok.”
Kadının siyasete katılımı kolay olmadı
Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Edibe Sözen ise,coğrafyamızda kadının ilk kez 1844’de nüfus sayımında sayıldığını belirtti.
Prof. Dr. Sözen, “1908’de çıkan seçim kanununun ikinci maddesinden yer alan bir ifade var o da şöyle: her erkek seçme hakkına sahiptir. Bu 1934 senesinde değişiyor. Seçim kanunu ve anayasada yapılan değişiklikle kadınlar da seçme ve seçilme hakkına sahip bireyler, vatandaşlar olarak bir değişime gidiliyor ve bu ifade konuluyor. 1923 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisinde geçen bir konuşmayı sizlere şöyle aktarmak isterim. Yerleşim yerleri belirleniyor. Seçim bölgesi kabul edilmesi noktasında 20 binin üzerinde erkeğin olduğu yerler yerleşim bölgesi olarak kabul edilecek. Bu konu tartışılıyor mecliste. Bu konu tartışılırken Tunalı Hilmi Bey o zaman Bolu Milletvekili. Çok sinirleniyor ve ‘Bakın beyler bunu bu şekilde geçiremezsiniz. Çünkü, orada yaşayan kadınlar da var’ deyince mecliste yer alan erkek vekiller hepsi birden ayaklarını yerlere vuruyorve bir protesto girişiminde bulunuyorlar. Bu protestonun akabinde yine Tunalı Hilmi Bey söz alıyor ve ‘Ayaklarınızı vurduğunuz yerler sizin analarınızın başları, eşlerinizin, bacılarınızın başlarıdır’ diyerek ikazda bulunuyor. Böyle bir geçmişimiz var. Çok kolay kazanımların olduğunu söylemek mümkün değil” dedi.
"Kadına hakkını veren ilk ülkelerdeniz"
Türkiye’de kadınların siyaset alanına katılması, batı dışı bir modelleşme anlayışının sonucunda ortaya çıktığını söyleyen Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Songül Sallangül de konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kadın hareketi, kadına seçme ve seçilme hakkı verildikten sonra başlamıştır. Türkiye, cumhuriyetin kuruluşuyla önce seçilme sonra da seçilme hakkı verildi.
Fransa’da kadına seçme ve seçilme 1945 yılında verildi.
İsviçre 1971 yılında veridi. Türkiye o dönemin gelişmiş 18 ülkeler içerisinde ilk kadına seçme ve seçilme hakkı veren ülkedir. Türkiye’de kadınların siyasette daha aktif ve kalıcı olabilmeleri için daha fazla desteğe ihtiyacı var, kadınlar bu konuda daha azimli olması gerekiyor.”
Siyasete daha çok kadın eli değmeli
Ak Parti Gaziantep Kadın Kolları Başkanı Feray Yılmaz ise, kadının siyasetteki önemine değindi. Feray Yılmaz Kadın siyaset alanında isterse kalıcı olup, aynı zamanda hem anne, iş dünyasında yer alabileceğini belirterek, "Kadınlar siyasi karar mekanizmalarında yoğunluklarıyla orantısız bir şekilde yer alıyorlar. Ülkemizin yüzde 50’sini kadınları oluştururken, maalesef bu oranda kadın aktif siyasette yer alamıyor. Kadın siyasetçinin artırılması için ne yapılması gerekiyorsa yapılması, artırılması gerektiği görüşündeyim. Kadın siyasetçinin az olması, kişisel tercih, toplumsal ve kültürel yapılardan da kaynaklanıyor. Siyasete daha çok kadın elinin değmesi gerekiyor. Teoride kadın erkek eşittir diyoruz. Ama,uygulamada bunu göremiyoruz. Son dönem seçimlerine baktığımızda mecliste kadın oranının da bir artış olduğunu görüyoruz. Cumhurbaşkanımız, kadınların yerelde daha çok siyasetçilerin yönetimlere gelmesi açısından ciddi destek ve çabalar sarf ediyor" ifadelerini kullandı.
Kadın siyasetin tamamlayıcısıdır
İktisadi, idari, sosyoloji ve askeri açılardan geçmişe dönük değerlendirmelerde güçlü, fedakâr ve çalışkan kadınların ülkeye verdiği önemin görülebildiğini belirten Gaziantep Milletvekili Derya Bakbak ise, "Bugün kadınlar siyasetin öznesi ve tamamlayıcısıdır. Kadın, ana, fedakâr, sabır, hızlı hareket etme ve çözüm üretebilme gibi pek çok özelik barındırmaktadır. İşlevsel ve estetik bakış açıları kadınlara artı değer kazandıran çok önemli özeliklerdir. Kadınlar, olaylar çok hızlı çözüm üretiyor ve toplumların temel taşıdır. Kurtuluş savaşına baktığımız zaman kadınlarımızın çok büyük mücadele ve emek verdiğini görüyoruz. Nene Hatunların, Kara Fatmaların, Halime Çavuşların ve 15 Temmuzda Safiye Bayatların verdiği mücadeleyi biliyoruz. Kadınlar, Kurtuluş Savaşı’nda nasıl mücadele ettiyse, 2000’li yıllarda aynı mücadeleleri devam ediyor. Kurtuluş savaşında olduğu gibi 15 Temmuz’da da kadınlarımız erkekler gibi meydanlara çıktı ve ciddi bir dik duruş gösterdi. Hiç kimse kadına ne Kurtuluş Savaşı’nda, ne de 15 Temmuz’da ‘Mücadele edin’ demedi. Ama,gönüllü olarak kendi istekleriyle kadınlarımız bunu yaptı. Tarih ileriye doğru akarken, kadını rolü akıntılı da olsa, durgunda olsa her zaman en önde yürümeye devam edecektir. 2002 yılında Meclisimizde 24 kadın milletvekili varken, bugün 104 kadın milletvekili var. ‘Kadın Güçlenirse Türkiye Güçlenecek’ diyen bir Cumhurbaşkanımız var. Kadına şiddetine karşı sıfır tolerans ilkesiyle yolumuza devam ediyoruz. Kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair, 6284 sayılı kanunu çıkardık. Mecliste töre ve namus cinayetlerini önlemek için komisyon kurduk. Kadınlarımız sosyal, siyasal, ekonomik ve tüm yaşam alanlarında etkin rol almalarını önemsiyoruz. Kadınlarımız kalkınma ve demokratikleşme sürecinde Türkiye’nin önde rol alacağını biliyor ve bu bakış açısıyla yolumuza devam ediyoruz" diye konuştu.
Panele GAÜN Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şehmus Demir, Genel Sekreteri Ayhan Doğan, Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Ali Eminoğlu ve çok sayıda öğretim elamanı ile öğrenciler de katıldı.
Gaziantep'te Kadın Ve Siyaset Paneli
Gaziantep’te düzenlenen Kadın ve Siyaset panelinde konuşan Ak Parti Gaziantep Milletvekili Derya Bakbak, kadının siyasette aktif bir rol oynaması gerektiğini belirterek, “Çünkü, kadın siyasetin tamamlayıcısıdır” dedi. GAÜN Rektörü Prof. Dr. Ali Gür ise, “Medeniyetler kadınlar üzerinden inşa edilir. İnancımızda kadını evine hapsetmek yoktur” dedi.