Op. Dr. Alay, “Yiyeceklerle aldığımız karbonhidrat olarak adlandırdığımız gıdalar vücutta glukoz olarak tanımlanan şekerlere dönüşür. Glukoz yani karbonhidratların en küçük parçacıkları yaşamımızı devam ettirmemiz için gereken enerjiye dönüşür. Bu dengede en ufak bir bozulma çeşitli hastalıklara yol açar. Metabolik hastalık olarak bilinen bu hastalıklardan toplumda en sık görüleni diyabettir. Diyabet, kanda var olan şekeri hücrelerimizin kullanamamasından kaynaklanır. Kanda şeker yüksek ama işe yaramıyor. Çünkü şekeri kullanmamızı sağlayan insülün ya vücutta yok ya da etkisini gösterememektedir” dedi.
Gestasyonel diyabetin gebelikte tanı koydukları şeker hastalığı olduğunu belirten Op.Dr.Aslı Alay, “Görülme sıklığı %2-5 olup kadının sonraki gebeliklerinde tekrarlama ihtimali çok yüksektir. Gebelikte insülün salgısı artmakla beraber 6. aydan itibaren plesantadan salgılanan hormonlar insülüne karşı direnç gösteririr. Bu direnç diyabet açısından risk taşıyan kadınlarda kan şekerinin yükselmesine yol açar. Kontrolsüz yükselen kan şekeri fetüstede şekerin yükselmesine, artan insülün salınımına ve bu durumun yol açtığı sorunları beraberinde getirir. Bu nedenle gebelik şekeri mutlaka teşhis edilmesi ve doğru takibi gereken bir hastalıktır” diye konuştu.
Özellikle 35 yaş sonrası hamileliklerde, kilolu kadınlar ve 4000 grdan fazla bebek doğuran ve diyabetik aile öyküsü olan gebelerde riskin arttığını dikkat çeken Op.Dr.Aslı Alay, daha sonra şunları söyledi;
“Tanı için gebeliğin 24-28. Haftaları arasında şeker yükleme testi yapılır. Şeker yükleme testi tüm gebelere önerilmekte, eğer gebe yüksek risk grubunda ise gebelik tespit edilince bu test yapılmalıdır. Genel olarak tek aşamada yapılan 75 gr yükleme testi olarak uygulanır. Şeker yükleme testi öncesinde 3 gün gebenin normal diyetle beslenmesi önerilir . 8-12 saatlik açlık ardından sabah saatlerinde uygulanır. Öncelikle açlık kan şekerine bakılır. Ardından 75 gr şeker içeren solüsyon içirilir. Açlık kan şekeri ?93, 1.saat tokluk ?180 mg/dl, 2.saat tokluk ? 153 mg/dl değerlerden biri yüksek ise gebelik şekeri tanısı konur.
Gebelik şekeri tanısı konulan kadınlarda diyet düzenlenmeli, gerekli durumda insülün tedavisine geçilmelidir. Diyet hastanın kilosuna, boyuna, ek hastalık mevcudiyetine ve fizksel aktivitesine göre değişir. Her gebe için hazırlanan diyet listesi farklı olup diyet kişiye özeldir. Önemli olan karbonhidratın azaltılması, protein ve sebzenin artırılmasıdır. Karbonhidratlı gıdalar kan şekerini yükselttiği için tek seferde tüketilmemeli, gün içinde farklı öğünlerde küçük porsiyonlar şeklinde alınmalıdır. Beyaz şeker, un ve ürünleri, yağ oranı yüksek yiyecekler kısıtlı miktarda tüketilmelidir. Gebelerde çok sık gördüğümüz tatlı isteği taze ve kuru meyveler ile karşılanmalıdır. Ana ve ara öğünlerde hedef şeker düzeyini sağlayacak besin tüketilmesi, fiziksel aktivite planlanması, evde şeker takip sisteminin geliştirilmesi tedavinin amacıdır. Her kontrolde kilo artışı takip edilmelidir.
Doğum ile beraber gebelik şekeri kaybolur. Ancak tip 2 diyabet adayı olan bu kadınlar doğumdan 6 hafta sonra şeker yükleme testini tekrarlamalıdır. Normal çıktığı takdirde 3 yılda bir şeker yükleme yapılır. Gebeliklerinde gebelik şekeri tanısı alan kadınlar doğum sonrasındada yaşam tarzını değiştirmeli, akdeniz mutfağının hakim olduğu bir diyet ile beslenmeli, sigara içmemeli, hayatından sporu ve özellikle yürüyüşü eksik etmemelidir.”
Gebelik Şekerine Dikkat
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr.Aslı Alay, gebelik şekerine karşı dikkatli olunması konusunda uyardı.