Gebelik Zehirlenmesinin Görülebilecegi 9 Riskli Grup

Gebelik Zehirlenmesinin Görülebilecegi 9 Riskli Grup

Prof. Dr. Onur Erol gebelik zehirlenmesi konusunda bilinmesi gerekenleri ve görülebilecegi 9 riskli grup hakkinda bilgilendirme yapti.

Memorial Antalya Hastanesi Kadin Hastaliklari ve Dogum Bölümü’nden Prof. Dr. Onur Erol gebelik zehirlenmesi hakkinda bilinmesi gerekenleri anlatti. Gebelik zehirlenmesi (pre-eklampsi), hamilelik sirasinda ortaya çikabilecek yüksek tansiyon (hipertansiyon) ile karakterize bir durum oldugunu kaydeden Erol, “Gebelikte yaklasik yüzde 3-5 oraninda görülmektedir. Gebelik zehirlenmesi yasayan gebelerde yüksek tansiyon nedeniyle baska organlarda da hasar görülebilir. Genellikle 20. gebelik haftadan sonra baslayan gebelik zehirlenmesi için belirtilerin dikkatten kaçmamasi ve kontrollerin aksatilmamasi, anne ve bebek sagligi açisindan büyük önem tasimaktadir” dedi.



“Tespit ve tedavi hayati önem tasiyor”

Prof. Dr. Erol, “Gebelik zehirlenmesi daha önce tansiyon yüksekligi olmayan gebelerde, gebeligin 20. haftasindan sonra baslayan yüksek tansiyon ve buna bagli olarak diger organlarda hasara neden olabilen ciddi bir gebelik komplikasyonudur. Nadiren dogumdan sonraki ilk haftalarda da ortaya çikabilir. Gebelik zehirlenmesi uygun zamanda tespit ve tedavi edilmezse anne ve bebekte ölümcül seyredebilecek gelismelere neden olabilir” diye konustu.



“Neden gelistigi tam olarak bilinmiyor”

Gebelerde gebelik zehirlenmesinin neden gelistigi tam olarak bilinmedigini kaydeden Erol, hastaligin, gebenin rahim duvarina yerlesik halde bulunan, gebelik boyunca bebege besinlerin ve oksijenin iletimini saglayan plasentadan kaynakli oldugu düsünüldügünü söyledi.

Erol, “Gebenin rahim duvarina yerlesmis olan plasentanin ve rahim duvarinin damar yapisinda çesitli nedenlerle olusan anormallikler ve buna bagli olarak kan akimindaki bozukluklar nedeniyle gelismektedir” dedi.



“Yüksek risk grubunda olanlarin dikkat etmesi gerekiyor”

“Önceki gebeliklerde gebelik zehirlenmesi geçiren hamilelerde tekrarlama riski yüksektir” diyen Erol, “Çogul gebelik (ikiz, üçüz), kronik hipertansiyon, böbrek hastaliklari, diyabet, sistemik lupus eritematozus gibi oto-immun hastaliklara sahip olanlar yüksek risk grubundadir” ifadelerine yer verdi.

Gebelik zehirlenmesi için diger risk faktörlerinin, ilk gebelik, obezite, ailede gebelik zehirlenmesi öyküsü bulunmasi, tüp bebek gebelikleri, siyah irk, düsük gelir düzeyine sahip olanlarda görülme orani diger gebelere göre daha yüksek olduguna dikkati çeken Erol, belirtiler hakkinda da sunlari söyledi:

“Baslangiçta gebenin belirgin bir sikayeti olmayabilir. Rutin gebelik kontrolü sirasinda tansiyon yüksekligi ya da diger organlarin hasarina ait idrarda protein kaçagi, böbrek fonksiyon testlerinde bozulma, trombosit sayisinda azalma, karaciger enzim yüksekligi gibi bazi laboratuvar bulgulari saptanabilir. Bunlarin disinda ciddi bas agrisi, bulanik görme, görme alaninda uçusmalar, isik hassasiyeti gibi görme problemleri, ciddi karin agrisi, bulanti-kusma, akciger ödemi gelistigi durumlarda nefes darligi, ani gelisen özellikle yüz ve ellerdeki ödem ve buna bagli kilo artisi gebelik zehirlenmesi belirtileri olabilir.”

Prof. Dr. Erol, preeklamptik gebelerin genelde hastanede takibi önerildigini ancak nadiren hafif preeklampsi mevcutsa hastanin acil durumlari fark edip edemeyecegine, hastaneye ulasma süresine göre yatis yapilmadan yakin takip de yapilabilecegine isaret etti. Siki tansiyon takibinin mutlaka gerekli oldugunu vurgulayan Erol, “Gerekli durumlarda antihipertansif ilaçlar baslanir. Bebegin akciger gelisimi için anneye steroid enjeksiyonu yapilmasi gerekebilir. Bazi durumlarda annede nöbet gelisimini önlemek ve bebegi prematüritenin bazi olumsuz sonuçlarindan korumak için anneye magnezyum tedavisi baslanabilir” diye konustu.



“Bebegin hareketli olmasi önemli”

Erol, konusmasini söyle sürdürdü:

“Gerekli kan testleri ve idrardaki protein orani hastaligin agirligina, gebelik haftasina göre uygun araliklarla takip edilir. Bebegin iyilik hali, büyüme takibi, kan akimlari ve amniyon sivisi miktari ultrasonografi ile takip edilir. Ayrica bebegin iyilik hali uygun gebelik haftasinda NST (non stres test) ile de yakindan takip edilir. Preeklamptik annenin bebek hareketlerini takip etmesi de önemlidir. Bebegin hareketli olmasi fetal iyilik halinin bir göstergesidir.”

“Asil tedavisi dogum”

Son olarak preeklampsinin asil tedavisinin dogum oldugunu belirten Prof. Dr. Onur Erol, “Hafif preeklampsi belirtileri mevcutsa bebegin dogmasi için uygun zamana kadar anne ve bebegin iyilik hali gözetilerek uygun tedavilere ve yakin takibe devam edilir. Genellikle hafif gebelik zehirlenmelerinde 37. gebelik haftasina kadar bekleme ihtimali yüksekken, agir preeklampsi durumunda erken dogum yaptirilmasi gerekebilir. Dogum sekline hastaligin agirligina, gebelik haftasina, anne ve bebegin durumuna göre karar verilir” dedi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile