Gedikkaya Magarasi'ndaki Kurtarma Kazisi Binlerce Yil Öncesine Isik Tutuyor

Bilecik'in Inhisar ilçesinde 180 metre derinligindeki magarada Bilecik Müze Müdürlügünce iki yil önce baslatilan kazida, bölge arkeolojisi için önemli ipuçlarina ulasildi Bilecik Seyh Edebali Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Ögretim Üyesi Doç. Dr. Deniz Sari: 'Buradan aldigimiz kömür örneklerinin ve kemiklerin radyokarbon analizleri yapildi ve bunlar bize beklenmedik tarihler verdi. Magarada günümüzden 16 bin 500 yil önce, Üst Paleolitik Dönem'de ilk yerlesimler olmus. Bu dolgularda 70 ok ucunu bir arada bulduk. Çesitli tas aletler, kemikten objeler var' 'Net bir sekilde söyleyebiliriz ki çok renkli bir kültür ve Anadolu arkeolojisi için bilinmeyen bir döneme, bilinmeyen bir kültüre isaret ediyor. Yerel ve yeni bir kültürün varligindan söz etmemiz mümkün'

YAVUZ EMRAH SEVER - Bilecik'in Inhisar ilçesinde yer alan Gedikkaya Magarasi'nda devam eden kurtarma kazisinda, binlerce yil öncesinden kalma tas ve kemik objeler gün isigina çikarildi.

Magarada 2019 yilinda Kültür Varliklari ve Müzeler Genel Müdürlügünün izniyle Bilecik Müze Müdürlügünce baslatilan kazi çalismasi sürüyor.

Bilecik Seyh Edebali Üniversitesi (BSEÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Ögretim Üyesi Doç. Dr. Deniz Sari'nin bilimsel danismanliginda yürütülen çalisma kapsaminda 180 metre derinligindeki magaranin agiz kismindan itibaren 30 metrelik alanda yasam izlerine rastlandi.

Kentte 2016'dan itibaren arkeoloji alaninda yüzey arastirmalari yapan Sari, AA muhabirine, ekip olarak ilk kez 2017'de geldikleri magarada kültür dolgusu belirlediklerini söyledi.

Kalkolitik Dönem'e (milattan önce 5000-3000) ait malzemelere ulasmalarinin ardindan geçen yil çok sasirtici bir durumla karsilastiklarini belirten Sari, "Buradan aldigimiz kömür örneklerinin ve kemiklerin radyokarbon analizleri yapildi ve bunlar bize beklenmedik tarihler verdi. Magarada günümüzden 16 bin 500 yil önce, Üst Paleolitik Dönem'de ilk yerlesimler olmus. Bu dolgularda 70 ok ucunu bir arada bulduk. Çesitli tas aletler, kemikten objeler var." diye konustu.

Sari, baska tabakalardan aldiklari tarihlerin, milattan önce 8000'li yillara isaret ettigini aktardi.

Bundan hareketle, magarada çanak çömleksiz Neolitik Dönem ve Erken Neolitik Dönem'in yasandigini saptadiklarina deginen Sari, "Bu tabii çok ilginç ve beklemedigimiz bir durumdu. Çok net bir sekilde söyleyebiliriz ki bir taraftan bütün Dogu Akdeniz'den Bati Akdeniz'e, Levant bölgesinden Kafkaslar'a kadar baglanti kurabilecegimiz, diger taraftan da yerel özellikler gösteren bir kültürün varligina su asamada isaret ediyor." bilgisini paylasti.

- "Yerel ve yeni bir kültürün varligindan söz etmemiz mümkün"

Doç. Dr. Sari, dokumacilikla ilgili pismis toprak ve kemik aletler ile çesitli objelerin yani sira gömü seklinde olmayan bir insana ait çene kemikleri ile kafatasina da rastladiklarini anlatti.

Bu kemiklerin bazilarinda boya kalintilari oldugunu dile getiren Sari, "Asi boyasi oldugundan süpheleniyoruz. Onlar da analize gidecek. Bunlarin yaninda çok sayida hayvana ait çene kemikleri bulduk. Boynuzlar, deniz kabuklulari yine bize Yakin Dogu ile baglantiyi isaret ediyor." dedi.

Sari, ayrica magaranin hem kuytu sayilabilecek hem de isik alan bir noktasinda mimari kalintilar bulduklarini bildirdi.

Buranin ön kisminda ocak yerlerinin oldugunu kaydeden Sari, "Birbirine yaklasik 2 metre mesafede yer alan ocak yerlerinin etrafinda sürtme tas aletler, el baltasi, vurgu tasi, ögütme tasi gibi buluntulara, taslarla çevrelenmis küçük depo alanlarina rastladik. 3-4 aile bir süre belki burada konakladi. Her bir aileye ait olabilecek bu depo yerleri belki de mülkiyeti simgeliyor. Burasi tam magaranin bacasinin oldugu bölgede ve ates yerleri var. Agirsaklar, ögütme taslari, Transkafkasya'yla çok yakin baglantisi olan çanak çömlek, ates; islik alanlarina isaret ediyor diyebiliriz." ifadelerini kullandi.

Sari, magaranin iç kisimlarinda baca oldugunu ancak kalker bloklarinin çöktügünü belirtti.

Paleolitik Dönem'in çok daha erken evrelerinin bu kalker bloklarin altinda kilitlenmis olabilecegini söyleyen Sari, söyle devam etti:

"Su an tabii oradaki çalismalara henüz baslamadik. Arka tarafta da baca oldugu ve isik aldigi için büyük olasilikla bunun devaminda da aslinda bir yerlesme vardi. 3 senelik çalismalarla magarada buldugumuz materyallerin sonucunda net bir sekilde söyleyebiliriz ki çok renkli bir kültür ve Anadolu arkeolojisi için bilinmeyen bir döneme, bilinmeyen bir kültüre isaret ediyor. Yerel ve yeni bir kültürün varligindan söz etmemiz mümkün. Yaklasik milattan önce 8'inci 1000 yilda ve bir önceki asama olan 16 bin 500 yil öncesinde insan çene kemikleri, birbirine yapismis kafatasi bunun yani sira kirmizi asi boyasiyla boyanmis farkli kemikler gibi farkli buluntu gruplarina rastladik. Ayni zamanda taslara olusturulmus gravürler ve bir sekilde kemikten ve tastan idollere rastladik. Çalismalari birkaç hafta içinde tamamlamis olacagiz. Anadolu arkeolojisi için yeni bir döneme, buluntu grubuna, kültüre bir kapi açmis oluyoruz."

- "Magaranin agzi kuzeybatiya bakiyor"

Bölge ile ilgili arastirmalar yapan Kirsehir Ahi Evran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Cografya Bölümü Ögretim Üyesi Doç. Dr. Lütfi Nazik de 2000'li yillarin basinda Orta Sakarya Havzasi'nda bulunan magaralari etüt ettikleri bilgisini verdi.

Bilecik'in Sögüt ilçesinden baslayarak Ankara'nin Nallihan ilçesine kadar olan bölge ile ilgili çalisma yaparken Inhisar'daki bu magarayi belirleyerek haritalandirdiklarini aktaran Nazik, sunlari kaydetti:

"Normal kosullarda böyle bir yerde Prehistorik yani tarih öncesi dönemlerde yerlesimin olmamasi gerekiyor. Tarih öncesi dönemlerdeki insanlar magaralari barinak, siginak amaciyla kullaniyorlar ama bunu yaparken de mutlaka magaranin girisinin dogu ya da güneydoguya bakmasi ve akarsu seviyesine yakin olmasi gerekiyor. Niye? Su ihtiyacini saglasin, ayni zamanda akarsu boyunca yetisen gidalardan faydalansin diye. Burasi tam tersi bir yerde magaranin agzi hem kuzeybatiya bakiyor hem de akarsu seviyesinden belirgin bir sekilde yükseltisi var. Öyle olunca burasi ilk yerlesimden, barinmadan çok, özel bir amaçla yapilmis olmasi gerekiyor."

Kazida görevli yüksek lisans ögrencisi Hatice Kütük ise projede yer almaktan ve buluntulara taniklik etmekten mutluluk duydugunu, magaradaki dokumaciliga ait izlere iliskin tez hazirlayacagini anlatti.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile